26 Ağustos 1922: Bir Devin Uyanışı
Attila İlhan İttihatçılar için; “Hilâl bıyık, sustalı çakı, kara kalpak” benzetmesi yapar… “ittihatçılar vardı hilâl bıyıklıydılar sustasına basılmış birer çakıydılar mor kumrular patlıyordu câmilerden mavzerlerin gözü dönmüştü kara kalpaklıydılar”. Mustafa Kemal de “kara kalpaklı” idi.

26 Ağustos 1922: Bir Devin Uyanışı
26 Ağustos 1922 – BÜYÜK TAARRUZ BAŞLIYOR
Taarruza hazırlık emri
“Efendiler, taarruz için yeniden cepheye gitmeden önce, Ankara’da yapılması gereken bazı işler vardı. Daha taarruz emri verdiğimi Bakanlar Kurulu’na da açıkça bildirmemiştim. Artık onlara resmi olarak haber verme zamanı gelmişti. Yaptığımız bir toplantıda iç ve dış durumlarla ordunun durumunu görüşüp tartıştıktan sonra, taarruz konusunda Bakanlar Kurulu ile görüş birliğine vardık.
Önemli bir konu daha vardı. Muhalifler ordunun çürüdüğünden, kıpırdayacak durumda olmadığından konuşuyorlardı. Böyle karanlık ve belirsizlik içinde beklemenin sonucunun felaketten ibaret olacağı yolundaki propagandalarına alabildiğine hız vermişlerdi. Gerçi, Mecliste bu düşünce akımının bıraktığı yankılar zaten düşmanlardan fazlasıyla gizlemek istediğim taarruz bakımından yaralıydı. Fakat bu olumsuz propaganda en yakın ve en inanmış kimseler üzerinde bile kötü etkisini göstermeye başlamış, onlarda da kararsızlıklar uyandırmıştı. Onları da yakında yapacağım taarruz konusunda ve altı yedi gün içinde düşmanın ana kuvvetlerini yeneceğime olan güvenim hususunda aydınlatmayı ve yatıştırmayı gerekli buldum. Bunu da yaptıktan sonra Ankara’dan ayrıldım Genelkurmay Başkanı benden önce 13 Ağustos 1922’de cepheye gitmişti.
Ben birkaç gün sonra hareket ettim. Hareketimi belirli birkaç kişi dışında bütün Ankara’dan gizledim .Benim Ankara’dan ayrılacağımı bilenler, burada imişim gibi davranacaklardı. Hattâ gazetelerle benim Çankaya’da çay ziyafeti verdiğimi de ilan edeceklerdi. Bunu şüphesiz o vakitler işitmişsinizdir. Trenle hareket etmedim. Bir gece otomobille Tuz Çölü üzerinden Konya’ya gittim. Konya’ya hareketimi telgrafla orada kimseye bildirmediğim gibi, Konya’ya varır varmaz telgrafhaneyi kontrol altına aldırarak Konya’da bulunduğumun hiçbir yere bildirilmemesini sağladım.
20 Ağustos 1922 günü öğleden sonra saat 16.00’da Batı Cephesi Karargahı’nda yani Akşehir’de bulunuyordum. Kısa bir görüşmeden sonra 26 Ağustos 1922 sabahı düşmana taarruz için Cephe Komutanı’na emir verdim.”
26 Ağustos 1922 taarruz emri
“20 – 21 Ağustos 1922 gecesi 1. ve 2. Ordu komutanlarını da cephe karargahına çağırdım. Genelkurmay Başkanı ile cephe komutanını da yanımda bulundurarak, taarruzun nasıl yapılacağını harita üzerinde kısa bir savaş oyunu şeklinde açıkladıktan sonra, Cephe Komutanı’na bugün vermiş olduğum emri tekrarladım. Komutanlar harekete geçtiler. Taarruzumuz, strateji ve aynı zamanda bir taktik baskın halinde yürütülecekti. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de kuvvetlerin yığınak ve hazırlıklarının gizli kalmasına önem vermek gerekiyordu. Bu sebeple bütün yürüyüşler gece yapılacak, birlikler gündüzleri köylerde ve ağaçlıklar altında dinleneceklerdi. Taaurruz bölgesinde yolların düzeltilmesi gibi çalışmalarla düşmanın dikkatini çekmemek için diğer bazı bölgelerde de benzeri yanıltıcı hareketlerde bulunulacaktı.
