Onları sıradan zamanlarda sıradan insanlar olarak görürsünüz. Yanınızdan geçip giderler, yan masada kahve içmeye devam ederler, karşı komşunuzdur belki de. Merak etmezsiniz üzerine giydiği kırmızı-lacivert kıyafetiyle ayda bir gittiği tatbikatları, şaşırırsınız üzeri çamur ve yırtılmış olarak geldiğinde bile yüzündeki tebessüme, yinede sormazsınız doğa sporundan farklı bir şeyler mi yapıp yapmadığını…

Evlerinde her zaman bir sırt çantası hazır halde bekler, bir köşede ağzı kapalı ama tıka-basa dolu olduğu her halinden belli olan bir sırt çantası. Gecenin en derin karanlığında, vücudunuzun en derin uyku aşamasında gelen bir telefon sesi; reddetme lüksüne sahip değillerdir. Belki eşlerinin anlamsız ve soran gözlerini görmezden, belki çocuklarının korku ve endişeli seslenişlerini duymazdan gelirler. Güvenli evlerinizin dışında bilmediğiniz afet durumlarında yardıma ihtiyacı olan birilerinin olduğunu bilirler. Onların amacı insanları kurtarmak değildir, insanları en az zararla kurtarmaktır.

Kahraman olarak doğmazlar elbet. Yaptıkları, insanüstü çabaları onları kahramanlık mertebesine çıkartır. Tanımadığı bilmediği insanlar için kilometrelerce uzağa gidip günlerce dönmezler. Sıcak bir yer aramazlar soğuk kış günlerinde, serin bir yere gitmezler sıcak zamanlarda. Çadırlarını kurtardıkları insanlarla paylaşırlar, kendilerinin nerede kalacaklarını düşünmeden. Araçlarının koltuğunda günlerce ikibüklüm uyumaktan şikayetçi olmazlar.

Kurtarma içgüdüleri ailelerine olan özlemlerini bastırır. Özellikli değillerdir, şartlarla seçilmeyebilirler belki ama seçildiklerinden sonraki eğitimlerle kendilerini geliştirdiklerine şahit olursunuz. Kendi evlerinde 5 litre su bidonunu kaldırmayanlar, sözkonusu başkasının hayatı olduğunda kendi hayatlarını tehlikeye atarlar.

Evlerinde hazır bulunan o sırt çantaları görev anında uzun günler açılmaz bile. Çamura batmış, suya düşmüşler önemli mi? Vücutlarının limitlerini zorlayan insanlar görürsünüz ekrana yansıdıklarında; sanki enkaz altındaki, kaza anındaki kendi yakınlarıymış gibi endişeyle bakar, titizlikle çalışırlar…

Bir hayat kurtarıldığında tebessüm ve aydınlanma geçer yüzlerinden; asla tek bir kişi üstlenmez o hayatın kurtarılma hikayesini… bilirler ki tek bir kişinin yapamayacağını ekip olarak yapmışlardır!

Umut olan yerde UMKE’de vardır ve UMKE varsa, “sesimi duyan var mı?” diye seslenen, “seni burdan çıkartıcaz” diyen birileri size çok yakındır, ve merak etmeyin bizler yürekten gönüllü kahramanlarız…