ZEHRA DEĞİRMENCİ

CHP Genel Başkan Başdanışmanı Orhan Sarıbal, Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Çukuröz köyünde çiftçilerin sorunlarını dinledi. Çukurözlü bir çiftçi, “Hayvancılık bitti, biz de son dönemiyiz zaten, bıraktık bırakacağız. Bir işe girip çalışmayı düşünüyorum ama iş de yok zaten. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Çiftçi zor durumda. Biz bittik, bizi bitirdiler. Halimizi görüyorsunuz. Bütün ahır doluydu, 4 tane hayvanım kaldı” dedi. AKP iktidarına seslenen Sarıbal ise "Kara kış geliyor, eğer bu politikayla giderseniz seneye bu ülkede ne süt üreten kalır ne hayvancılık kalır. Siz, bu ülkenin gıda güvenliğini yabancı tekellere teslim ediyorsunuz. Gün gelir, paranız da olsa yiyecek, içecek bulamazsınız" diye konuştu.

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Çukuröz köyünde çiftçileri ziyaret etti. Sarıbal, hayvancılıkla uğraşan bir ailenin ve Türkçe öğretmenliği mezunu olduğu halde atanamadığı için çobanlık yapan Onur isimli gencin sorunlarını dinledi.

Daha önceki süreçlerde yaklaşık 50-55 tane hayvanı olduğunu söyleyen çiftçi, şu an 4 tane hayvanının kaldığını söyledi. Her sene yaklaşık 400 dönüm ekim yaptığını ancak bu yıl 100 dönüm ekim yapabildiğini ve gelecek yıllarda onu da yapmayacağını söyleyen çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hayvancılık bitti, biz de son dönemiyiz zaten, bıraktık bırakacağız. Üç çocuğum var, eşim var, nasıl geçineceğiz bilmiyorum. Bir işe girip çalışmayı düşünüyorum ama iş de yok zaten. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Çiftçi zor durumda. Biz bittik, bizi bitirdiler. Halimizi görüyorsunuz. Bütün ahır doluydu, 4 tane hayvanım kaldı. BAĞ-KUR’u yatıramıyorum 4-5 yıldır. Sağlık hizmeti alamıyorum. Parayı yatıramadığım için BAĞ-KUR ücretini bile bilmiyorum. Hastalandığımız zaman gidip ücretli tedavi oluyoruz ya da evde hastalığımızı geçiriyoruz.”

ATANAMAYAN ÖĞRETMEN ÇOBANLIK YAPARAK AİLESİNİ GEÇİNDİRMEYE ÇALIŞIYOR

Türkçe öğretmenliği bölümünden 2015 yılında mezun olduğu halde atanamadığı için çobanlık yaptığını, evli ve üç sahibi olduğunu söyleyen Onur, “Hayatımı idame ettirebilmem için çareyi bu işte aradım, bu işi yapıyorum. Kendim de memlekette hayvancılık yapıyorum, çok hayvanımı sattım bu son bir yılda, burada da bu işi yapıyorum. Yem pahalı, süt ucuz; mala bakamıyorsun, gelir gideri karşılayamıyor. Ben de burada 5-6 ay çalışacağım. 100 gündür buradayım, 2,5 ay daha bu işi yapıp memlekete gideceğim, bu parayla bir yıl boyunca ailemi geçindirmeye çalışacağım" dedi.

"ÇİFTÇİ 1 LİTRE SÜTLE 1 KİLO YEM ALAMIYOR"

Çiftçilerin ve çobanın şikayetlerini dileyen Sarıbal ise şunları söyledi:

“Meranın ve yaylanın olduğu, köyün tamamının hayvancılık ve bitkisel üretimle uğraştığı Divriği, Çukuröz köyündeyiz. 16-17 hane, burada hayvancılık yapıyorlar. Daha 3-4 yıl öncesi 200-250 büyükbaşı olan köy, şu an ne yazık ki 75-80 başa düşmüş durumda. Dün Ulusal Süt Konseyi toplandı ve süte zam yapmama kararı aldı. Şu anda bir litre sütle bir kilo yem alamıyor çiftçi. Durum böyleyse hayvancılık batıyor demektir. Bir çiftçi besi hayvanını kasaba gönderdiği zaman, bir kilo kırmızı etle 25 kilo yem alamıyorsa o çiftçi yine batıyor demektir. Çukuröz köyünde çok net bir gerçeği bir kez daha gördük. Ulusal Süt Konseyi’nin zam yapmamasını anlayabilirim ama ‘tüketiciyi mutlu edeceğim’ diye üreticiyi mahvetmek, bedel ödetmek, olsa olsa akıl durgunluğudur ve rezalettir.

"ŞİMDİ ÇİFTÇİYİ DESTEKLEME ZAMANI"

Şimdi çiftçiyi destekleme zamanı. Yem sağlaması lazım. Kaba yem, kesif yem sağlaması lazım. Bir litre süte bir kilo yem farkını vererek sağlaması lazım. Bir kilo et karşılığı 25 kilo yem; aradaki farkı sağlaması lazım. Yani çiftçi sadaka istemiyor. Alın teri döküyor, emek veriyor, öğretmen gelip bu kadar zorun içerisinde bir mücadele veriyor. Onların sesini yükseltiyoruz. Haramilere veriyorsunuz, çetelere veriyorsunuz, yandaşlara veriyorsunuz, saraylarda oturuyorsunuz ama halkı yoksulluğa, açlığa mahkum ediyorsunuz. İsyanımız bundandır. Bunun bütün sorumlusunun AKP ve Saray iktidarı olduğunu biliyoruz. O yüzden bir kez daha hükümeti uyarıyoruz. Kara kış geliyor, eğer bu politikayla giderseniz seneye bu ülkede ne süt üreten kalır ne hayvancılık kalır. Siz, bu ülkenin gıda güvenliğini yabancı tekellere teslim ediyorsunuz. Gün gelir, paranız da olsa yiyecek-içecek bulamazsınız. Yeme acil destek istiyoruz. Üreticiler, ‘Kimseden sadaka istemiyoruz, onurlu ve insanca yaşamak istiyoruz’ diyorlar.”

Kaynak: anka