Kazım Yurdakul: merhaba. buradan sohbet edeceğiz değil mi?

Eva Smith: Merhaba.. evet buradan sohbet edeceğiz...

Kazım Yurdakul: lütfen buyurun

Eva Smith: Sevgili Kazım Yurdakul. Bu gece bizi kırmadı. Ve “yaşam kalitemizi bozan blokajlar ve takıntılarımız'' hakkında konuşacağız kendisiyle...

Kazım Yurdakul: ben şöyle devam edeyim izin verirseniz. hayat, bir öğrenmeler toplamıdır. her düzeyde öğrenme de tekrarla gerçekleşir…

Kazım Yurdakul: Kişi herhangi bir sebeple, bir duruma dair, zihninde bir program oluşturur; bununla birlikte istenmeyen davranıştan sadece haberdar olmaktır bu... Davranışın alışkanlık veya takıntı, veya karakter haline gelişi, tekrarı ile ilintilidir. Bu bağlamda özetle söylersek, bu tip her bir davranış ancak yerine bir başkasının fark edilmesi ve tekrar edilerek yerleştirilmesi ile ortadan ancak kalkar. Dolayısıyla, anlamak ve analiz etmek için geriye ve sebeplere dönmek anlamlı olabilir; ama çözüm için bir anlam oluşturmaz bu yaklaşım.

Kazım Yurdakul: Hem keşfetmek, çözümü içinde barındırmaz hem de keşfedilen sebebin değiştirilmesi belki durumu düzeltirken, hayatın başka alanlarına olumsuz etkiler yapar. Hatırlayalım her şey bütündür, sistemdir...

Ahmed Semih: ama bazen öğrendiklerimizi uygulamayız veya her öğrendiğimizi hatırlamayız, unuturuz. Neden takıntı halini alan öğrendiklerimizi uygulamaktan vazgeçemeyiz.. .

Kazım Yurdakul: Ahmet bey işte onlar, ilk farkettiğinizden itibaren, sizin bazen bildiğiniz ama daha da çok bilinçli olarak farkedemediğiniz bir bağlantıyla içinizdeki bir yanı tatmin edenler. o yüzden de tatmin oldukça onları tekrar etme ve dolayısıyla yerleştirmek ve geliştirmek eğilimi oluşur

Eva Smith: peki çözüm nedir?

Kazım Yurdakul: Çünkü sizin de söylediğiniz gibi, genelde, sorunun yerine neyi koyacağımızı değil sorunun kendisini düşünür dururuz. E zamanımız ve düşüncemiz var olan sorunun kendisine ayrılmışken, çözüme zaman da düşünce de kalmaz ki… Sorun her ne olursa olsun, işe şu soruyla başlamak iyi olabilir: "ben bunun yerine ne istiyorum?

Kazım Yurdakul: ‎"bunun yerine ne istiyorum"  sorusunun ardından o isteğin yani çözümün algoritmasını çıkarmak gelir.

Eva Smith: Algoritma nedir?

Kazım Yurdakul: İşte nlp tam da bu noktada devreye giriyor. NLP aslında bir yapay zeka mantığı. yani istenenin ne olduğunu ve onun düşünsel, dilsel, duygusal, davranışsal algoritmasını belirleyebilir; ve sonra her daim bu yeni algoritmayı (insana için bir diğer deyişle süreci) tekrar edebiliriz

Kazım Yurdakul: Algoritma; insandan bahsettiğimizde, bir durumu (çıktıyı) oluşturan alt süreçler diyebiliriz... hemen örnekleyeyim

Kazım Yurdakul: örneğin duygusal algoritma modeli:

Kazım Yurdakul: her durumu bir basamak alt parçalarına (algoritmasına) ayırırsak ; duygu, düşünce (dil), davranış...

