CHP'nin, görevden alınan Ruhsar Pekcan ile ilgili iddiaların araştırılması için Meclis'e verdiği araştırma önergesi önerisi TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP'nin oylarıyla reddedildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, “Eğer kendisine güveniyorsa, bir şey yapmadıysa gider Yüce Divan’da aklanır gelir. Ama yaptığı hâlde gitmezse burada kalkan o eller kara bir leke olarak tarihe geçer. Sadece Ruhsar Pekcan'ın alnında değil, AK Parti'nin alnında kalır bu” dedi. Görevden alınan Ruhsar Pekcan’ın ortağı olduğu şirketten başında bulunduğu Ticaret Bakanlığı’na yapılan dezenfektan satışı ve hakkındaki diğer iddialar için Meclis’te araştırma komisyonu kurulması amacıyla CHP grup başkanvekilleri Engin Özkoç, Engin Altay ve Özgür Özel'in hazırladığı önerge bugün TBMM Başkanlığı'na sunuldu. CHP ayrıca araştırma önergesinin Genel Kurul’da bugün görüşülmesi için grup önerisi de getirdi. Ancak önergenin Genel Kurul gündemine alınarak görüşülmesine ilişkin CHP önerisi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Görüşmelerde CHP Grubu adına söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı, Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, şunları söyledi: “‘SATTIM, SATTIM DA HELE BİR SOR NİYE SATTIM’ DER GİBİ BİR AÇIKLAMA YAPTI” “Hani İlyas Salman ile Şener Şen'in ‘Banker Bilo’ filmi var ya ‘Banker Bilo’ filminde Şener Şen diyor ya: ‘Yaptım. Yaptım ama hele bir sor niye yaptım?’ diye, Sayın Bakan da açıklamasında ‘Sattım. Satım da hele bir sor niye sattım’ der gibi bir açıklama yaptı, aynı o replik gibi bir açıklama yaptı. İki gün geçti, Sayın Cumhurbaşkanım doğru bir şey yaptı, hemen görevden aldı. Keşke istifa etseydi, onurlu bir davranış olurdu. “O GÜN BUGÜNDÜR RUHSAR PEKCAN'DAN TIK YOK, AĞZINI AÇMIYOR” O gün bugündür Ruhsar Pekcan'dan tık yok, ağzını açmıyor; birkaç AK Parti milletvekili, saygıdeğer milletvekili açıklama yapmaya kalktı ama en ciddi açıklamayı da sayın Elitaş yaptı. Sayın Elitaş'ın açıklamaları kabul edilir açıklamalar değildi. Diyor ki: ‘Etik olarak bakılabilir mi? Evet, bakılabilir.’ Hayır, sayın Elitaş, etik olarak bakılmaz, buna hukuki açıdan da bakmak gerekir çünkü bir belediye meclis üyesinin 3'üncü dereceden yakını bile ihaleye giremez o belediyede. Bakan eşi gelmiş ihaleye giriyor, Bakanın kendi şirketi gelmiş ihaleye giriyor. Burada ihaleye fesat karıştırma var, burada görevi suistimal var, görevi kötüye kullanma var, İhale Kanunu'na aykırı iş var. Sayın Elitaş'a soruyorum: Sayın Elitaş, sen daha önce o görevde bulundun, o Bakanlık görevinde bulundun, senin kendi malını ‘Daha ucuz ya, getir, Bakanlığa sat.’ deselerdi satar mıydın? Ya da sattığın için mi böyle savunuyorsun? Bu sorunun cevabını sayın Elitaş'tan bekliyoruz. “BURADA KALKAN O ELLER KARA BİR LEKE OLARAK TARİHE GEÇER” Yolsuzluğu, hırsızlığı, nüfuz ticaretini kim yaptıysa hesap vermeli arkadaş, Yüce Divan’a gitmeli. Koray Aydın hakkında iddia vardı, Koray Aydın geldi, bu kürsüden açıklama yaptı; hem Milletvekilliğinden hem Bakanlıktan istifa etti, gitti Yüce Divan’da yargılandı, geldi. Şimdi milletvekili sıralarında oturmuş milletvekilliği yapıyor. Mesut Yılmaz yargılandı, Eyüp Aşık yargılandı. Gitsin Yüce Divan’a. Eğer kendisine güveniyorsa, bir şey yapmadıysa gider, oradan aklanır gelir. Ama yaptığı hâlde gitmezse burada kalkan o eller kara bir leke olarak tarihe geçer. Sadece Ruhsar Pekcan'ın alnında değil, AK Parti'nin alnında kalır bu. “BU KADAR ÇÜRÜMÜŞLÜK HİÇBİR YERDE YOK, EMİN OLUN” TBMM Genel Kurulu'nda öneriye ilişkin söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan da şöyle konuştu: "Burada siyaset hafızası benim kadar hatta benden çok daha eski olan arkadaşlar var. Onlar da bilirler, iktidarlar zafiyete düştüğü zamanlarda bürokratlar ciddi anlamda muhalefet partilerine dosya taşımaya başlarlar. Bunu geçmiş dönemde siz, özellikle bürokrat olan arkadaşlar bilirler, geçmişten bilirler. Emin olun o kadar ciddi dosyalar geliyor ki ama bunun kadar pespaye olanı gelmemiş. Bu kadar çürümüşlük hiçbir yerde yok, emin olun. Ya bu rakamlar… Değerli arkadaşlar, rakamlara bakıyorsunuz bir Bakanın tevessül edeceği bir şey mi bu ya? Bu ne rezalet? Bu nasıl bir rezalet ya, ayıp değil mi? Hiç bunların çoluğu, çocuğu, damadı, gelini yok mu ya? Eve gittiğinde yüzlerine bakabiliyorlar mı? ‘Anne, baba sen bunu yapmışsın.’ dedikleri zaman ne diyorlar ya? Böyle bir şey olur mu, böyle bir rezalet olur mu? Bu hanımefendi öyle bir Bakanlığa gelmiş ki daha önce sakıncalı olduğu bildirildiği Bakanlığa gelmiş. Hangi bürokrata o tebliğ gittiyse gelir gelmez de o 19 bürokratı görevden almış. Niye? ‘Sizin benim geçmişte böyle bir iş yapabileceğime dair bilginiz var, beni rahat bırakın.’”