24 Ağustos 1922’de karargâhımızı Akşehir’den, taarruz cephesi gerisindeki Şuhut kasabasına getirttik. 25 Ağustos 1922 sabahı da Şuhut’tan savaşı idare ettiğimiz Kocatepe’nin güneybatısındaki çadırlı ordugâha naklettik. 26 Ağustos sabahı Kocatepe’de hazır bulunuyorduk. Sabah saat 05.30’da topçu ateşimiz ile taarruz başladı.”
Büyük Millet Meclisi Başkanı – Mustafa Kemal ( NUTUK 1919-1927)
Gazi Mustafa Kemal, 20 Ağustos 1922 günü öğleden sonra Akşehir’de Batı Cephesi Karargâhında Cephe Komutanı İsmet Paşa ve heyeti ile buluştu. Büyük taarruz öncesi son durum muhakemesi için hazırdılar. 9 bin subay kumandasındaki 200 bin er, Anadolu’nun son savunmasında kınından çıkmış keskin bir kılıç gibiydi. 100 bin tüfek, 323 top; 230 kamyon/otomobil ile 30 uçakları vardı. Sadece er sayısında Yunan ordusuna yakındılar. Mustafa Kemal, söz konusu asimetriyi ancak bir baskınla giderebilirdi.
Sayıca ve silahça üstün bir kuvvete karşı sürpriz etki yaratılmalıydı. Baskın Afyon güneyinde Afyon - Çiğiltepe arasında 1. ve 4. kolordularla yapılacak, Kalecik Sivrisi ve Tınaztepe arasında düşman yarılacak, süvari kolordusu saldırı öncesi Ahır Dağı’nı aşarak Sincanlı Ovasına inecek ve düşmana İzmir yolunu kapayacaktı. Mustafa Kemal, 26 Ağustos 1922’de sabaha karşı Afyon Kocatepe’de sadece talihe değil, Türk milletinin üstün özellikleri ve asla esir edilemeyeceği gerçeğine güvenerek taarruz emrini verdi. Plan saat gibi işledi.
Dumlupınar’da Başkomutanlık Meydan Muharebesi sonrası muzaffer Türk Ordusu için Mustafa Kemal, “Büyük vaveyla ile tarih sahnesine tekrar çıkan Türk ordusu” tanımını kullanmıştı. Artık dev uyanmıştı. 26 Ağustos sabahı, 05.30’da Kocatepe’den gürleyen Türk topçu ateşinden 5 gün sonra zafere erişen Mustafa Kemal, 1 Eylül 1922 günü Başkomutan olarak savaşı sonlandıracak şu emri verdi:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları, Afyonkarahisar Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi’nde zalim ve mağrur bir ordunun esas unsurlarını inanılamayacak kadar az bir zamanda imha ettiniz. Büyük ve necip milletimizin fedakârlıklarına layık olduğunuzu ispat ediyorsunuz; sahibiniz olan büyük Türk milleti geleceğinden emin olmaya haklıdır. Muharebe meydanlarındaki maharet ve fedakârlıklarınızı yakından müşahede ve takip ediyorum. Milletimizin hakkınızdaki takdirlerine delâlet etmek vazifemi mütemadiyen ve birbiri ardına ifa ediyorum. Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
Bu emir, Anadolu’yu ve Türkleri tarih sahnesinden silen, Anadolu’yu açık denizlerden koparan Sevr zincirine karşı bir haykırış; Türklerin üzerine Yunanlıları süren emperyalizme büyük bir meydan okuyuştu. 9 Eylül sabahı Türk süvarileri 450 kilometre uzaktaki İzmir’e girdi. Dünya askeri tarihinde dokuz günde bu kadar hızlı kat edilen bir mesafe olmadı.
