SERRA TAYLAN

Elâzığ Maden ilçesindeki Camii Kebir ve Bahçelievler mahallelerinde yaşayan yurttaşlar, evlerini boşaltmaları yönündeki tebligatları protesto etti. Cuma namazı çıkışında bir araya gelen vatandaşlar, “Evlerimizi, iş yerlerimizi bırakmak istemiyoruz" dedi. Mahalleli Zülküf Özek, “Hadi diyelim ben evi terk ettim, ben davarımı nereye götüreyim, samanımı nereye götüreyim, odunumu nereye götüreyim? Ben bu derdimi kime anlatayım?” diye konuştu.

Elazığ’ın Maden ilçesindeki yurttaşlar, Yıldızlar Holding’in yaklaşık 10 yıldır faaliyet gösteren maden işletmesi nedeniyle yaşadıkları sorunları ve evlerine gelen tahliye tebligatını protesto etti. Vatandaşlar kendilerine gelen, ev ve iş yerlerinin boşaltılması yönündeki tebligat karşısında ne yapacaklarını bilmediklerini söyledi. Mahalleli Evren Durmuş, şunları söyledi:

"Yıldızlar Holding tarafından başımıza hafriyat döküldü. Bu hafriyattan kaynaklı heyelan gerçekleşiyor. Bütün bakanlıklar, şirketten kaynaklandığını söylese de vatandaşı mağdur ediyor. Biz memleketimizi seviyoruz, bir avuç mutlu azınlık kaldı Maden’de. Onlar da yerinden olmasın istiyoruz. Ama 4 yıldır hiçbir somut adım atılmıyor. Afet dolayısıyla mağdur edilmişsem bunun zararları da benden çıkmamalı. Devletin bu konuda hassasiyet gösterip işyerleri ve evlerimizi tekrar farklı bir bölgede yapmasını talep ediyoruz. Bir şirket uğruna, bir rezerv uğruna buradaki insanlar huzursuz ediliyor."

Zülküf Özek ise "Geçen hafta, benim evimin kapısına bir kağıt asmışlar. Kağıtta ‘15 gün içinde evi terk edeceksin.’ Hadi diyelim ben evi terk ettim, ben davarımı nereye götüreyim, samanımı nereye götüreyim, odunumu nereye götüreyim? Ben bu derdimi kime anlatayım? Bu Türkiye'nin Cumhurbaşkanı yok mu, başbakanı yok mu? Elimde, avucumda hiçbir şey yok. Yap evimi, ver hakkımı gidip içinde oturayım" dedi.

Ahmet Bektaş, "Benim 3 tane çocuğum var, bu yaştan sonra nereye gidip sürüneceğim? Bana bugün 1 trilyon verseler ben yine gidemem. Ben kendim elimle yaptım o evi" dedi. Evleri boşatmayı düşünmediklerini belirten Eşref Güneş şunları söyledi:

"Evlerimize 30-40 bin lira değer biçmişler duyduğumuza göre oradaki evleri bize 300-350 bin lira civarında maliyet çıkartıyorlar. Ben 50 yaşındayım, 25 yıl yaşayacağımın garantisi var mı, yok. Benim evimde kayma gibi bir şey yok. Bunlar fabrikanın oyunları. Yıllarca patlattıkları dinamitlerle yeraltındaki bakırı çıkarmak için bize böyle bir oyun oynanıyor. Ben canımı çöpte bulmadım eğer kayma gibi bir şey varsa zaten onların boşalt demesine gerek yok, ben daha önceden boşaltırım."

"BİR ÇİVİ BİLE ÇAKMADINIZ"

Mustafa Çağıran ise şunları söyledi:

"Şu an perişan bir durumdayız. Kış gününde bize tebligatlar veriliyor ve 15 gün içinde evleri boşaltın, boşaltmadığınız takdirde elektriğinizi, suyunuzu keseriz diyorlar. 4 senedir aynı hikayeler devam ediyor. 4 sene zarfında bir konut, bir işyeri yapılmaz mı? Bu kadar insanı neden mağdur ediyorsunuz? Vatandaşlar olarak biz burada perişanız. Bize gelin, gidin, boşaltın gibi boş laflarla uğraştırıyorlar. Koca bir ilçeyi yok etmek istiyorlar biz de buna müsaade etmiyoruz. Elazığ'da deprem oldu ilçemizde bir tuğla bile oynamadı ama yeni yapılan binalar yıkıldı. Biz bu memleketin çocuğu değil miyiz, bu soğuk kış gününde nereye gideceğiz? Elimizde, avucumuzdakini aldınız ama bir çivi çakmadınız."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

* Evren Durmuş

* Zülküf Özek 

* Şükrü Yılmaz

* Ahmet Bektaş 

* Eşref Güneş 

* Mustafa Çağıran

* Ayşe Çiftçi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: anka