UMKE benim için kocaman tam 10 yaşında sevimli, tertemiz yürekli, yardımsever bir çocuk. Çok emeğimiz var gerçekten, hoş yormadı beni severek çalıştığım için hiç yorulmadım. Mesleğime doyduğum, iyi ki bu mesleği seçmişim dedirtip, insanlığın önemini öğreten, ömürlük dostluklar kazandıran bir süreçti.

        Her görevde kısa zaman da çok iyi dostlar edindim, çat kapı gideceğim ben geldim diyeceğim sağlam dostluklar kurdum UMKE sayesinde, hem de ülkemin birçok yerinde. Uzun zamandır görmediğin kardeşini görmek gibidir görevde tanıştığın arkadaşında karşılaşmak. Van'da ısınacak hiçbir olmayan arazide yandaki ilin yaktığı ateşte ısınmak, aç mısın diye samimice sorulmuş soruya çekinmeden açım demek ve seve seve ekmeğini paylaşmaktır.         Sevgili yetkililer biz UMKE'Yİ ÇOK SEVDİK, HEM DE ÇOK. Van'ı düşünüyorum en canlı hatıra o çünkü çok üşüdüm, aç gezdim, günlerce yıkanmadım, gördüğüm eksler psikolojimi bozdu, dönüşte destek almak zorunda kaldım, aylarca güzel rüyalar göremedim, aylarca donuk ifadem ailemi korkuttu, hala da oradaki insanları düşünürüm, görmek bile beni bu kadar etkiledi yaşamaya nasıl tahammül ediyorlar diye, acaba sıcak evleri var mı, yemekleri var mı, çocuklar neşe içinde koşuşturuyorlar mı diye. Yine gider miyim giderim hem de en önde giderim. Gitmek için o kadar çok sebebim var ki; elini uzatan birine yardım etmenin doyumsuz tadına ulaşmak için, koşuşturmak deli gibi çalışmak, işe yarıyorum demek için, ne güzel bir mesleğim var demek için, oraya gönüllü gidenler insanlar bence bu ülkenin en iyi kalpli insanları, onlarla tanışmak ya da tekrar görmek için… Evde oturup hiçbir şey yapmadan ah vah diyerek televizyondan izlemek, telefonunda 2-3 yardım sms'i gönderip bunla yetinmek bana göre değil, ben UMKE'CİYİM. Dönüşte görevlendirmeler devam etti, UMKE dışından arkadaşlara görevlendirmeler yapıldı, bazıları pdc'de istenmeyen meslek gruplarından değillerdi(sağlık memuru, hemşire, ebe vs.),beni çok şaşırtmışlardı gitmemek için verdikleri uğraş, söylenmeleri, kızgınlıkları, .Ama görüyorum ki onlara kadro verilmiş bizler yok sayılmışız, ayrıca onlara pdc'de umke li olmak zorunluluğu bile getirilmemiş, sayın yetkililer bu iş sevilmeden YAPILAMAZ ,sanki emekle, özenle büyüttüğüm çocuğum ailemin elinden alındı, onu istemeyen başka birilerine verildi. Biz meslek ayrımı yapmayız, herkes UMKE'cidir sadece ama artık onlar ve biz olduk. UMKE'ci ruhumuzu kaybediyoruz. Hiç olmayan siz-biz kavgaları çıkmaya başladı.

        UMKE'nin çok sevdiğim taraflarından biri de çalışma hayatımızda sürekli maruz kaldığımız mesleki etiketlenmeler yoktur, herkes eşittir, aslında sırf bu lafı duyduğum için başvurdum UMKE'YE. Biz meslek hayatımızda hep çok ezildik, hep yardımcı sağlık personeli(bana göre hekim dışı sağlık personeli)olduk, hep emir kulu olduk, herkese siz dedik herkes bize sen dedi, Ama UMKE'de herkes sen'dir, kimse üstün farklı değildir, herkes işini yapar, akşam olur aynı çadırda kalır, aynı yemeği yersin, aynı kıyafeti, aynı ayakkabıyı giyersin. Ama artık bunu da kaybediyor sanki.

       Elimizden geleni yaptık, gerekli her yere başvurduk, üzüntümüzü dile getirdik, hakkımızı savunduk, bunlara rağmen yine dediğiniz dedikse yapacak bir şey yok. Bu iş çok önemli, çok emeğimiz var ve o kadar çok kan kaybetti ki zaten çok kıymetli arkadaşlarımız küstürüldü, vazgeçmek zorunda kaldılar, her şeye rağmen onların UMKE denildiğinde gözlerindeki ışıltıyı görebiliyorum, daha fazla kişi kaybetmeyi göze almayın lütfen. İllaki gideceksiniz diyorsanız da ben kendi adıma söyleyeyim giderim, ama lütfen emeğimize iyi bakın, onu sevecek, daha iyi yerlere getirecek işinin ehli insanlara emanet edin. Resmi cümleler kurmadan samimi duygularımı yazmaya çalıştım, umarım bu kadrolara sebep olanlar okuyup ne hissettiğimizi anlarsınız. Afetsiz günler dilerim.