DİLAN KUTLU Türkiye buğdayda ithalat krizi yaşarken ve buğday tarlaları dolu ve kuraklıktan zarar görürken Balıkesir’in Bandırma ilçesindeki birinci sınıf tarım arazisinde, bölgede kurulacak organize sanayi bölgesi için iş makinaları çalışıyor. Bölgede çiftçilik yapan Berna Börkan, “Bizler tarlamızı kaybetmiş olabiliriz ama Türkiye ekmeğini kaybetti… Vatana, toprağa nasıl ihanet edildiğini belki dilim dönüp anlatamayabilirim ama gösterebilirim. Ekmeği yere düşürdüğünde öpüp başına koyan çocuklardık. O ekmeğin buğdayı düne kadar bu tarlalarda yetişiyordu” dedi. Balıkesir’in Bandırma ilçesindeki birinci sınıf tarım arazisine Marmara Metal Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kurulmasına ilişkin plan, 2013 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internet sayfasında yayınlandı. Çevre Düzeni Planı ile 48 bin dekarlık alanda kurulacağı duyurulan OSB, bölge halkının direnişi ile 2015 yılında 8 bin dekara düşürüldü. 2020 yılına gelindiğinde Bütünleşik Kıyı Alanları Planı ile bu alan tekrar artırıldı. Bandırma’nın Beyköy ve Bezirci köylerinde toplam 40 bin dönümlük araziye OSB kurulacak. OSB inşaatı için şu an 2 bin 200 dönümlük buğday ekili tarım arazisinde iş makinaları çalışmaya devam ediyor. 20 İLA 40 BİNE ALINIP 1 MİLYONA SATILIYOR Devlet, OSB adına kamulaştırmaya aracılık ediyor. Araziler, dönümü 20 ila 40 bin lira arasında değişen fiyatlardan alınıyor. Şirket, satın aldığı tarlaları sanayi parseline çevirerek dönümünü 1 milyon liradan satıyor. Birinci sınıf tarım arazisi olan ve arpa, buğday, ayçiçeği yetiştirilen bölgede ürünlerden alınan verim, Türkiye ortalamasının iki katı. Balıkesir Ziraat Mühendisleri Odası’na göre bu alanlar, ‘mutlak tarım arazisi’ olarak sınıflandırılıyor. Köylüler yürütmeyi durdurma davası açmasına rağmen ekinler günlerdir bölgede çalışan iş makinalarının altında eziliyor. “İLERİDE TELAFİSİ OLMAYAN SONUÇLAR DOĞURACAK” Güney Marmara Dayanışması’ndan Erol Yıldız, OSB bünyesinde demir çelik, otomotiv, enerji, makine gibi üretim alanlarının olacağı belirterek, “Ülkenin yüzde 8,5’i olan Marmara Bölgesi’ne, mevcut haliyle ülke nüfusunun yüzde 7’sini taşımış bulunmaktayız. Bölgeye yeni göç dalgasına neden olacak bu projelere herkesin karşı çıkmasını talep ediyoruz. Ülkenin sanayisini, finans sektörünü, nüfus yoğunluğunu ciddi anlamda deprem riski taşıyan Marmara Bölgesi’ne taşımak, ileride telafisi olmayan sonuçlar doğuracaktır” diye konuştu. Bölgede yaşayan köylüler ise ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi: “TOPRAĞA NASIL İHANET EDİLDİĞİNİ BELKİ ANLATAMAYABİLİRİM AMA GÖSTEREBİLİRİM” Berna Börkan: Burası, Balıkesir Bandırma Beyköy; hububat deposu, Türkiye’yi besleyen tarlalar. Bizler tarlamızı kaybetmiş olabiliriz ama Türkiye ekmeğini kaybetti. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin yüzde 16, Bandırma Belediyesi’nin yüzde 6 ortaklığıyla tarım alanları talan ediliyor. Vatana, toprağa nasıl ihanet edildiğini belki dilim dönüp anlatamayabilirim ama gösterebilirim. Ekmeği yere düşürdüğünde öpüp başına koyan çocuklardık. O ekmeğin buğdayı düne kadar bu tarlalarda yetişiyordu. Çağan Ebiri: Şu anda gördüğünüz gibi tarım arazilerimiz sanayi arazileri haline getirilmekte. Mahkemenin sonuçlanması üzerine bu bölge, 6. sınıf tarım arazisi olarak adlandırıldı. Ben, 80 dönüm sulu meyve bahçesi sahibiyim. 4 yıldır bununla uğraşıyorum. Bahsedildiği gibi 6. sınıf bir arazi olsaydı eğer ben bunu 4 yılın sonunda elde edemezdim. Sanılanın aksine burada bir talan, bir istila var. Buralar hububat deposudur. Burada meyve yetişir, zeytin yetişir. Ne tarz isterseniz, yapmak isteyen her türlü ürün bulunur. Ancak burada sadece sanayi arazisi olmaz. Zaten toprağın yapısından, bahsedildiği kalitesiz toprak yerine kara toprak çıktığını tahlillerin sonucunda da ortaya koyulabilir durumdadır. Yetkilerden isteğimiz, bu talanın bir an önce sonlandırılmasıdır. “VATAN TOPRAĞINA İHANET DEĞİL MİDİR BU” İbrahim Güngör: Gıda krizinin alarm verdiği ve tüm bürokratlarımızın ‘Dağı taşı ekin’ dediği günümüzde, Bandırma Beyköy’de, bizim Türkiye ortalamasının çok üzerinde verim aldığımız tarlalar şu anda devletin gücü ve otoritesi kullanılarak istimlak edildi ve buralar çok kısa bir süre sonra betonlaşacak, sanayi olacak. Bizler, bu tarım toprağında üretim yapan sıradan üreticileriz, çiftçileriz. Ama bunların garezi nedir? Vatan toprağına ihanet değil midir bu? Yazıktır günahtır yapmayın.