Sabancı Holding ve PPF Group ortaklığında faaliyet gösteren TEMSA, ilk elektrikli şehirlerarası otobüs olma özelliğine sahip yeni elektrikli araç modeli olan LD SB E’yi, Hannover’de düzenlenen fuarda tanıttı. Sabancı Holding ve PPF Group ortaklığında faaliyet gösteren ve elektrikli ürün gamındaki araç sayısını beşe çıkaran TEMSA, ilk elektrikli şehirlerarası otobüs olma özelliğine sahip yeni elektrikli araç modeli olan LD SB E’yi, Hannover’de düzenlenen fuarda tanıttı.TEMSA, gelecek 3 yıl içinde elektrikli araçların toplam üretim içerisindeki payını yüzde 50’ye yükseltmeyi hedefliyor. Lansman etkinliği kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan TEMSA CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu şöyle: “AVRUPALI BİR ŞİRKET OLARAK KITANIN İLK ŞEHİRLERARASI ELEKTRİKLİ OTOBÜSÜNÜ ÜRETMİŞ OLMANIN GURURUNU YAŞIYORUZ” “TEMSA olarak, sürdürülebilirlik ve dijitalizasyon odaklı dönüşümü kendi sektörümüzde en erken fark eden firmalardan biriyiz. Uzun yıllardır iş süreçlerimizi buna göre dizayn ederken, müşterilerimizi de merkeze koyarak iki konuyu önceliklendiriyoruz. Bir yandan sürdürülebilir büyümemizi desteklerken bir yandan da elektrifikasyon başta olmak üzere yeni fırsat noktalarına odaklanarak sürdürülebilirlikle ilgili vaatlerimizi, hedeflerimizi yerine getiriyoruz. LD SB E aracımızla birlikte ulaştığımız elektrikli araç gamımız, TEMSA’nın bu yoldaki kararlılığın en önemli göstergesi. Bugün farklı segmentlerde, 5 farklı elektrikli aracın lansmanını yapmış olan dünyadaki ender şirketlerden biriyiz. Ayrıca LD SB E aracımızla, Avrupalı bir şirket olarak kıtanın ilk şehirlerarası elektrikli otobüsünü üretmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. Eğer kuzeye gitmek istiyorsanız bunun en kolay yolu kutup yıldızını takip etmektir. Bizim kuzeyimiz daha yaşanabilir, daha temiz, daha güvenli bir dünya. Kutup yıldızımız ise sürdürülebilirlik. Bu yolculukta kararlı şekilde yolumuza devam ediyoruz. Bu kapsamda 2025 yılında da üretim tesisimizden çıkan her iki araçtan bir tanesinin elektrikli olmasını hedefliyoruz.” TEMSA Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Hakan Koralp ise şöyle değerlendirdi: “TEMSA’NIN BU KONUMUNU, YENİ ARAÇLAR VE YENİ TEKNOLOJİLERLE BİRLİKTE ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DAHA DA GÜÇLENDİRECEĞİZ” “TEMSA, 1968 yılından bu yana sektöre, çok sayıda otobüs ve midibüs modeli getirmiş; bunları dünyanın 70’e yakın ülkesinde yollara çıkarmayı başarmış küresel bir oyuncu. 510 bin metrekare alana kurulu olan tesisinde, TEMSA’nın bugüne kadar ürettiği araç sayısı 130 binin üzerinde. 2020’nin son çeyreği itibarıyla, Sabancı Holding ve PPF Group ortaklığında faaliyet gösteren TEMSA, kardeş şirketi Skoda Transportation ile birlikte özellikle elektrifikasyon çözümleriyle küresel pazarlarda artık çok daha güçlü, çok daha kararlı. Bugün sıfır emisyonlu araçlarda dünyada öncü ve örnek role soyunan bir şirket olan TEMSA’nın bu konumunu, yeni araçlar ve yeni teknolojilerle birlikte önümüzdeki dönemde daha da güçlendireceğiz.” TEMSA Ar-Ge ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Caner Sevginer ise şöyle belirtti: “DEPOLAMA TEKNOLOJİLERİNİ NASIL DAHA KULLANILABİLİR HALE GETİREBİLİRİZ SORUSUNUN YANITLARINI ARIYORUZ” “Bugün dünyada, Ar-Ge kültürü yaratabilmenin ilk adımı bir sonraki hamleyi düşünmek; bugünle yetinmeden yarına kafa yormaktır. Geleceğin teknolojilerinde oyun kurucu olabilmek için gerekenlerin analizini bugünden yapıp ona göre stratejik bir yön almaktır. Bizim TEMSA’da yıllardır yaptığımız şey, işte tam olarak bu. Elektrikli araçlar, enerji depolama teknolojileri ve otonom araçlarla ilgili uzun yıllardır yaptığımız çalışmalar da işte bu bakış açısının birer göstergesi. Tüm bu teknolojileri de Üretim tesisimizin içerisinde yer alan Ar-Ge merkezimizde geliştiriyoruz. Yaptığımız çalışmaların temeline de bugün elektrifikasyonu yerleştirmiş durumdayız. Dünyadaki elektrifikasyon devrimini odağımıza alıp, bir yandan toplu taşımaya ve ulaştırmaya yönelik çözümlerimizi geliştirirken, bir yandan da bu devrimde yeni bir sayfa açacak depolama teknolojilerini nasıl daha kullanılabilir hale getirebiliriz sorusunun yanıtlarını arıyoruz. LD SB E de Ar-Ge merkezimizde yaptığımız bu çalışmaların bir sonucu.”