BURCU KAHRİMAN

AKP Kars Milletvekili Yunus Kılıç, TBMM Genel Kurulu’nda muhalefetin tarımda ithalat ve dışa bağımlılıkla ilgili eleştirilerine “Biz, ithalatı bazı durumlarda tüketicimizi korumak adına küçük küçük, üreticimize zarar vermeyecek boyutlarda yaptırırız ama üreticiye zarar verdiği noktaya ne zaman gelirse o zaman durdururuz. Dolayısıyla dünyada hiçbir ülke yoktur ki kendine lazım olan her şeyi üretsin, her şeyi de satsın ama hiçbir şey almasın” diye yanıt verdi.

TBMM Genel Kurulu’nda, İYİ Parti’nin “gıda üretiminde yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi” amacıyla verdiği araştırma önergesinin bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi ele alındı. İYİ Parti Grubu adına konuşan Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, şunları söyledi:

YANLIŞ EKONOMİK VE TARIMSAL POLİTİKALAR NEDENİYLE TARIM SOS VERMEKTEDİR: Gıda krizi ne yazık ki kapımıza dayandı. Ülkemizde gıda fiyatları her gün artıyor, gıdadaki yıllık enflasyon TÜİK rakamlarına göre yüzde 70'lere dayandı. Tarımsal üretim azaldı, köyden kente göç artarak devam ediyor. Birleşmiş Milletler raporuna göre 2050 yılında Türkiye'nin nüfusu 95 milyona çıkacak; bu da gösteriyor ki Türkiye nüfus yoğunluğu olan bir ülke. Bu nedenle de gıda ürünlerinin üretimini artırmak zorundayız, çoğaltmak zorundayız ama bugün itibarıyla, ülkemizde, maalesef yanlış ekonomik ve tarımsal politikalar nedeniyle tarım SOS vermektedir.

NEREDE ÇİFTÇİNİN 43 MİLYAR LİRASI: Acilen gıda krizine karşı önlemler almamız gerekiyor. Tarım, serbest piyasa koşullarına terk edilemeyecek kadar büyük bir öneme haizdir. Hatta gıda üretimi seferberliği başlatmalıyız, tarım ve hayvancılığa gerekli destekleri sağlamalıyız, çiftçilerimizin üretim yapabilmesi için çeşitli muafiyet ve özendirmeleri yükseltmeliyiz. Sizlerden çiftçiler adına şunu talep ediyoruz: Çiftçilerimize bir yıl önceki fiyatlardan gübre, mazot, yem, elektrik, tohum, hatta zirai ilaç temin ediniz, karşılayınız, bunları yapınız. Çiftçilerimizin toplam borcu 255 milyara yükselmiştir, bu toplam borcun 192 milyar lirası bankalaradır. Çiftçilerimizin banka borçlarını yeniden yapılandırın, faizleri silin, vadeleri uzatın. Ülkemizin 2021 yılı gayrisafi yurt içi hasılası TÜİK'e göre 7 trilyon 200 milyar lira. Bunun anlamı şu: 2022 yılında çiftçilerimize tam tamına 72 milyar lira hibe ve destek vermeniz lazım. Ama Sayın Cumhurbaşkanı geçen açıklıyor, ‘çiftçilere 29 milyar vereceğiz’ diyor. Nerede çiftçinin 43 milyar lirası? Niye gasp ediyorsunuz, niye hakkını vermiyorsunuz? Bu destek ve hibelerden ne olur ya? Hâlâ 2020 yılının destek ve hibelerini bekleyen çiftçi ve besicilerimiz var; zamanında verin bunları. Özellikle meraları ve tarım arazilerini imara açma anlayışından vazgeçin; meraları ve tarım arazilerini acilen koruma altına alınız, biyoçeşitliliğe ve yerel tohumlara sahip çıkacak uygulamalar yapınız, su kaynakları yönetimini daha verimli hâle getiriniz. Aksi hâlde, köylümüzü, çiftçimizi baş tacı etmezseniz bunun bedelini, maalesef, millet olarak hepimiz çok ağır bir şekilde öderiz.

