Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, eşi Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesiyle ilgili 20 yıl sonra açılan dava için, “İddianame, kamuoyunda ortaya konduğu gibi değil. Bu cinayetin bir zaman çizelgesi var, iddianamede. İlişkiler ağı var. Bunların içindeki isimler var. Saptanan bir telefon trafiği, HTS kayıtları var. Net bir ilişkiler ağı var. Gerçeği söyleyenler var, ucundan söyleyenler var, gerçeği gizleyenler var. İddianame de açıkçası kamuoyunda görüldüğü gibi ortaya konmuş bir iddianame değil, çok basite indirgenecek bir şey değil. Ben, şimdilik bu kadarını söyleyeyim. Türkiye’de adalete inancımızın olmadığı zamanlardan geçiyoruz ama adalet ümit ediyorum. İpin ucu ne kadar çekilmek isteniyor bilmiyorum” dedi.

Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına yönelik açılan davada, aralarında Bulgaristan’ın iade ettiği Mustafa Levent Göktaş’ın da bulunduğu sanıkların yargılanmasına 14 Şubat’ta Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. KRT TV’de dün yayınlanan Semra Topçu ile Haftanın Panoraması programına konuk olan Şengül Hablemitoğlu, davayla ilgili görüşlerini şöyle açıkladı:

“Bir iddianame ve dava var.  Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002’de öldürüldü. Bu, çok önemli bir süreç bizim için. Neden? 20 yıl oldu çünkü geçtiğimiz aralık ayında. Söylemesi çok kolay gelmiyor bana, 20 yıl. Ben, bunu çok zor söylüyorum. 20 yıl geçti, 20 yılın sonunda soruşturma tamamlanıp bir iddianame ortaya çıktı. Üstelik bu soruşturma 20 yıl gibi bir zamana da yayılmadı. Yakın tarihte gerçekleşti bu soruşturma. Sözler verildi, bazen ilgi gösterilir gibi yapıldı, çoğu zaman bu cinayet unutuldu, unutturulmaya çalışıldı, bazen kullanıldı ve saire. Son birkaç yılı da zaman aşımı tartışmaları içinde geçirdik ve artık bir iddianamesi var ve ilk duruşma 14 Şubat tarihinde yapılacak ve yargılama sürecine girilecek. Yani bir faili meçhulden bir yargılama sürecine dönüşen bir durum var, bir dava var.

“TÜRKİYE’DE ADALETE İNANCIMIZIN OLMADIĞI ZAMANLARDAN GEÇİYORUZ AMA ADALET ÜMİT EDİYORUM”

Biz de aile olarak herkes gibi, herkesin ilgisini takip etmeye çalışıyoruz; onu söyleyeyim. Bunların arasında itibar edilebilecekler çok az. İddianame, kamuoyunda ortaya konduğu gibi değil. Bu cinayetin bir zaman çizelgesi var, iddianamede. İlişkiler ağı var. Bunların içindeki isimler var. Bazıları benim vakıf olduğum isimler ki önemli bölümüne dair bilgiyi savcılık makamıyla paylaşmıştım ve soruşturma o yönde ilerledi zaten. Saptanan bir telefon trafiği, HTS kayıtları var. Net bir ilişkiler ağı var; bir kere bunu söyleyelim. Gerçeği söyleyenler var, ucundan söyleyenler var, gerçeği gizleyenler var. İddianame de açıkçası kamuoyunda görüldüğü gibi ortaya konmuş bir iddianame değil, çok basite indirgenecek bir şey değil. Ben, şimdilik bu kadarını söyleyeyim. Türkiye’de adalete inancımızın olmadığı zamanlardan geçiyoruz ama adalet ümit ediyorum. İpin ucu ne kadar çekilmek isteniyor bilmiyorum.”

Kaynak: anka