DAVUT GÜLEÇ

Psikiyatri uzmanı Dr. İsmail Gökşen, son iki yılda dünyada ve Türkiye’de etkili olan küresel salgın kaynaklı sorunlara dikkat çekti. “Siyasiler üsluplarında birleştirici, kucaklayıcı olmalı” diyen Gökşen, ailelere de “Sanal yaşam sosyal yaşam değil, maskeli yaşam” uyarısı yaptı.

Yaşanan sürecin bireylerde ve toplumda endişe, kaygı ve buna benzer depresyon eğilimi ve gerilim oluştuğunu vurgulayan Dr. Gökşen şunları söyledi:

“Bu gerilimi azaltmak için siyasilere çok büyük görev düşmekte. Üsluplarına dikkat ederek, yumuşak daha kucaklayıcı, daha birleştirici olan duygu ve düşüncelerini ifade etmeli. Siyasiler böylece üsluplarına dikkat ederek gerilimi azaltan bu söylemlerine dikkat ederek daha sorumlu davranmalıdır.

“SİYASİLER HALKI SAKİNLEŞTİRİCİ OLMALI”

“Ülkemiz içinde, bu korona döneminde insanlarımızın sosyal medyaya yönelmesi ve bu sosyal medyadaki olumsuzluklar mutsuzlukları getirip, şu an yaşadığımız bazı olumsuzluklar sanal durumlar gerçekmiş gibi algılandığından bu da mutsuzluğa götürmektedir. Koronanın ülkemiz ve insanlığın getirdiği büyük bir sıkıntı var. Bu sıkıntı içinde de özellikle halktan birçok insanları görüyoruz ki gergin, huzursuz, sıkıntılı durumlarını biraz daha abartı olarak anlatmaya çalışıyor. Bu işe siyasiler de adeta körüklüyormuş gibi bir durum oluyor. Üsluplarının daha sağlıklı ve halkı sakinleştirici yönü olan konuşmaları, tavsiyeleri, bu konudaki tutum ve davranışlarını çok iyi ve daha iyi ayarlamaları lazım.

“HALK ARASINDA KLİNİK DEPRASYON VAR”

“Artık bu koronanın da önünde olmamız lazım. Bunun önüne geçmek için de toplumsal ve bireysel olarak güçlü olmak gerekir. Halk arasında klinik depresyon var. Belli çizgilerden sonra depresyon başlıyor. Biraz gerilim, sıkıntı, huzursuzluk ya da kendini iyi hissetmeme gibi durumların hemen bir ağır hastalık niteliğinde algılanması da bu işi körükleyebilir. Aslında böyle bir şey yok.

“AİLELER BİRBİRLERİNE DAHA SIKI BAĞLI OLMALI”

“Endişe, kaygı artınca aile içi şiddet da artmış oluyor. Sanal yaşam maskeli yaşam olduğu için özellikle bu korona süreci içerisinde ailelerin birbirini daha sıkı ve birbirlerine bağlı olmaları gerekir. Sıkıntılı süreçler tabi geçici süreçlerdir. Böyle zamanlarda ümitli, iyimser ve mutlu olmak, gelecek için iyi olan zihni hareketleri daha iyi hale getirdiği için bundan dolayı ümitli olmak gerekir.

“KISITLAMALAR, RUHSAL, PSİKOLOJİK DURUMLARA SEBEP OLUYOR”

“Sanal yaşamın dışında gerçek yaşama dönerek özellikle çekilen ekonomik sıkıntılar, er geç geçicidir. Ancak bunlarında telafisi için kendinize zaman ayırmış olmanız, bu kısıtlamalar, kapanış-açılışlar gerek duygusal gerekse ruhsal, psikolojik olarak birtakım durumlara sebep oluyor. Bunların geçici olduğunu bilelim. Tüm bu süreçlerle birlikte aileler birbirine sarılmalı. Ekonomik sıkıntılar geçici. Geleceğe ümitle bakıp geleceklerini karartmadan- çünkü kara gün kararmaz. Bunların geçici olduğunu zihnimize, beynimize yerleştirmemiz lazım.

ALMANYA-AFRİKA MUTLULUK-MUTSUZLUK ÖRNEĞİ

“Almanya ve Afrika’da yapılan araştırmalar sonucunda 10 sene önce birbirine eşit olduğu görüldü. Ancak bir 10 sene sonra özellikle Afrika’daki ülkenin mutsuz ama Almanya’daki ülkenin bu mutluluk sürecinin devam ettiği görüldü. Özellikle bu internet ortamında olan olumsuzluklar Afrika’da olan o ülkenin insanlarını etkilediğini, Almanya’da olan o gelişmeleri, insanlar kendi mutlulukları için karşıladığından orada mutluluk devam ederken, bu mutsuzluk ortaya çıktı.

Kaynak: anka