BU EMİR HALEN YÜRÜRLÜKTEDİR
26 Ağustos 1922, bir başkaldırının kesin sonuçlu zafere dönüşümünün Türk topçu atışı ile başlayan doğum günüdür. Tarihimizin en büyük işgal girişimi olan Çanakkale savaşları emperyalizme karşı Mustafa Kemal önderliğinde Türk ordusunun yenilmez direnişini ortaya çıkarmıştı. Ülkenin Mondros sonrası işgali yine onun iradesi ile bir varoluş savaşını tetikledi. Bu süreçte şüphesiz en büyük rolü emperyalizmin vekil devleti Yunanistan Krallığının Anadolu’yu işgali oynadı. 15 Mayıs 1919 günü 20 bin Yunan askerinin, İzmir’e çıkarak Anadolu’yu işgali bardağı taşırmıştı. Birinci Dünya Savaşında Gelibolu cephesinde ısrar ederek İngilizlerin mağlubiyetine neden olan Bahriye Bakanı Churchill, Çanakkale yenilgisinden 3 yıl sonra yaşanan İzmir’in işgal kararının ne denli yanlış olduğunu hatıratında şu şekilde anlatıyor:
“Bu meşum olayı, güzel bir Paris akşamında haber aldım ve dehşete düştüm. Benim Genelkurmaya bildirdiğim kişisel görüşlerim dikkate alınmamıştı. İngiliz askeri düşüncesindeki Türkler lehine olan tüm eğilimlere rağmen, kaynaklarımız hızla azalırken, bu kadar basiretsiz ve başımıza her türlü belayı getirecek bir eyleme müsaade etmelerini affetmek hiç mümkün değildi....Subaylarımız, ikişer, üçer Küçük Asya’nın her tarafında, Ateşkes çerçevesinde, ordularla, cephane ve silah teslimini gözetiyorlardı.... Teslim olmuş Türklerden büyük miktarda tüfek, makinalı tüfek, top, mermi kolaylıkla toplanıyordu. Türkiye yenilgiyi kabul etmiş ve bunu da hak etiğini düşünüyordu: ‘Cezalandırılacaksak, bunu dostumuz İngiltere yapsın...’ Fakat bu noktadan sonra, Türk milleti anladı ki, ne Britanya ne de General Allenby’e değil, yüzlerce yıldır nefret edip küçümsedikleri, her zaman dövdükleri Yunanistan’a itaat etmek zorundalar.
Tamamen kontrolden çıktılar. İngiliz subaylarının önce emirleri dinlenmedi, sonra hakaret edildi ve sonunda hayatlarını kurtarmak veya esaretten kurtulmak için kaçmak zorunda bırakıldılar... Toplanan bu büyük miktarda silah ve cephane bir hafta içinde tekrar İngilizlerden Türklerin kontrolüne geçti. Mustafa Kemal! Kaderin Adamı’, İstanbul’daki Türk hükümetine isyan etmiş bir asi olarak, savaşçı bir prensin tüm niteliklerine sahip olduğu gibi, artık iktidara da sahiptir... Yunanlıların Türkleri fethetmesi hiçbir Türkün kabul edebileceği bir kader yazgısı olamazdı... Hayallerle uyutulsa, cinayetlerle lekelense, kötü yönetimle çürüse, uzun yıkıcı savaşlarla, yenilgilerle sarsılsa ve İmparatorluğu parçalansa da Türk hâlâ yaşıyordu.” (Winston S. Churchill, The World Crisis, The Folio Society, London, 2007.)
Büyük Taarruzun Başlaması (‘Birinci Gün; 26 Ağustos 1922’)
Bugün 26 Ağustos 1922, saat ondan itibaren tekmil cephede taarruza başlanmıştır. Muvaffakiyet Allahtandır. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa. Büyük taarruzun 1. günü.
- Birlikler 25 Ağustos akşamından itibaren düşman mevzilerine sokulmaya başlamıştı. Saat 22.00 sularında bütün cephe tertibi alınmış, hücum noktalarına mevzilenilmişti.. Topların yerleştirilmesi, askerin mevzilerine geçmesi,cephanenin sevkıyatı tam bir gizlilik içinde bitirilmişti.
- Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ve I. Ordu Komutanı Nurettin Paşalar savaşı idare etmek üzere Kocatepe’de yerini almıştı. Başkomutanın emri üzerine İsmet Paşa birliklere emri iletti. Türkler harekete geçiyordu !
- Şafak sökmek üzereydi. Saat 04.30’da Türk topçuları tanzim ateşine başladı. 05.30’a kadar devam eden tanzim ateşi, bu saatten sonra yerini tahrip ateşine bırakmıştı. Yunanlılar daha ne olduğunu anlayamadan, Türk topçuları Yunan siperlerini ve ileri hatlarını cehenneme çevirmişti.
26 Ağustos 1922 itibariyle iki ordunun kuvvetleri şu şekildeydi
Yunan Kuvvetleri
*6564 subay
*218.000 er
*83.000 tüfek
*1.280 ağır makineli tüfek
*418 top
*50 uçakTürk Kuvvetleri
*8659 subay
*199.283 er
*100.352 tüfek
*2.025 hafif makineli tüfek
*5000 kılıç
*340 top
*8 uçak
- Yunanlılar hem top, ağır makineli ve uçak bakımından hem de geri hizmette kullanılan sağlık malzemesi, kamyonet, cephane bakımından Türk ordusundan kat be kat güçlü durumdaydı. Türkler, bir yıldır milletin verdikleri ile bir ordu kurmuş, düşmanla denk hale gelmeye çalışmıştı.
