HABER: EDDA SÖNMEZ / KAMERA: ADEM KARABAYIR Çalışmak için gittiği Türkmenistan'da Covid-19'a yakalanan 38 yaşındaki mimar Ergül Avşar, hastanede mahsur kaldı. Ergül Avşar'ın ağabeyi Ergin Avşar, kardeşinin koronavirüs tedavisinin Türkiye’de tamamlanması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'dan yardım istedi. Avşar, "Ben esnafım. Bu ülke için çalışıyoruz. Her şeyi bu ülke için yapıyorsak devletimizin de bizi yok saymaması lazım. Bize denilen 265 bin TL paranız varsa özel uçak tutup getirin. 265 bin TL paramız olsa zaten kardeşimizi getiririz" dedi. Türkiye'de uzun süre iş arayan ancak bulamayan Mimar Ergül Avşar, 3 yıl önce çalışmak için Türkmenistan'a gitti. Ergül Avşar, bundan yaklaşık 15 gün önce hastalandı, durumu ağırlaşınca hastaneye kaldırıldı. Koronavirüs teşhisi konulan Ergün Avşar, Türkmenistan'da Devlet Hastanesi'nde yoğun bakıma alındı. Talihsiz adamın kardeşi Ergin Avşar, kardeşinin tedavisinin Türkiye’de yapılmasını istediğini belirterek ANKA Haber Ajansı aracığıyla devlet yetkililerinden yardım istedi. "ANNEMİZİ BU HASTALIKTAN KAYBETTİK KARDEŞİMİZİ DE KAYBETMEK İSTEMİYORUZ" Türkmenistan'da koronavirüs hastalığına ilişkin yeterli bilgi ve donanım olmadığını söyleyen Ergin Avşar, Türkiye'den ilaç temin edip yolladıklarını dile getirdi. Ergin Avşar şöyle konuştu: “Kardeşim Ergül Avşar Türkiye’de iş bulamadığı için Türkmenistan’a çalışmaya gitti. Kendisi mimar 38 yaşında. Yaklaşık 15 gündür koronavirüsle boğuşuyor. Durumundan endişeliyiz. Orada tedavi şartları ne, nasıl? Elimiz ulaşmıyor. Türkiye’de en azından nasıl bir uygulandığını görüyoruz, biliyoruz, duyuyoruz; orada ne olduğunu bilmiyoruz. Bir an önce kardeşimizin buraya getirilmesini istiyoruz. Çok endişeliyiz. Ailecek endişeliyiz. Cumhurbaşkanımızdan, Sağlık Bakanımızdan kimin eli uzanıyorsa, kim yardım edebiliyorsa onlardan yardım bekliyoruz. Kardeşimin durumunun iyi olmadığını düşünüyorum, çünkü sesi bana hiç iyi gelmiyor. Yerinden kalkamadığını söylüyor. Annemizi kaybettik, kardeşimizi de kaybetmek istemiyoruz bu hastalıktan. En azından burada elimizin altında olsun. Devletimiz güçlü bir devlet. Elini atabilir, getirebilir. Bir anlık bir şey. Bir an önce gelmesini istiyoruz." “BİZ BU ÜLKENİN VATANDAŞI OLARAK BÖYLE BİR ŞEYİ HAK ETMİYORUZ” Kardeşini getirebilmek için gerekli tüm evrakları tamamlayarak Türkmenistan'daki Türk Büyükelçiliği’ne başvuruda bulunduklarını anlatan Ergin Avşar, kendilerine Dışişleri Bakanlığı'nın onayının beklendiğinin söylendiğini aktardı. Ancak bunun üzerinden bir hafta geçtiğini ne imzanın çıktığını ne de konuya ilişkin kendilerine bilgi verildiğini belirten Avşar, "Bize gelen 'Boşuna beklemeyin' şeklinde. Biz bu ülkenin vatandaşı olarak böyle bir şeyi hak etmiyoruz. Daha önce yapıldığı gibi, ambulans uçağımız var, her şeyimiz var. Güçlü bir devletiz. Gidip kardeşimi alıp gelebilirler. Neden olmadığını da bilmiyoruz. Bir an önce el atılmasını bekliyoruz yetkililerden" dedi. “265 BİN TL PARANIZ VARSA ÖZEL UÇAK TUTUP GETİRİN” Elçilikten kendilerine "Durumunuz varsa, 265 bin TL paranız varsa özel uçak tutup getirin" tavsiyesinde bulunulduğunu dile getiren Erin Avşar, "Bakanlıktan bize 'Çok sıra var. Boşuna beklemeyin, şu anda uçak kalkmaz' denildi. Zaten durumumuz olsa, 265 bin TL kardeşimizden önemli değil. Olsa zaten biz gönderir aldırırdık. 