Kazık!
 
Düşünün bir kere.
İstanbul’un en gözde semtlerinden birisinde oturuyorsunuz.
Eviniz veya iş yeriniz hemen denize cephe.
Kim bilir kaç yüz bin lira vererek veya ne kadar kira ödeyerek buralara sahip oldunuz.
Ne varki gün geliyor buraya bir yat limanı yapılacak deniyor ve.
Yat limanı inşşatı kazıkları günde 6000 sefer vuruş yaparak her vuruşta çevreye en az 3-4 şiddetindeki deprem etkisi yaratıyor.
Rahatsız oluyorsunuz.
Binalarınız çatlıyor.
Uykunuz kaçıyor.
Şöyle böyle değil.
Üç gün beş gün değil.
Aylarca böyle.
Tedirgin oluyorsunuz.
Şikayetçi oluyorsunuz.
Nafile.
Kime ne anlatacaksınız?
 
Kazık kapıya dayanınca.
 
Bakın Anadolu’da meşhur bir hikaye var.
Şehrin birine kazık çakan gelmiş.
Herkes şikayetçi bu kazıkçıdan ancak vatandaş Ahmet bana ne demiş.
Nasıl olsa benden uzakta.
Vatandaş Ahmet’e gelip demişler ya bu kazık çakan şehri geçti, kazaya geldi.
Vatandaş Ahmet gene rahat.
Nasıl olsa bana giren çıkan yok nereye gelirse gelsin tafralarında.
Daha sonra ya Ahmet köye kadar geldi, mahalleye geldi, komşuna geldi.
Ahmet yine umursamaz.
Sonunda Ahmet’in evine kadar gelince ve kazık Ahmet’in kıçına batmaya başlayınca o zaman Ahmet başlıyor bağırmaya.
İmdaaaaaaattttt yokmu kurtaraaaaaaan diye!
 
Sıra size gelmeden!
 
Biz Türk milletei böyleyiz işte.
Ne zamanki kazık kıçımıza batmaya başlar o zaman başlarız bağırmaya.
Kazık komşuna batmış, arkadaşına batmış, vatandaşa batmış, yurttaşa batmış.
Bizene.
Batarsa batsın.
Nasıl olsa bizden uzak.
Oysa daha kazığın batışını duyduğumuzda harekete geçsek, kendimize batıryorcasına gereğini yapsak belki sıra bize gelmeyecek.
Ama gelde anlat işte.
Büyükçekmece’deki kazıklarda aynı dert.
Kadir Topbaş’a sordum bu kazıkları.
İlçe belediye başkanı teknik üniversitenin denetiminde bunların devam ettiğini söylemiş.
Hangi üniversite.
Hangi teknik.
Gidelim bu üniversiteye soralım.
Bu çağda var mı böyle işkence diye.
Bu izni veren heyet gelsin bakalım bu evlerde bir gün geçirebilecek mi?
Bakın bu kazıklar yerleşim yerlerinde kullanılamaz.
Daha önce alınmış mahkeme kararları böyle diyor.
Ama kime ne anlatacaksınız.
Vatandaş ağlıyor, sızlıyor ancak iş ciddi bir hak aramaya gelince geri dönüyorsunuz arkanızda kimse yok.
Yazıklar olsun.
Bu çağda vatandaşa bu işkenceleri yaşatanlara da yazıklar olsun.
Hakkını adam gibi ara(ya)mayanlara da yazıklar olsun.

Mehmet MERT
[email protected].