- Kesin sonucu ulaşmaktan başka çareleri yoktu. Aksi halde bir daha toparlanamama riski çok yüksekti. Türk ordusu, Yunanlıların en güçlü merkezine saldırarak orduyu ikiye bölmeyi, ikiye bölünen orduyu kolayca tepelemeyi tasarlamıştı.
- Türk ordusu taarruza başladığında, Süvari Kolordusu Ahır dağlarında Yunanlıların geceleri boş bıraktığı geçitlerden geçerek cephe gerisine sızmaya başlamışlardı. İzmir’e giden tren ve telgraf hatlarını tahrip edecek olan süvariler, Yunanlıların emir komuta zincirini çökertecekti.
- Saat 06.00’dan sonra Topçu ateşi geriye kaydırılmış, Türk piyadesi açığa çıkarak taarruza kalkmıştı. Top sesleri, yerini “Allah Allah” nidalarına terk etmişti.
- 23. Tümen Kurmay Başkanı Yüzbaşı Fahri ( Daha sonra General Fahri Belen ) topçu ateşinden sonra taarruza kalkan piyadelerimizin kahramanlığını hatıralarında şöyle aktarıyor :
- “Ben ileriye doğru giderken subaylarımızın ve erlerimizin büyük fedakarlıklarını, kahramanlık manzaralarını görüyordum.
- Belen tepe ön yamaçlarındaki çalılıklar topçu ateşiyle yanarak üç dört yüz metrelik bir saha ateş ve duman içinde kalmıştı. Avcılarımız bu ateş sahası içinden geçmekte ve bir kısmı yanarak şehit olmakta idiler.”
- Dikenli teller arasından geçen Mehmetçiğin kesilen vücudu onu durduramamıştı. Yarbay Halit ( Akmansu ) tarafından kumanda edilen 5. tümen saat 07.00 sıralarında Kalecik Sivrisini ele geçirmeyi başarmıştı. Cephede bayram havası estiren bu habere çok geçmeden bir yenisi eklendi.
- Yarbay Naci ( Tınaz ) komutasındaki 15. Tümen hücum birlikleri saat 08.00 itibariyle Tınaz Tepenin işgalini tamamlamışlardı. Saat 09.00 itibariyle de 23. Tümen Belen Tepe’yi ele geçirmişti.
- Taarruz başlayalı 4 saate yakın olmasına rağmen düşmanın elinde bulundurduğu üç önemli merkez ele geçirilmişti. Süvari kolordusu saat 10.00 sıralarında Ahır dağlarını aşmışlardı. Yunanlılar hayretler içinde kalmıştı.
- Türk topçusunun ateşlerinden kurtulan, piyade ile süngü savaşlarına girişen Yunan erleri, şimdi karşılarında binlerce atıyla Türk süvarilerini görmekteydiler.
- Yunan 1. Kolordu komutanı General Trikupis, İzmir’le irtibat sağlayamayınca sorumluluk alarak emrindeki iki piyade alayını 1. ve 4. Tümenlerin emrine verdi. Birliklere gönderdiği talimatta kaybedilen mevzilerin derhal geri alınmasını emrediyordu.
- İlk şoku atlatan Yunanlılar, öğleden sonra çetin bir direnişe başladılar. Saat 15.00 civarında başlayan Yunan taarruzu yüzünden Tınaz Tepenin çok önemli bölümü Türk ordusunun elinden çıkmıştı.
- Gün boyu devam eden Yunan direnişi, 7. Tümenin imdatlarına yetişmesiyle şiddetlenmişti. Akşama kadar devam eden çarpışmalarda Yunanlılar kaybettikleri mevzileri geri almaya başlamışlardı.
- Eğer cephe yarılamaz, düşman cephesini takviye ederse bu harekat başarısızlığa ulaşırdı.26 Ağustos akşamı durum eşit seviyede tamamlanmıştı.Yunanlıların bir yıldır tahkim ettiği koruganlar ve siperler tahrip edilmiş, piyadenin yolu açılmış, süvari kolordusu düşman içine sızmıştı.
