“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” derler doğrudur belki yılanlar geçerli olabilir bu söz ama insan ilişkilerinde yeterli mi? Düşülmesi gereken bir olgu. 
Yalnız anlamadığım bir şey var bu yılan hikâyesinde. Kim kimce konuşuyor. Yılan mı insan dilini, yoksa insan mı yılan dilini konuşuyor?.. 
Eğer insan ve yılan “bir dil bilen bir, iki dil bilen iki insan” misali farklı dili öğrenmişse kutlamak gerek her ikisini...
Şaka bir yana, iletişim gerçekten çok önemli. İletişim yalnızca iletişim araçlarının çok ve zengin olması ile değil, insanların mutluluğu ile ölçülür. İnsan kendi farkına varmış, kendini doğru anlamış, kabul etmiş, konumlandırmış ve kendini anlatabilecek konuma gelmişse başka dünyalara gönüllere ve beyinlere açık olma başlamış demektir..
İletişim, insanın kendisiyle başlar ve başkasıyla devam eder… Okullar da okutulan dersler de yetersiz kalabiliyor… İnsan, daha farklı çabalar içine girerek doğru ve amacına yönelik konuşmayı da öğrenmesi gerekiyor.
Tatlı konuşmak önemli bir beceri kuşkusuz ama doğru ve anlamlı konuşabilmekte ayrı bir yetenek gerekiyor. 
Bazen acı konuşmak, uyarmak ve hatta silkmek gerekiyor insanı… Belki de biber sürmek gerekiyor ağızlara yanlıştan döndürmek için…
Müşteri ilişkileri günümüzün önemli bir sanatı haline geldi. Sanat çünkü iletişimde ustalaşmak ve birçok tekniği harmanlayarak kaslara geçirmek gerekiyor. 
Müşteri derken aslında “insan insana” iletişimden bahsediyorum. İnsan ise önce anlaşılmak, saygı duyulmak ve önemsenmek istiyor. Araştırmalarsa insanın “satın aldığı her şeyi de mutlu olmak ve duygusal tatmine ulaşmak için yaptığını” söylüyor. 
Kazıklanmaktan, kullanılmaktan ve insan yerine konulmamaktansa nefret ediyor. Yapanı ise affetmiyor. Gururu kırıldım mı bir kere; kim olursa olsun hangi marka olursa olsun vazgeçiyor ve yüzüne bile bakmıyor.
Zengin fakir, kadın erkek, çocuk ayırımı yapmıyor. Aklından önce kalbinin kapısının çalınmasını istiyor. 
İnsanı tanımaksa işin başında geliyor. “İnsan”sa” bir derya… Tam anlamışken bir anda anlaşılmaz, ele avuca sığmaz ve hiç bir kurala sığmaz olabiliyor…
Sevgi ve tutku denizinde aramamız gerekiyor onu… Bakmak yetmiyor onu tanımak için “görmek” görünmek gerekiyor… 
İletim yalnızca iletmek değil. İletişim yani, birlikte yapılan bir dans, bir ayin, bir ortaklık her iki tarafı mutlu etmesi gereken…
Anlamlı da olması gerekiyor; sözler hem sözcük olarak hem de içerik olarak bir bütünü oluşturmalı. Öz ve söz farklı olunca kalpler kırılmaya başlanıyor doğal olarak… Örneğin, 
“kirlenmek güzledir” diye bir sloganla yola çıkıyorsanız ve sizin işiniz “temizlemek” ile ilgili bir şeyse dikkatli olmanız gerekiyor. Sonraki kirlenmelerden sorumlu tutulabilirsiniz.. 
Tatlı dil önemli doğru ama doğru ve anlamlı konuşabilmekte o kadar ve beklide daha önemli özellikle işi iletim olanlar için…