Günümüzde işler artık ekipler halinde yapılıyor. Günümüzde neredeyse tek başına yapılan iş kalmadı gibi bir şey bundan dolayı artık takım çalışmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Fakat şöyle bir inceleme yaptığımızda şirketlerde ekip yerine pek çok bireyler topluluğunu görmekteyiz. İşte bu yazımda ekipleri bireyler topluluğuna dönüştüren aksaklıklara değineceğim.            Şirketlerde ya da kurumlarda çalışanlar en üst yöneticiden en alt çalışana kadar herkes şirketin ya da kurumun başarısı için kafa yoruyor gerektiğinde fedakârlık yapıyor. İyide bütün bu iyi niyetli çalışmaya ve herkesin aynı amaç için çalışmasına rağmen neden hala takımlar kuruluşları istenen noktaya getiremiyor? Bunun cevabını tek kalemde vermek zor olsa da birkaç önemli nokta üzerinde durulabilir.

           Ekip ya da takım çalışmasının temeli ‘güven’dir. Bununla ilgili olarak takım çalışması eğitimlerimde kişilerin birbirlerine olan güven derecelerini ölçmeye çalışırım. Güven konusu olunca herkes birbirine güvendiğini söyler ama gerçekte bu böyle olmadığı ortaya çıkar. Başarılı ekiplerin üyeleri birbiri ile mesafeli durmaz, kirli çamaşırlarını ortaya dökmekten çekinmezler. Hatalarını, zayıf yanlarını ve endişelerini eleştirilmekten korkmadan itiraf ederler. Yapılan toplantılarda takım üyeleri birbirlerinin düşüncelerini paylaşmamış olsalar bile sırf güvensizlik oluşmasın diye düşüncelerini saklamayı tercih ediyorlar. Bunun nedeni de ekibe olan güven eksikliğidir. İlerde bir gün bu fikir ayrılıklarının yüzüne vurulabileceği endişesini yaşamaktadırlar.

           Ekiplerde yaşanan en önemli sonuçlardan bir diğeri ise ‘ego’dur. Ekip üyelerinin elde edilecek sonuçlar pahasına kendini öne çıkarma ve dikkati kendi üzerlerine çekme eğilimidir. Burada kastedilen kişisel egodur. Kolektif egonun olması ekiplerin başarısına katkı sağlarken, kişisel ego takım çalışmasının en büyük düşmanıdır. Burada önemli olan herkesin ekibin ortak hedeflerine kilitlenmesidir. Başarı bunlarla tanımlandığında kişisel egonun kontrolden çıkması zorlaşır. Takımdan biri kendi durumundan ne kadar hoşnut olursa olsun, takım başarısızlığa uğradığında herkes kaybetmiş olur. Bunun en güzel örneğini ülkemizdeki dört büyük futbol takımında görüyoruz. Yıldız oyuncular var ve onlar kendi egolarını takımın kolektif egosundan üstün tuttuğu için sonuçlar hiç umulmadık şekilde sonuçlanıyor. Her yerde takım çalışması sporla açıklanmaya çalışılmıştır. Acaba bunun bir nedeni olabilir mi? Elbette vardır. Çünkü spor karşılamalarında süre bittiğinde sonuç skorla belirlenir. Burada kazanan takım kolektif egoyu takım üyelerinin bireysel egolarının önünde tutabilmiştir.

           Bu konuya daha sonraki yazımda da devam edeceğim.