- İlk gün için kısmı bir başarıydı. İki taraf da ani bir gece baskınına karşı tedbir içinde mevzilerine çekildiler. Gece hazırlıklarını tamamlamaya devam eden Türk ordusu, 27 Ağustos 1922 sabahı çok daha şiddetli bir taarruza kalkacak ve düşman cephesini yarmak için ter dökecekti.
- *Yarın, taarruzun ikinci günü hakkında devam niteliğinde bir bilgisel daha paylaşacağım.
- Genel bir değerlendirme ile taarruzun ilk gününü özetlemeye gayret ettim. Eksik ve hatalı yerler, kıymetli hocaların tamamlamasına açıktır.

Sağlık Bakanlığı Corona virüsü (kovid-19) ile mücadelede başarılı mı?
İmsak | 06:46 | ||
Güneş | 08:15 | ||
Öğle | 13:21 | ||
İkindi | 15:54 | ||
Akşam | 18:18 | ||
Yatsı | 19:41 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Beşiktaş | 19 | 41 |
2. Fenerbahçe | 19 | 39 |
3. Galatasaray | 19 | 36 |
4. Gaziantep FK | 19 | 34 |
5. Trabzonspor | 20 | 33 |
6. Alanyaspor | 19 | 31 |
7. Hatayspor | 19 | 31 |
8. Karagümrük | 19 | 27 |
9. Malatyaspor | 19 | 27 |
10. Göztepe | 19 | 25 |
11. Antalyaspor | 19 | 25 |
12. Rizespor | 20 | 25 |
13. Sivasspor | 19 | 24 |
14. Başakşehir | 20 | 24 |
15. Konyaspor | 19 | 22 |
16. Kasımpaşa | 19 | 22 |
17. Kayserispor | 19 | 19 |
18. Gençlerbirliği | 20 | 19 |
19. Ankaragücü | 19 | 18 |
20. Erzurumspor | 20 | 17 |
21. Denizlispor | 19 | 14 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Giresunspor | 17 | 35 |
2. İstanbulspor | 17 | 34 |
3. Samsunspor | 17 | 33 |
4. Altay | 17 | 32 |
5. Adana Demirspor | 18 | 31 |
6. Bursaspor | 18 | 30 |
7. Tuzlaspor | 17 | 30 |
8. Ankara Keçiörengücü | 17 | 28 |
9. Altınordu | 17 | 28 |
10. Bandırmaspor | 18 | 27 |
11. Adanaspor | 17 | 21 |
12. Ümraniye | 18 | 20 |
13. Boluspor | 17 | 19 |
14. Menemen Belediyespor | 17 | 16 |
15. Balıkesirspor | 17 | 16 |
16. Akhisar Bld.Spor | 17 | 13 |
17. Ankaraspor | 18 | 10 |
18. Eskişehirspor | 18 | 4 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. M. United | 19 | 40 |
2. Man City | 18 | 38 |
3. Leicester City | 19 | 38 |
4. Liverpool | 19 | 34 |
5. Tottenham | 18 | 33 |
6. Everton | 17 | 32 |
7. West Ham | 19 | 32 |
8. Aston Villa | 17 | 29 |
9. Chelsea | 19 | 29 |
10. Southampton | 18 | 29 |
11. Arsenal | 19 | 27 |
12. Leeds United | 18 | 23 |
13. Crystal Palace | 19 | 23 |
14. Wolverhampton | 19 | 22 |
15. Burnley | 18 | 19 |
16. Newcastle | 19 | 19 |
17. Brighton | 19 | 17 |
18. Fulham | 18 | 12 |
19. West Bromwich | 19 | 11 |
20. Sheffield United | 19 | 5 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Atletico Madrid | 17 | 44 |
2. Real Madrid | 19 | 40 |
3. Sevilla | 19 | 36 |
4. Barcelona | 18 | 34 |
5. Villarreal | 20 | 34 |
6. Real Sociedad | 20 | 31 |
7. Granada | 19 | 28 |
8. Real Betis | 20 | 27 |
9. Cádiz | 20 | 24 |
10. Levante | 19 | 23 |
11. Getafe | 18 | 23 |
12. Celta de Vigo | 19 | 23 |
13. Athletic Bilbao | 18 | 21 |
14. Valencia | 19 | 20 |
15. Real Valladolid | 20 | 20 |
16. Eibar | 19 | 19 |
17. Deportivo Alaves | 20 | 18 |
18. Elche | 17 | 17 |
19. Osasuna | 19 | 16 |
20. Huesca | 20 | 13 |