'Şu anda böyle bizden bir şey beklemeyin' der gibiler. Biz de tereddütteyiz" diye konuştu. “DEVLETİMİZİN BİZİ YOK SAYMAMASI LAZIM” "Devletimizin gidip hastamızı alıp gelmesini istiyoruz" diyen Ergin Avşar, şunları söyledi: "Biz bu ülkenin vatandaşıyız. Ben esnafım. Bu ülke için çalışıyoruz. Bu ülke için askerlik yaptık. Her şeyi bu ülke için yapıyorsak devletimizin de bizi yok saymaması lazım. Bir kardeşimizi gidip alıp gelmeyecek güçsüz bir devlet değiliz. Güçlü bir devletiz. Biz bunu bekliyoruz devletimizden. Gidip kardeşimizi alıp gelsinler, en azından biz burada bakalım. Görelim, gözümüzün önünde olsun. Ne olduğunu bilelim. Bir şey olacaksa da burada olsun. Biz bilelim, gözümüzle görelim. En azından kardeşimize ne yapabilirsek biz burada yapalım. Ama bizim elimiz uzanmıyor ama devletimizin uzanabilir. Devletimizi gidip alıp gelebilir. Biz devletimizden bekliyoruz. Kimin eli uzanıyorsa kardeşimizi getirsinler. "ABİ NEFES ALAMIYORUM DİYOR" Ancak oradaki elçilikle görüşebiliyoruz. Elçiliğin de bize dediği biz her şeyi hazırladık, yakından takip ediyoruz diyorlar bize ama ne kadar takip ediyorlar bilmiyorum. Bize iyi dedikleri zaman kardeşimi arıyorum sesi gelmiyor, çıkmıyor. 'Abi nefes alamıyorum' diyor. Hatta yerinden kalkamıyor. İki gündür yeni 'hafif hafif doğruluyorum' diyor. Ama ne olduğunu bilmiyoruz. Kendi ülkemizde olsa, biliyoruz ki güvende olacak ama orada ne olduğunu bilmiyoruz. Başka bir ülke. “BİZE DENİLEN DE 'FAZLA KURCALAMAYIN, SESİNİZİ FAZLA ÇIKARMAYIN” Kardeşim evli iki çocuğu var. Çocukları okula gidecek babalarını soruyorlar. Kötü bir durum. Hiçbir şey diyemiyoruz. Orada şartlar nasıl onu da bilmiyoruz. Bize denilen de 'Fazla kurcalamayın. Oradaki tedaviyi yarıda keserler. Sesinizi fazla çıkarmayın.' Oradan ulaştığımız yerlerden söylenen sözler. Devletimizin bir an önce bir şey yapmasını istiyoruz. Ben çocuklara bir şey söyleyemiyorum. Eşine bir şey söyleyemiyorum. Görüşemiyorlar. Bir tek ben görüşüyorum iki kelime o da zar zor ağzından çıkıyor. Devletimizden umudu kesmiyoruz. Bir an önce devletimizin bir şey yapacağına eminiz ama inşallah sesimizi duyarlar.” MİMAR AVŞAR'IN ÇOCUKLARI: "TAYYİP DEDE BİZE BABAMIZI GETİR LÜTFEN" Öte yandan, Mimar Ergül Avşar’ın çocukları Arif ve Kiraz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çektikleri video aracılığıyla seslenerek, yardım istedi. Yedi yaşındaki Arif ve 5 yaşındaki Kiraz, “Tayyip dede bize babamızı getir lütfen” dedi. GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ -ERGİN AVŞAR'IN RÖPORTAJI -ERGÜL AVŞAR'IN ÇOCUKLARININ ÇAĞRISI -ERGÜL AVŞAR'IN FOTOĞRAFLAR