Acil durum nedir diye sorsam, sayısal bir değere bağlı kalmadan her birimiz hızlıca net bir cevap verebiliriz. Ancak aynı kaza mahalinde birden fazla yaralı söz konusu olduğunda “ilk” hangisine müdahale edeceğinize kaç dakikada karar verebilirsiniz?

a) Kanamalı yarası olan bir kadın
b) Ağlayan 2 yaşındaki çocuk
c) Hareketsiz bir erkek
d) Hepsinin içinde en çok acı çeken
 

Cevap “c”

Bilinç insanın kendisini, çevresini ve olup biteni tanıma, algılama, kavrama, fark etme yetisidir. Bilinç kaybı ise, beynin normal faaliyetlerindeki bir aksama nedeni ile uyku halinden başlayarak, hiçbir uyarıya cevap vermeme haline kadar giden bilincin kısmen ya da tamamen kaybolması durumudur. Başka bir deyişle, yönetici yönetimi terk etmiştir. Bilinç yaşamsal bir fonksiyondur ve yokluğu yaşamı tehdit eden bir durum olacaktır. Patron ortada yok! Kurumun geleceği tehlikede! Patronun işinin başına dönmesini sağlayacak olan ekip acil sağlık profesyonelleridir, ilkyardımcı ise çalışanların umutsuzluğa kapılıp kurumu terk etmemelerini sağlayacak olan destekleyici motivasyon ekibidir, yani durumun daha kötüye gitmesini engelleyecektir.

VAKA: Mehmet Bey sabah sporu için salona iner. Koşu bandında hafif tempoda yürüyüş yapıyordur. Birkaç dakika sonra kendisini iyi hissetmediğini, gözünün karardığını ve başının döndüğünü yanında bulunan salon sorumlusuna söylemeye çalışırken aniden kontrolünü kaybederek yığılır. Salon sorumlusu düşmeden Mehmet beyi güçlükle tutarak yere yatırır.

İlkyardım Eğitimi Almayan Salon Sorumlusu?

“Mehmet Bey Mehmet Bey, iyi misiniz?” Yüksek sesle kurulan cümleye eşlik eden tokatları siz de görebiliyor musunuz?

“Arkadaşlar su getirin, kolonya getirin!” Çevreye toplanan meraklı kalabalık arasında görevi alıp koşturanların ayak seslerini duyabiliyor musunuz?

“Dök dök, bolca dök kolonyayı! Biri yardım etsin, başını kaldıralım da bir yudum su içsin bari” Mehmet Bey’in bilinci kapalı iken suyu yutma ihtimali sizce ne kadar?

Ve sonra tarihi bir cümle çıkar birinin ağzından: “Biri kaşık getirsin Allah aşkına, ağzını açıp dilini çıkaralım da nefes alsın!”

Kalabalıkta yükselen diğer sesleri de not alalım:

“Ambulansı mı arasak acaba?” “Kaşık gelmedi, anahtarlık işe yarar mı?” “Kesin şekeri düştü, su yerine meyve suyu mu içirseydik” “Yok yok tansiyonu düşmüştür, tuzlu ayran daha iyi olurdu” …

Patron yönetimi terk etti, çalışanlar tedirgin, dış güçler ise saldırıda J

İlkyardım Eğitimi Alan Salon Sorumlusu?

Mehmet Bey’in yanına yanaşır ve çevredeki kalabalığa döner:

“Arkadaşlar, ben ilkyardımcıyım. Birinci dereceden yakını var mı? Müdahale etmek için iznine ihtiyacım var.”

Kalabalıktan yanıt alamayan salon sorumlusu biraz uzaklaşmalarını isteyerek Mehmet Bey’in yüzüne bakar ve omuzlarına dokunarak:

“Mehmet Bey Mehmet Bey beni duyabiliyor musunuz?”

Herhangi bir tepki alındığı takdirde, Mehmet Bey sadece bayılmıştır. Yani patron yokluğunda olup biteni uzaktan sessizce izliyordur sadece. Yönetim boşluğunu doldurmak için patrona ihtiyacı olan desteği beraberce verelim: KAN!

Salon Sorumlusu, Mehmet Bey’den tepki alınca hemen ayakucuna geçer ve ayaklarını 25-30 cm. yukarı kaldırır. Birkaç dakika içerisinde gözlerini açan ve konuşmaya başlayan Mehmet Bey, salon sorumlusuna teşekkür ederek salonu terk eder…

Peki, Mehmet Bey salon sorumlusunun sesli ve fiziksel uyarılarına cevap vermeseydi ne yapacaktık? Haftaya kadar beraber düşünelim mi?