HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda; “S-400 nerede? Kurduk diyebiliyor musunuz? Ben diyebileceğinizi zannetmiyorum. Çünkü dolar 10 lira. Aman Amerika ‘kurduk derseniz’ bir ambargo daha vurur, dolar 15 lira olur diye çekiniyorsunuz. S-400’e 2,5 milyar dolar verdiniz. F-35 içinde 1,4 milyar dolar ödediniz… Toplamda 3,9 milyar çöpe gitti” dedi. Milli Savunma Bakanlığı’nın 2020 yılı kesin hesabı ve 2022 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sürüyor. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, şunları söyledi: “BİR SİYASETÇİ OLARAK SUNUM YAPMADINIZ” “Sayın Bakan artık sanıyorum, dördüncü bütçenizi sunuyorsunuz. İlk bütçenizden beri size bir çağrıda bulunmuştum, her konuşmamda. Artık üniforma giyen bir asker olmamanızı ümit ediyorum demiştim. Takım elbise giyiniyorsunuz. Siyasete atıldınız. Ama maalesef dördüncü bütçenizde de bence yalnızca bir asker olarak bir sunum yaptınız. Bir siyasetçi olarak bir sunum yapmadınız.” Paylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siz hep sorunlardan bahsettiniz bakın… Ama çözümü ile ilgili tek bir kelim etmediniz. Bu sorunları biz dedelerimizden miras aldık, pek çok sorunu. Sonuçta Kıbrıs sorunu 50 yıla yakın süredir sürüyor. Kürt meselesine baktığımızda, Ege sorununa baktığımızda... Bir imparatorluk dağılmış, biz bir imparatorluk bakiyesiyiz. Ve onlarca etnik grup vardı bu imparatorluğun pek çok dini grubu vardı. Hepsi dağıldı ve bir imparatorluktan geriye Türkiye’miz var. Ama Türkiye’miz yüzyıla yakın süredir ne huzuru var ne refahı var… Bunun da sebebi imparatorluk bakiyesinden bir ulus devlete dönüşürken bize miras kalan sorunları demokratik bir Türkiye tahayyülü ile çözememiş olmamız. Son üç yılda hükümetiniz 2 milyonun üzerinde yurttaşımıza terörle mücadele kapsamında soruşturma açtı. Aileleriyle birlikte 10 milyonun üzerinde yurttaş yapar. Bu devletin bir güvenlikçi anlayışı vardır. Ve 98 yıl boyunca baktığımızda hep birilerine öteki terörist hain olarak görmüştür… Kürt sorunu baktığımızda yani varlığı bile yakın zamana kadar inkâr edilirken şimdi baktığımızda en azından Kürt sorunu belli kesimlerde bir sorun olarak görülebiliyor. İktidarınızda zamanında bunu bir sorun olarak görüyordu. Ama baktığımızda bütün bu sorunların çözümünü siz maalesef 2021 yılı Türkiye’sinde yalnızca ‘ben bu işi şiddetle çözerim’ noktasına hapsolmuş durumda… “SON ALTI YILDIR AGRESİF POLİTİKALAR ORTAYA KOYDUNUZ” Agresif politikalar ortaya koydunuz Sayın Bakan son altı yıldır özellikle. Çatışmacı ve yayılmacı politikalar ortaya koydunuz. Bunun sonuçlarını soğuk kanlılıkla değerlendirdiniz mi? Bütün o sahalarda bir şekilde ‘orada da vardık burada da vardık’ dediniz ama sonuçta Türkiye olarak ne kazandık ne kaybettik? Bu konuda soğuk kanlı bir değerlendirme yaptınız mı? Ülkelerin bir sert gücü vardır ki bu olmalıdır. Yani caydırıcı bir güç olması anlamında… Ama bu caydırıcı gücü saldırmak için mi kullanıyorsunuz yoksa ülkenizi savunmak için mi kullanıyorsunuz. Son altı yıldır maalesef bu anlamda agresif ve saldırgan politikalar ortaya koydunuz. Ve bunların sonucunda ben ülkemizin her anlamda kaybettiğini düşünüyorum. “S-400’Ü DEPODA ÇÜRÜTÜYORSUNUZ SAYIN BAKAN” S-400’e 2,5 milyon dolar verdiniz Sayın Bakan, yapmayın dedik. Arkadaşların hepsi itiraz etmişti. Aldınız 2,5 milyon dolara S-400’ü, depoda çürütüyorsunuz Sayın Bakan. S-400 nerede Sayın Bakan? Kurulu mu S-400? Kurduk diyebiliyor musunuz? Ben diyebileceğinizi zannetmiyorum. Çünkü dolar 10 lira. Aman Amerika ‘kurduk derseniz’ bir ambargo daha vurur dolar 15 lira olur’ diye çekiniyorsunuz. Bakın 2014 yılında dolar 2,5 liraydı. Barışçı politikaları konuştuğumuz zaman, kaynaklarımız daha çok yumuşak gücümüze gidiyordu. Ama siz ne yaptınız? ‘Onu asarım onu kesersem’ diye çeşitli coğrafyalarda bayrak göstermeye kalktığınız. Hem kaynaklarımız silaha gitti. Hem de refahımız yok oldu. Bakın S-400’e 2,5 milyar dolar verdiniz. F-35 içinde 1,4 milyar dolar ödediniz. Toplamda 3,9 milyar çöpe gitti Sayın Bakan. Ne yapar? 40 milyar TL. 40 milyar TL ile milyonlarca Emeklilikte Yaşa Takılan var. Diyorsunuz ki kaynak yok.”