Kamera: Umut Emre Gökbulut
(İSTANBUL) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Belli ki Cumhur İttifakı'nda sorunlar var. Sorunları çözmek için bir metinde işte hem bir kopuş hem bir sadakat hem bir bağlılık hem bir sitem hem bir umut hem bir tehdit barındırılmış. Bunların hiçbirisiyle meşgul değiliz. Çünkü şöyle bir yaklaşım var; Sayın Bahçeli'ye bir davette bulunayım. Eğer kendisi ittifakından memnun değilse bizim ittifakımıza katılabilir. Bizim ittifakımızın adı Türkiye ittifakı. O yüzden siyasi partileri birleştirmeye gerek ya da CHP ile bir başka siyasi partiye ittifak teklif etmesine gerek yok" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Şehit Yakınları ve Gazilerle İlişkiler Şube Müdürlüğü Çalıştayı'nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifak vücuda gelmesi samimi dileğimizdir" açıklamaların sorulması üzerine şu yanıtı verdi:
"Birkaç gündür önce Sayın Bahçeli'nin yüzüğünü sordunuz. Sayın Bahçeli'nin nefes israf etmeden taktığı bir yüzüğe benim nefes israf edecek halim yoktu. Şimdi de yazılı bir açıklama yapmış. Ben yine çok fazla nefes israf edip de kamuoyunda bu yaratılmaya çalışılan suni tartışmayla meşgul etmek istemem. Belli ki sorunlar var. Cumhur İttifakı'nın sorunları Cumhur İttifakı'nın sorunudur. Bizim sorunumuz değil. Biz son seçime bir siyasi partiyle ittifak yaparak girmedik ve tek başımıza son 47 yılın en yüksek oyunu alarak Türkiye'nin birinci partisi olduk. O yüzden de ittifak ortağımız olmadığı için de kavga edecek kimse yok yanımızda. O yüzden kimseyle bir tartışmamız, gerginliğimiz yok. Belli ki Cumhur İttifakı'nda sorunlar var. Sorunları çözmek için bir metinde işte hem bir kopuş hem bir sadakat hem bir bağlılık hem bir sitem hem bir umut hem bir tehdit barındırılmış. Bunların hiçbirisiyle meşgul değiliz. Çünkü şöyle bir yaklaşım var; Sayın Bahçeli'ye bir davette bulunayım. Eğer kendisi ittifakından memnun değilse bizim ittifakımıza katılabilir. Bizim ittifakımızın adı Türkiye ittifakı. O yüzden siyasi partileri birleştirmeye gerek ya da CHP ile bir başka siyasi partiye ittifak teklif etmesine gerek yok. Gelsin Türkiye ittifakına katılsın. Burada şöyle bir zorlukları olur; bizim ittifakımızda örneğin bir genel başkan yardımcımızın eşini Sayıştay üyesi yapmak için, Sayıştay'a seçtirmek için ricacı olmayız biz. Biz en düşük emekli maaşının asgari ücret olması için gider konuşuruz. Bununla ilgili mücadele veririz. Biz Papa seçimine dönmüş Yargıtay seçimini önce kitleyip sonra da bize yakın bir yüksek yargıcı Yargıtay Başsavcısı yapmak için pazarlık etmeyiz. Biz bütün asgari ücretlilerin enflasyona ezdirilmemesi için mücadele ederiz. Eğer Türkiye ittifakında olacaklarsa partinin, partideki genel başkan yardımcılarının adalet ya da diğer bürokrasideki kendilerine yakın kişilerin bir yerlere gelmesi için pazarlıklar, itişmeler, kalkışmaları bırakıp bu krizi yaratan Adalet ve Kalkınma Partisi ve kendilerinin birlikteliğinin sorumluluğundan kaçmayıp gelip emekliye asgari ücretliye, buğday üreticisine, çay üreticisine yarın fındık üzüm üreticisine, çiftçilere, emekçilere ve emeklilere sahip çıkacak bir mücadeleye varsa gelsin Türkiye ittifakına katılsın. Öyle bize kimse ittifak falan önermesin. Çünkü bugünün sorumluları bu sorumluluğu taşıyacak. Sayın Bahçeli şöyle bir kolaycılık yapmasın; memleketi bu hale kadar getirip suç ortağını bize doğru itmesin. Bu sorunları ya çözsünler ya bıraksınlar biz çözeriz.”
"O Sayın Bahçeli'nin uzmanlık alanıdır"
Özel, basın mensubunun "Devlet Bahçeli'nin bu çıkışıyla ilgili bir erken seçimin gündeme geleceğini düşünüyor musunuz" sorununa da "O Sayın Bahçeli'nin uzmanlık alanıdır. Kendisine sorun. Eğer bir erken seçim çağrısı yaparsa değerlendiririz" yanıtını verdi.
"Sayın Ulvi İzzet Yönter'le Semih Yalçın arasında bir fark yok"
Özel, MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın' ve İzzet Ulvi Yöner’in basın mensuplarına tehdit niteliğindeki sözlerinin de sorulması üzerine şunları söyledi:
"Sayın Ulvi İzzet Yönter'le Semih Yalçın arasında bir fark yok. İkisi aynı yapılar aynı sorumlulukta, aynı korkuda, aynı telaştalar. Normalleşmeden en çok onlar korkuyor. Çünkü normalleşen Türkiye'de kimse başkentin göbeğinde bir ülkü ocakları eski başkanının cenazesini sahipsiz bırakmaz. Biz Sinan Ateş'in cinayetinin aydınlatılması için tavır koyuyoruz. Eşine ve çocuklarına da bütün Türkiye'nin vicdanlı insanlarıyla birlikte sahip çıkıyoruz. Sinan Ateş gibi birisi için bir taziye tweeti atmayanların bu saldırgan tweetlerinin milletin gönlünde hiç yeri yoktur. Onlarla aynı seviyeye inersek çıkarken vurgun yeriz. O yüzden onları o seviyede bırakalım. Ama bir tek şey biliyorum; Milliyetçi Hareket Partisi çok saygın insanlardan, üyelerden oluşan bir parti ve onların da o iki isimden yaka silktiğini bizzat Milliyetçi Hareket Partililerden biliyorum. Samimi ülkücülerle Milliyetçi Hareket Partilileri konuşan herkes o iki ismin partiyi temsil etmediğini partinin ve hareketlerinin sırtında yük olduğunu söylüyorlar zaten."