Kazım Yurdakul: duygu tarafından devam edip, duygunun algoritasını çıkaralım: görsel-işitsel-dokunsal imaj... bir alt basamağa parçalayalım: her birinin alt sistemleri. yani bir görüntünün büyük-küçük, renkli-siyah-beyaz, mat-parlak vs... olması

Kazım Yurdakul: şimdi: yaşanan bir durumun değişmesini istiyorsak eğer; istenen yeni durumun duygu, dvranış, düşünce (dil) süreçlerini belirleriz. bunların her birinin duygu örneğinde verdiğim gibi en alt parçalarına kadar ayırt edersek ve bu algoritmayı hayata uygularsak istediğimiz çıktıyı ediniriz.

Ahmet Akseki: iyi akşamlar,ben önce şunu sormak istiyorum,yaşam kalitemizi bozan bu psikolojik virüsleri nasıl kapıyoruz?hepsi bize mi ait.genetik olarak geçenlerde varmı?

Kazım Yurdakul: ahme bey: kimi virüsgenetik, kimi anne karnından itibaren öğrendiğimiz olabilir. ama mekanizma zaten aynı, yani genetik olması da anadan babadan tekrarlarla ilgili (bilinçli, bilinçsiz) bazen genetikolarak var olur ama, hayatta tetiklenmez. bazen genetik var olur ve tetiklenir, bazen genetik olarak da olmaz ama hayatta sil baştan öğrenilir

Kazım Yurdakul: şöyle tekrar edelim. insan zihni, var olanı yok edemez. ancak yerine yenisini koyup diğerini geri itebilir. bu açıdan hedef hep çözümü hayata geçirmek olmalı, bu biiir.

Kazım Yurdakul: çözüm olarak istediğimiz drumu biraz önce anlattığım açılardan alt parçalarını ayırt eder, ve bu parçaları hayata geçirirsek; modern terapi yöntemini uygulamış oluruz.

Kazım Yurdakul: durum= duygu süreçleri, düşünce(dil) süreçleri, davranış süreçleri

Kazım Yurdakul: duygu = görsel-işitsel-dokunsal imaj

Kazım Yurdakul: her birinin alt sistemleri (algılanış şekli)

Kazım Yurdakul: davranış = istemek - eylem -eylemin kontrolü

Kazım Yurdakul: düşünce= dilin kullanılışı= olumsuz-olumlu dil, sorunun açısı, yönü; mesajın şekli, direkt-endirekt gibi

Kazım Yurdakul: yer ve zaman ve hızınız :) dolayısıyla hızla özetlemeye çalışıyorum arkadaşlar

Eva Smith: lutfen..

Ahmet Akseki: siz öğretinizde alt beyin,üst beyin kavramlarını kullanıyormusunuz?zihin derken sadece korteksimi kastediyorsunuz?

Kazım Yurdakul: ahmet bey: korteks sadece bilinçli yapımızdır ve kısıtlı yanımızdır. Bilinç dışımız ise müthiş güçlü bir depo ve işlemcidir. korteks bir durumla ilgili bir anda 5 ile 9 arası birimi işleyebilen dolayısıyla da düşüncelerimizin kaynağıdır. bi...lnçdışı ise bugün teknolojisiyle yapılabilecek bir bilgisayarın 10 üzeri 23 katı kadar bilgiyi işlyebilen ve dolayısıyla binlerce düşünce ve bilginin kombinasyonu diyebileceğimiz sezg-his ve duygularımızın referansıdırDevamını Gör

Ahmet Akseki: hocam bunların hepsi ayrı yerlerde değil mi?düşünce kortekse ait,duygular alt beyinde,birde şuuraltı takıntılarımız var,bunların hepsine tek tip metod mu uyguluyorsunuz?

Kazım Yurdakul: ikisi birlikte çalışır. tam da şöyle: bilinç bir "x" ile ilgilenirken 5 duyuya ulaşan "x" dışındaki herşeyle bilinçdışı ilgilenir

Kazım Yurdakul: bu zaten hipnozun da, hipnotik yaklaşımlarında mantığını oluşturur. hipnoz, billinci bir başka "x" ile mesgul ya da pasifize ederek istenen konuyla ilgili bilinçdışı ile alışveriş yapmaktır.

