DİLAN KUTLU

Çiftçilerin, Tarım Kredi Kooperatifi’ne olan borçlarını yapılandırmaları için başvuru süreleri 31 Ekim’de sona eriyor. Yüksek faizlerle aldığı borcunu ödeyemeyen, bu yüzden üretimden vazgeçen Denizlili çiftçi Mehmet Ali Görel, “Tarım Kredi’nin bize uyguladığı sistemden memnun değiliz. Hesaplarımıza el koydu. Arazilerimizi bağladı. İcraya verdi. Biz bu işe gönül verdik ama bu girdi fiyatları bizim belimizi büküyor” dedi.

Çiftçilerin, Tarım Kredi Kooperatifi’ne olan borçlarını yapılandırmaları için başvuru süreleri 31 Ekim’de sona eriyor. Bu tarihten sonra borçlarını ödeyemeyen çiftçiler için haciz uygulaması yeniden başlayacak. Hem kuraklıktan zarar gören, kredi borçlarını da ödeyemeyen çiftçiler ise bir sonraki hasada kadar nasıl geçineceklerinin hesabını yapıyor.

Denizli’nin Honaz ilçesinde çiftçilik ve besicilik yapan Mehmet Ali Görel, 2015 yılında Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’ndan kızı adına 570 bin liralık hibe aldı, aynı dönem Tarım Kredi Kooperatifi’nden de (TKDK) 700 bin liralık kredi çekti. Görel, borcunu ödeyemeyince ipotekli 11 araç ve 23 farklı parsellerdeki arazilerine haciz kondu. 

Görel, hayvanlarının hepsini satmasına rağmen borcunu kapatamadı. Üç yıldır besi çiftliğinin boş olduğunu belirten Görel, yaşadıklarını ANKA Haber Ajansı’na şöyle anlattı:

NASIL ÇIKILACAK BU İŞİN İÇİNDEN

“Bakın şu çiftliğin haline bomboş. Tam üç senedir boş. Ben çıkmazdayım. Bu senenin ürünü olarak yonca ve saman bıraktım, acaba bir umut olur mu, diye. Ondan da umudum kalmadı, yine bıraktım. Sağdan soldan ot topladım geldim. Sağımhanem bomboş. TKDK ile aldık. Düzenim bile düzensizlik yüzünden bu hale düştük. Bir kilo süt 3 bin lira olur da bir kilo yem 3 bin 100 lira (3 lira 10 kuruş) olur mu? Nasıl çıkılacak bu işin içinden. Hayat bitti bizler için ama inşallah düzelir.

“700 BİN LİRAYA ALDIĞIMIZ HAYVANI 200 BİN LİRAYA SATTIK”

Yemlerin pahalanması, girdi çıktıların dengesizliğinden dolayı, problem yaşadık ve ödeyemez duruma düştük. Süt ile gelen yem, mazot, elektrik masraflarını karşılayamaz duruma düştük. Tarım krediyi 2018’e kadar ödedik. 2018’den sonra bu parayı ödeyemedik. 2020’ye kadar borçları ödeyemediğimiz halde bu işi sürdürdük. İneklerimize bazen yem aldık bazen alamadık. Honaz’ın çöplük kısmı var. Orada yeşillik alanda güttük (otlattık) yani, yaşamaya çalıştık. 2020’ye kadar az çok idare ettik.  2020’de TKDK ile ilişkimiz kalmadı. Hayvanları satıp borcu ödemeye çalıştık. Hayvanlar 12-13 bin lirayken yem pahalılığından ötürü hayvanların fiyatları 5-6 bin liraya kadar düştü. 80 hayvanı o zaman 700 bin liraya satarken de 200 bin liraya sattık.

“HESAPLARIMIZA EL KOYDU, ARAZİLERİMİZİ BAĞLADI”

Benim gibi Türkiye çapında çok arkadaşımız mağdur. Tarım Kredi’nin bize uyguladığı sistemden memnun değiliz. Tarım Kredi’yi aslında bize yardımcı olabilecek bir kuruluş olarak biliyoruz. Ama bize çok farklı davranıyor. Bize baskı yapıyor. Ben 2018’den bu yana mağdurluk yaşıyorum. Tarım kredi beni daha çok mağdur ediyor. Elimizi ayağımızı bağladı. Hesaplarımıza el koydu. Arazilerimizi bağladı. İcraya verdi. Tamam ödeyemiyoruz. Biz bunu inkâr etmiyoruz. Ama zor durumdayız.

“100 LİRALIK MAZOTLA BAHÇEDE KALDIM”

Bir kilo (litre) mazot olmuş 7 buçuk lira. Bir kilo gübre olmuş 3 buçuk lira. Biz bu işin içinden nasıl çıkacağız. Araziyi ekemiyoruz. 100 liralık mazot aldım. Bahçeye ot biçmeye gittim. Yem alsam 140 lira. Ot biçsem 100 lira. Hangisini yapacağımı şaştım 100 liralık mazot ile bahçede kaldım. Biz bu işe gönül verdik ama bu girdi fiyatları bizim belimizi büküyor.”

Bizler yardım bekliyoruz. Yardımı da karşılıksız beklemiyoruz. Bize bir imkân verin. Arazi desteği, yem desteği bize yansımıyor zaten. Yansıyanın da bir kıymeti yok. Gübre desteği yüzde 8’miş yüzde 16 çıkmış. 16’ya çıksa ne olacak?   Biz yeri geliyor 24 saat çalışıyoruz. Yeri geliyor 10 saat çalışıyoruz. Sayın bakanın dediği gibi ‘Çiftçi çok çalışır, az kazanır.’ Biz kazanamıyoruz da.”

Kaynak: anka