İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hasan Açık, hurmalara katılan glikoz şurubu hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu.İSTANBUL (İGFA) - Son yıllarda çok faydalı bir potasyum ve lif kaynağı olan hurmalarda da glikoz şurubunun tespit edilir hale gelmesi, sağlık açısından tehlikeli boyutu gözler önüne serdi.

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hasan Açık, hurmalara katılan glikoz şurubu hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu.

Glikoz şurubunun vücuda alındığında ön etki olarak vücudun şeker dengesini alt üst ederek, hormonal sistemi bozduğunu belirten Dr. Açık, glikoz şurupları früktoz da içerdiğinden insüline gerek kalmadan da trigliserid ve yağlara hızlıca dönüştüğünü ifade ederek, "Karaciğerimizin de gereksiz yorulmasına sebep olur. Yani yapay tatlandırıcı olan bu şuruplar; vücuda alındıktan sonra hızla insülin seviyesinde artışlara sebep olur, gereksiz ve yüksek insülin seviyesi ile bedenimizde yağlanma artışı, uyku hali ve obeziteyi tetikler" dedi.

Asıl problem fazla şeker tüketiminin yağlanma ve obeziteye sebep olarak kanser riskini artırması olduğunu kaydeden Dr. Açık, "Dolayısıyla çok fazla şeker tüketimi uzun vadede indirekt olarak kanser gelişimi ile ilişkilendirilebilir. Tüm şekerler ise kötü değildir. Meyveler, sebzeler, süt ürünleri ve tam tahıllı karbonhidratlarda doğal olarak bulunan şeker dengeli bir diyetin parçasıdır. Tüm hücrelerimizin şekere ihtiyacı olması nedeniyle şekeri olabildiğince doğal yollardan almak en doğru çözüm olacaktır" diye konuştu.

Glikoz Şurubu Hakkında Bilinmesi Gerekenler

İnternet haber sitenizde 20.04.2022 tarihinde, “Glikoz Şurubu” başlığı ile yayınlanan haberde glikoz şurubu hakkında yapılan açıklamayı okuduk. Bu açıklamalarda yer alan yanlış algıya neden olacak bilgileri düzeltmek, kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla, Türkiye nişasta sanayini temsil eden en büyük kuruluş olan Nişasta Sanayicileri Derneği (NİSAD) olarak sizinle nişasta bazlı şeker hakkındaki güncel akademik verileri ekte göreceğiniz basın açıklaması ile bilginize sunar, gerekli düzeltmeler konusunda yardımlarınızı rica ederiz.

www.umke.org İnternet haber sitenizde 20.04.2022 tarihinde, “Glikoz Şurubu” başlığı ile yayınlanan haberde glikoz şurubu hakkında yapılan açıklamayı okuduk. Bu açıklamalarda yer alan yanlış algıya neden olacak bilgileri düzeltmek, kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla, Türkiye nişasta sanayini temsil eden en büyük kuruluş olan Nişasta Sanayicileri Derneği (NİSAD) olarak sizinle nişasta bazlı şeker hakkındaki güncel akademik verileri paylaşmak istedik.

İlgili haberde İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hasan Açık’ın, “Son yıllarda bizler için çok faydalı bir potasyum ve lif kaynağı olan hurmalarda da glikoz şurubunun tespit edilir hale gelmesi hem sağlığımız açısından tehlikeli hem de üzücüdür, Bu tatlandırıcıların gut hastalığını tetiklediği bilinmektedir. Aynca glisemik indeksinin çok yüksek olması nedeniyle: insülin direnci, karaciğer yağlanması, obezite ilişkili hastalıklar ve bunlara bağlı olarak şeker hastalığı, damar sertleşmesi, bazı kanserler ve kalp hastalıklarım tetiklediği bilinmektedir.” ifadesine yer verilmiş. Glukoz şurubu nişastanın parçalanması ile elde edilen bir nişasta türevidir. Ülkemizde, tahıl bazlı tarım sayesinde mısırdan yapılır. Nişasta üreticileri ürünlerinde yalnızca geleneksel, GDO içermeyen mahsuller kullanır. Mutfaktaki pek çok uzmanlık alanında bu bileşenin eşsiz kalitesinden yararlanılmaktadır. Hamur işleri, makaronlar, kekler gibi unlu mamullerde; bonbonlar, akide şekerleri ve nugat gibi şekerleme ürünlerinde glukoz şurubu çok önemli bir rol oynar. Glukoz şurubu, toplam şeker miktarının azaltılmasının yanı sıra, iyi bir doku, hacim, parlaklık ve tat kalitesini koruyabilmek için de kullanılmaktadır. Ürünlerin tazeliğini koruyan glukoz şurubu diğer şekerlerle bir araya getirildiğinde çeşitli faydaları ortaya çıkar. Örneğin kek yaparken rafine şeker kullanımı yalnızca tatlılık katarken, glukoz şurubu daha zengin bir doku verebilir. Ayrıca glukoz şurubu bisküvilerin kurumasını önler, keklerin yumuşak kalmasını sağlar, tatlılarda ve reçellerde şekerin ve dondurmalarda suyun kristalleşmesini engeller.

Glukoz şurubu, basit karbonhidrat ailesinin bir parçasıdır. Sakaroz, rafine şeker ve laktoz gibi diğer şekerlerle aynı kalori değerine (4 kcal/g) sahiptir. EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi), karbonhidratların toplam enerji alımımızın %45-60'ını oluşturmasını tavsiye ediyor ve “makul miktarda tüketilen tatlandırılmış ürünlerin dengeli bir beslenmeyle uyumlu olduğunu” belirtiyor. Glukoz şurubu, doğal kaynaklı bir şekerdir. Yapılan araştırmalara göre normal miktarlarda şeker tüketiminin tip II diyabet hastalığının gelişmesinde tek başına herhangi bir etkisi yoktur. Rafine şekerde olduğu gibi, sağlıklı ve çeşitliliğe sahip bir beslenme düzeninin bir parçası olarak normal miktarda tüketildiği takdirde, insan sağlığına zararlı olduğuna dair henüz geçerli bilimsel kanıt ortaya konmamıştır. Ancak, birçok besinde olduğu gibi, glukoz şurubu da şeker alımının bir parçasıdır. Bu nedenle yeterli ve dengeli beslenme düzeninde önerilen miktarlarda şeker alımına dikkat edilmelidir.

Ticari bir amaç gütmeden çalışan bir kurum olarak yanlış algılamayı bilimsel gerçeklerle düzeltmeyi ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeyi bir sorumluluk olarak kabul etmekteyiz. Bilimsel kanıtlar çerçevesinde, açıklamaları tekrar gözden geçirmenizi bekliyor ve kamuoyuna karşı sorumluluğunuz kapsamında düzeltmenizi diliyoruz. NİSAD olarak, nişasta ve nişasta ürünleriyle ilgili tüm bilimsel kaynaklarımızı sizinle paylaşmaktan memnuniyet duyacağımızı bilmenizi isteriz.

Saygılarımla,

İsmail Kemaloğlu

NİSAD (Nişasta Sanayicileri Derneği)

Genel Sekreteri

REFERANSLAR

  • WHO, 2015 Sugars intake for adults and children Guideline.
  • EFSA, 2011 European nutritional guidelines
  • Lewis et al., 2013 Comparison of 5% versus 15% sucrose intakes as part of a eucaloric diet in overweight and obese subjects [...] doi: 10.1016:
Kaynak: igf