Kazım Yurdakul: lütfen hep hatırlayalım, evren de içindeki herşey de birer sistemdir. ve sistemlerin parçaları (dolayısıyla kendi içlerinde sistem) ve herşey birbirine bağlıdır. her şey aslında tek bir şeydir :)

Ahmet Akseki: hipnozda geçmişin hipnozunumu bozuyorsunuz?eğer bozuluyorsa yerine ne koyuyorsunuz?

Eva Smith: Herşey birbiriyle etkileşim içinde yani...

Kazım Yurdakul: hayatın tamamı hipnotik ard arda süreçler toplamıdır. istenen noktadan itibaren istenen yönde hipnotikmüdahale yaptığımız şey…

Ahmed Semih: bilinç ile ruh arasındaki fark nedir??neden takıntılarımızın sebebini ruhsal boşluklarda aramıyoruz..?=

Eva Smith: Hipnontik mudahelede başarı oranı nedir?

Kazım Yurdakul: bu arada hipnozla sadece en derin şeklini değil tüm hipnotik araç ve süreçleri kastediyorum. hipnotik dil, endirekt mesaj(örneğin hikaye), müzik, farkında oldurmadan verilen dolayısıyla korteksin analizine girmeden, kalıcılaştırılan bilgi. (not: blinç analiz ederek alır ya da çarpıtır; bilnçdışı hiç analiz etmeden duyumsadığını bütün olarak alır depolar

Ahmed Semih: bence de her şey tek bir şeydir..ama o tek nedir..??

Ahmet Akseki: klasik psikoterapi süreçleri hipnoz tedavilerine nazaran dahamı zor,yoksa hipnoz tedavisi daha mı kesin sonuç verir?

Kazım Yurdakul: eğer ustacaysa %100. ustaca= kişinin talebi ve isteği + terapistin ustalığı

Kazım Yurdakul: terapistin ustalığı= kavrama + eşleşme + doğru hipnotik yönlendirme

Eva Smith: Kişi istekli olmalı öylemi*

Kazım Yurdakul: arkadaşlar bugünlük mola mı?:) yazarken yoruldum. aslında organize ederseniz daha sağlıkla, yazarak değil de konşarak...? ne dersiniz?

Ahmet Akseki: bir sorun açığa çıktı diyelim,yerine ne koyuyorsunuz?bu boşluk nasıl doluyor,eğer niyet iyi değilse uzman buraya istediği programı koyabilir,

Eva Smith: Çok teşekkür ediyorum değerli yorumlarınız için..

Ahmed Semih: bence süper olur..:))

Kazım Yurdakul: kesinlikle. ama yine hatırlayalım her şeyin sistem olduğunu ve teorik olarak "ne ekersen onu biçersin" in

somut (ve artık bilimsel) bir gerçeklik olduğunu

Eva Smith: Sizi yorduk. Umarım daha farklı bir organızasyonda bir araya gelebiliriz...

Eva Smith İşin özü toparlayacak olursak..Ne ekersen onu biçersin..:)

Kazım Yurdakul: o yüzedn ben eğitimlerimde bu konu üzerinde çok duruyorum. birine kaybettiren kısa vadede(davranış yapanı açısından önce olumlu sonuç verir) kazansa da, orta ve uzun vadede kendi de mutlaka kaybeder. insanoğlunun bu gerçeği atlamasının sebebi; böyle devasa ve karmaşık bir sistmde, ektiğinin karşılığının hemen ve aynı şekilde gelmeyebilmesi...

Ahmet Akseki: ben de teşekkür ediyorum ama bir daha bu kadar kolay bırakmam,saygılar..

Ahmed Semih: herkese teşekkür ediyorum...

Kazım Yurdakul: dedim ya her zaman :) ama konuşma sohbeti daha verimli olur diye düşünüyorum :)

Eva Smith: Tekrar teşekkür ediyorum size kırmadınız lutfedip bize zaman ayırdınız..Çok naziksiniz..

Kazım Yurdakul: rica ederim. çok keyifliydi benim için. sohbet etmek de sizlerle tanışmak da... kendinize çok iyi bakın. Tanrı sizlere sağlık versin.