PERİHAN ERSİN

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu yedek üyesi Şaban Şahin, “İttifak mevzularını ancak seçim dönemlerinde konuşuruz. Millet İttifakı görüşmeleri seçim döneminde yapıldı, gereği yerine getirildi ve tamamlandı. Bizim ana ittifakımız şu anda geçim ittifakı” dedi.

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu yedek üyesi Şaban Şahin, partisinin Karaman merkez ilçe teşkilatı tarafından aylık olarak düzenlenen divan toplantısında konuştu. Şahin, şunları söyledi:

“Çatışma değil, diyalog çok önemli. Biz hiçbir zaman için çatışmanın veyahut da kavganın tarafında olmadık.

Sürekli Genel Başkanımıza sorulan bir soru var. Hangi ittifakta yer alacaksınız? Millet İttifakı’na devam ediyor musunuz? Cumhur İttifakına bakışınız nedir? Biliyorsunuz bu sorulara her zaman bir tek cevap veriyoruz. Biz ittifak mevzularını ancak seçim dönemlerinde konuşuruz.

Millet İttifakı görüşmeleri seçim döneminde yapıldı, gereği yerine getirildi ve tamamlandı. Şu anda bizim gündemimizde ittifaklar değil, seçimler olması lazım. Milletin ekonomisi olması lazım. Özellikle şu anda birinci gündem maddesi ekonomidir, ittifaklar değil. İttifaklar sonraki konuşulacak mevzu. Bizim ana ittifakımız şu anda geçim ittifakı. Toplumun geçim ittifakı.

“DEVLET YÖNETİCİLERİ MAALESEF ÇARE BULAMIYORLAR”

Özellikle sizler de takip ediyorsunuz, izliyorsunuz, marketlerde ciddi manada fiyat artışlarının önüne geçilemiyor. Enflasyon aldı başını gidiyor. Gerçek enflasyon, devletin açıkladığı enflasyonun çok çok üstünde. Buna şu anda devlet yöneticileri maalesef çare bulamıyorlar ve bütün suçu beş tane zincir marketin üzerine yıkmaya çalıştılar. Ama bundan 8-9 yıl önce diyorlardı ki mahalle bakkallarına; ‘Siz de birleşin zincir market olun.’ Ha, 12 yıl önce doğru olan şey maalesef o gün yanlış gibi gösterildi. Şimdi diyorlar ki ‘Zincir marketler suçlu.’

Peki, suçu zincir marketlerde arayacağız da onların daha çok kâr etme heveslerinde arayacağız ama girdi maliyetlerinin düşürülmesi noktasında niye biz yöneticilere suç bulmayacağız? Bu bizim doğal hakkımız değil mi? Siz doğalgazı bir yılda yüzde 60-70 civarında pahalandırın, elektriği pahalandırın, akaryakıta indirim getiremeyin, gübre fiyatlarını yükseltin, yem fiyatlarını yükseltin, bütün girdi maliyetleri yükselsin ondan sonra kalkın deyin ki; fahiş fiyatlarla mücadele edemiyoruz.

Bu aslında iktidarın yönetme vasfının kaybedildiğine dair en büyük delillerden bir tanesi. Artık iktidar ekonomiyi yönetemiyor. Ekonomi kendi başına, kendi kurallarını koymuş bir şekilde gidiyor. Bunun çözüm yolları mutlaka var, olması gerekiyor ama iş ehline teslim edilmediği için maalesef bu sıkıntıları hep birlikte yaşıyoruz. Dünya gerçeklerini görmeden, ekonomi kurallarını uygulamadan, popülist politikalarla gelinen noktada ekonomimiz tıkandı.

“TOPLUM CİDDİ MANADA AHLAKİ BİR DEJENERASYON GEÇİRİYOR”

Merkez ilçe başkanımız bahsetti. Zaten ciddi manada ahlaki bir dejenerasyon geçiriyor toplum. Diğer taraftan da dış politikadaki gelgitlerle maalesef ülkemizin geldiği nokta da pasif ve zayıf bir noktadır. Genel Başkanımızın güzel bir ifadesi var; ‘Sizin siyaseten veya diplomatik olarak güçlü olabilmeniz için, ekonominizin güçlü olması gerekir’ diyor. Türk lirası şu anda dünyanın en değersiz parası noktasına geldi. Arjantin parasının bile altında değeri var, Türk lirasının. Ve sizler de takip ediyorsunuz, Bulgar vatandaşları Bulgaristan’dan Edirne’ye alışveriş yapmaya geliyor. Niye? 1 Euro 10 TL’yi geçtiği için. Paraları değerli olduğu için. Bu 10 yıl önce böyle değildi. 5 yıl önce de böyle değildi, 20 yıl önce zaten hiç böyle değildi. Ve izlenen bu popülist politikalar ülkenin parasını pul etti, mallarını ve milli değerlerini çarçur etti ve gelinen noktada borçla ekonomiyi çevirmeye çalışan bir ülke haline geldik maalesef.”

 

Kaynak: anka