TÜRKİYE'NİN SUYU ÇIKTI MÜBAREK, AFRİKA'DA TARIM YAPACAK: Son yıllarda yapılan araştırmalarda çiftçi memnuniyeti yüzde 19'a kadar düşmüştür yani her 5 çiftçiden 1'i memnundur, 4'ü memnun değildir ve yine, eski Sayın Bakanımızın ‘Paramız var ki ithalat yapıyoruz’, ‘Sudan'da tarım yapacağız’ gibi tarıma şaşı bakışı yeni Bakanda da devam ediyor. Sayın Bakan Kirişçi diyor ki: ‘Afrika'da tarım yapacağız.’ Türkiye'nin suyu çıktı mübarek, Afrika'da tarım yapacak! Türkiye'deki tarım arazilerinin üçte 1'i ekilmiyor ama adam Afrika'ya gidecek! Şaşı bakış devam ediyor, bu bakışı değiştirin.

GAYDALI: “PAZAR ARABALARININ YERİNİ KÜÇÜK POŞETLER ALDI”

HDP Grubu adına konuşan Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı da şunları söyledi:

“Bugün iktidarın, özellikle son on altı yıllık tarım politikaları ülkede üretimi desteklemek bir yana, üreticiyi bağından, bahçesinden koparıp ürettiği ürünü niteliksizleştiren ve ithalatçı mantıkla üretimi değersizleştiren bir yapıya bürünmüştür. Tarımla uğraşan kişilerin yaş ortalaması her yıl artmakta, geçici genç çiftçi projeleri ise başarıya ulaşmadığı gibi çiftçilerin kaderi hacizle sonlanmaktadır. Tarımda ve üretimin genelinde derinleşen krizi görmezden gelen, yurt dışından kiralanan tarım arazileriyle tarımsal sorunları gidermeye çalışan, palyatif tedbirlerle meseleyi çözüme kavuşturacağını düşünen iktidar gıda krizinin asıl sorumlusudur. Tarımı öncelemek yerine öteleyen bu mantık sayesinde biberin, domatesin, patlıcanın kilosu inanılmaz fiyatlara vardı, pazar arabalarının yerini küçük poşetler aldı.

“‘PARAM VAR Kİ İTHALAT YAPIYORUM’ MANTIĞININ YANLIŞ OLDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ”

“Ya çiftçiyi, üreticiyi destekleyeceksiniz ya da açlıkla, yoklukla karşılaşacağız. ‘param var ki ithalat yapıyorum’ mantığının yanlış olduğunu göreceksiniz. Ukrayna-Rusya arasındaki savaş ayçiçeği yağı krizini çıkarmıştı. Parasını verdiğiniz yağı almak için, Rusya'yı kaç kere aradınız? Artık iktidara ‘önlemler alın’ demeyi gerek görmüyorum çünkü çiftçilerimiz ilk seçimlerde kendi önlemlerini alacaklardır.”

BAŞEVİRGEN: “TARIMSAL ARZDA MEYDANA GELEBİLECEK DAHA KÖTÜ TABLOLAR ÖNLEM ALINMAZSA, MAALESEF, BİZİ KITLIKLA VURACAK”

CHP adına konuşan Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen de şunları söyledi:

“Çiftçi borçları da devasa boyutlara ulaştı. Son bir yılda çiftçinin bankalara olan borcu 171 milyar lira oldu. Tarım Kanunu'na göre çiftçiye ödenmesi gereken yüzde 1'lik destek hiçbir zaman çiftçiye ödenmedi, Çiftçilerimize 467 milyar lira destek verilmesi gerekirken sadece 194 milyar lira ödendi. Çiftçinin Tarım Kanunu'na göre iktidardan hâlâ 273 milyar lira alacağı var; iktidar ise ‘Üretimde sıkıntı yok, her şey kontrol altında’ diyor ama 10 milyon ton buğday ithal ediliyor. Buğdayda dünyada 1 numaralı ithalatçı hâline geldik. Bundan yirmi sene önce Rusya bizimle aynı miktarda yani 20 milyon ton civarında buğday üretirken, Rusya bugün 85 milyon ton, biz ise 17,5 milyon ton buğday üretiyoruz. Tarıma önem verip üreticisini destekleyen ülke ile çiftçisini desteklemeyen ülke arasındaki fark bu tabloda ortaya çıkıyor. Dünyada gerek pandeminin gerekse Rusya-Ukrayna savaşının etkileriyle tarımsal arzda meydana gelebilecek daha kötü tablolar önlem alınmazsa, maalesef, bizi kıtlıkla vuracak.

KILIÇ: TÜRKİYE YİRMİ YILDIR YÜZDE 1 VERMESİ GEREKİRKEN ORTALAMA YÜZDE 1,68 DESTEK VERİYOR

AKP Grubu Adına Konuşan Kars Milletvekili Yunus Kılıç, muhalefetin eleştirilerine şu savunmayı yaptı:

"‘Tarımcıya gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'i kadar destek vermeniz lazım’ diyorsunuz. Ya, bu hesabı bilmiyor musunuz? Doğrudan yaptığımız destekler üzerinden bir kalem çıkarıyorsunuz, sonra ‘72 milyar değil de 30 milyar veriyor’ diyorsunuz. Bu destekler nasıl hesaplanıyor biliyor musunuz modern dünyada, bütün dünyada? Sübvansiyonlar, kırsala yaptığınız katkılar, sulama projeleri, kredi sübvansiyonları, ihracat destekleri, dâhilde işleme rejimi, bunların tamamını topladığınız zaman Türkiye yirmi yıldır yüzde 1 vermesi gerekirken ortalama yüzde 1,68 destek veriyor. Bunları nasıl göz ardı ederek ‘Siz, tarımı serbest piyasa koşullarına bıraktınız’ diyorsunuz. ‘İthalat yolunu açtınız’ diyorsunuz, ya kendi ülkenizin kurumlarına ne zaman inanmaya başlayacaksınız?”

“BİZ, İTHALATI BAZI DURUMLARDA TÜKETİCİMİZİ KORUMAK ADINA KÜÇÜK KÜÇÜK YAPTIRIRIZ ÜRETİCİYE ZARAR VERDİĞİ ZAMAN DURDURURUZ”

TÜİK'in birtakım şeylerini eleştirebilirsiniz ama TÜİK diyor ki: ‘Biz ülkemizde yılda 25 milyar dolar tarımsal ihracat yapıyoruz, 17,2 milyar dolar ithalat yapıyoruz.’ Yani, yılda 7 milyar dolar fazla veren, az alıp çok sattığımız bir alan. Yani, bu gerçek ortadayken nasıl ‘İthalatçı bir ülke yaptınız’ diyorsunuz? Efendim, biz, ithalatı bazı durumlarda tüketicimizi korumak adına küçük küçük, üreticimize zarar vermeyecek boyutlarda yaptırırız ama üreticiye zarar verdiği noktaya ne zaman gelirse o zaman durdururuz. Dolayısıyla dünyada hiçbir ülke yoktur ki kendine lazım olan her şeyi üretsin, her şeyi de satsın ama hiçbir şey almasın. Ya, dünyanın en akıllısı, en uyanığı, en çalışkanı siz misiniz; yani böyle bir dünya var mı? Siz Adam Smith'i, siz David Ricardo'yu bilmez misiniz? Ya, bu adamların kuramları var; mukayeseli üstünlükler teorisi, mutlak üstünlükler teorisi var. Kim hangi malı, hangi bedelle, en düşük maliyetle üretirse üretir, diğerinden alır, öbürüne satar; her ikisi de kazanır, dünyada böyle bir ekonomi var.”

İYİ Parti'nin önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. 

 

Kaynak: anka