Kars’ta Türkiye-Ermenistan sınırını oluşturan Arpaçay Nehri kıyısı, tarihi, doğal ve evrensel kültür varlıklarıyla dikkat çekiyor. Kars Zirve Dağcılık Doğa Sporları Kulübü'nün yürüyüş rotasına dahil ettiği bölge için etkinliğe katılan 34 sporcu, bölgedeki arkeolojik zenginliğin kendilerini büyülediğini ifade etti.

Dünyada en çok bilinen tarihi yerlerin başında gelen Ani Antik Kenti’nin, 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası geçici listesine, 2016 yılında ise UNESCO Dünya Miras Listesine alınmasıyla dünyanın gözü Kars’a çevrildi. Kars Zirve Dağcılık Doğa Sporları Kulübü, Kültürel Miras Uzmanı Faruk Torunoğlu tarafınfan bilgilendirilerek rotasına devam etti.

GELEN DAĞCILARA BİLGİ VERİLDİ

Kars Zirve Dağcılık Doğa Sporları Kulübünün trekking etkinliğine eşlik eden Kültürel Miras Uzmanı Faruk Torunoğlu Kilittaşı Köyü ile ilgili olarak şunları söyledi:

"Kilittaşı Ermenistan’ın Ani Krallığının güçlü olduğu dönemde önemli kentlerinden biri olan Pekran ve Bagaran şehirleridir.  Bagaran da önemli bir şehirdir. Selçukluların Anadolu’ya girişi ve Ani’yi fethi ile birlikte Bagratlı Türk hakimiyetine girdi ve belli bir dönem şehir Türk hakimiyetinde kaldı. Yalnız Selçuklularının buradaki hakimiyetini kaybetmesinden sonra şehir tekrar Ermenilerin eline geçti. Bargatuni ailesinin önemli bir kolu olan Zekeryan prensleri tarafından yönetilmeye başladı. Şu anda Kilittaşı’nda 9 tane kiliseden ayakta kalan 2 tanesinin önündeyiz. Birisi Ermenistan sınırları içerisinde sınıra sıfır noktadadır. Bir diğeri Kilittaşı Kilisesinin önündeyiz. Kilisenin alt kısmı bazalt taştan, üst kısmı ise kolay işlenebilen tüf taştan yapılmış durumda. Bunduğumuz bölge ise Kilisenin önündeyiz ama burası eski şehir sularının kalıntılarının bulunduğu bölgedir. Şu anda tam şehir surlarının üstünde duruyoruz. Altımızda ise eski şehrin kalıntılarını görüyoruz. Burası yürüyüş rotası olarak da mükemmel bir rotaya sahip. Çünkü coğrafya harika ve mevsim normallerinin her zaman üzerinde bir sıcaklığa sahip. Zaten belli bir dönemde çok fazla tarımsal ürünün yetiştirilebildiği bir bölgedir. Geçmişte üzüm asmaları olan bir bölge burası. Aynı zamanda trekking gurupları Kars’a yeni gelen misafirlerini ve kamu çalışanlarını Kars’ın doğal ve tarihi göstermek istediklerinde bu bölgeye de getiriyorlar.”

"BÖLGENİN TURİZME KAZANDIRILMASI GEREKİYOR"

Kilittaşı köyünden sonra rotalarını 5 Kilise tarihi alanına çeviren dağcılar, geçmişi yüzlerle yıl öncesine dayanan tarihi kalıntıları gezdiler. Torunoğlu bu gezileri ile ilgili de şu bilgileri verdi:

"Eski adıyla ‘Tekor’ olarak bilinen Digor ilçe merkezine yakın vadinin içinde üç kaya çıkıntısı üzerine 6. yüzyılda Pakraduniler tarafından kurulmuş kiliselerden oluşuyor. Ama sadece Saint Sarkis Mamastırı zamanın ve define avcılarının saldırısına uğramasına rağmen günümüze kadar gelebilmiştir. Turizme açılması gereken bu bölgelerin başında özellikle Magazbert Kalesinin olduğu kısım var.  Fakat o kısımlar gibi bu kısımlarda Türkiye- Ermenistan sınırına sıfır noktada olduğu için genelde turizme kapalı alanladır. Digor Belediyesi'nin, valilik ve kaymakamlığın birlikte bazı bölgelerde turistik alan ve gezi rotaların oluşturulması ile ilgili planlarının ne aşamada olduğunu bilmiyoruz. Tabi ki Kars için önemli bir destinasyon olan bu bögenin de turizme kazandırılması gerekiyor. Sadece buranın mı Horomos Manastırının da, Magazbert’in de turizme kazandırılması gerek. Çünkü Kars’ta konaklama sayısını arttırmak istiyorsak alternatifler sağlamamız gerekiyor."

 

 

 

 

 

 

           

 

 

 

Kaynak: anka