Haber: GAYE ŞEYMA CAN- Kamera: GENCER KETEN

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Demirören Grubu’nun kredi borçlarına karşılık Ziraat Bankası’na geçtiği belirtilen İstanbul'un Göktürk Mahallesi’ndeki Kemerköy Sitesi Golf Sahası'na, Emlak Konut GYO’nun inşa edeceği projeyi durdurmak amacıyla site sakinlerinin başlattığı nöbete katıldı. Özel, “Seçim yaklaştıkça bu ülkede yoksulluğu nasıl bitireceğimizi de istihdamı nasıl sağlayacağımızı da cari açığı nasıl kapatacağımızı da, yüzleri nasıl güldüreceğimizi de hangi çevre katliamına nasıl dur deyip hangi hakları geri teslim edeceğimizi de satır satır açıklayacağız. Altılı Masa’da kriz değil, kararlılık var. Altılı Masa’nın tek adayı var” dedi.  

Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ, Demirören Grubu'nun borçlarına karşılık Ziraat Bankası’na devredilen İstanbul Kemerburgaz’daki 224 bin metrekarelik araziyi yapılaşmaya açtı. Demirören Holding’in Ziraat Bankası'ndan aldığı 300 milyon dolar ve 1 milyar 118 milyon lira krediye karşılık ipotek ettirdiği ve kredi borcunu ödemediği için Ziraat Bankası’na devredilen araziye konut inşa edileceği belirtildi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, milletvekili Gürsel Tekin, Kuzey Ormanları Savunması, Validebağ gönüllüleri, Berkoz’u Savunuyoruz, Ormancılar Derneği, Şahitepe Halk Dayanışması’nın da katılımıyla bugün Kemerköy Sitesi sakinlerinin direniş eylemine destek verdi.  

Özgür Özel, söz konusu alanın Demirören Holding’in Ziraat Bankası’na olan 895 milyon dolarlık borcunu kapatmak için proje alanına dönüştürüldüğünü belirterek şunları söyledi:   

KONUNUN MECLİSTE GÜNDEME GELMESİNİ SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ: Burada iki buçuk aydır bir mücadele veriliyor. Ses yükseltilmeye büyük bir talan, büyük bir usulsüzlük, büyük bir hukuksuzluk, büyük bir anayasa tanımazlığın karşısında bir direnç gösteriliyor. Bu direnci örgütleyenlere bu direncin bir parçası olanlara buradakileri umutlandıran, onlarla dayanışma gösteren herkese, buradaki herkese ve yüreği burada olan her. Herkese selam olsun. Meclis zemininde, diğer parti gruplarıyla görüşmelerin yapılabilmesi için grup toplantılarında konunun gündeme gelebilmesi için katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bunu bu hafta da önümüzdeki haftalarda da sürdüreceğiz. Ama meselenin Türkiye kamuoyuna gelmesinin önünde önemli bariyerler var, çıkar grupları var. Bugün ülkeyi yönetenlerden hala birtakım beklentisi olanlar var. Medyadaki büyük karartma kamuoyundaki büyük baskılama çabaları bundandır. Onun için burada yapılan eylemler son derece önemli. Siyasilerin buraya katılımı son derece önemli. Bugün televizyonlar ülke gündemine dair bir şeyler sordular. Dedik ki ‘Anka Haber Ajansı orada olacak. Ne söylersek oradan söyleyeceğiz. Eğer haber bültenlerinde kullanacaksanız Göktürk Yeşil Yalsın girişiminin bayrağı önünden yayın yapacağız, orayı gösterin, oranın sesini duyurun.’ 

AKP EN İYİ BİLDİĞİ BİRKAÇ İŞİ BİRDEN YAPIYOR: Meselenin adını bir doğru koyalım. Burada Adalet ve Kalkınma Partisi en iyi bildiği birkaç işi birden yapıyor. Yani hem çevreyi, doğayı değil, biraz önce dendiği gibi ağacın yeşilini değil doların yeşilini tercih ediyor. Hem birtakım basın yayın organlarını ele geçirmek için birtakım yandaşlaştırdığı kendi yanına çektiği iş adamlarına verilen usulsüz krediler o krediyi kapatılamayınca onu kapatmak için çok bildik yöntemlerle imar rantı yaratma, bunu yaparken yargı denetimine karşı kuvvetler ayrılığını ayaklar altına alarak yargı mensuplarına yapılan baskılar idaredeki güç kullanılarak bilirkişi raporunu geciktirme, yazdırmama ve kolluk kuvvetlerini, polisimizi aslında haklı olduğunu bildiği, gördüğü vatandaşlarımızın karşısına kanunsuz, hukuksuz, anayasaya aykırı emirlerle karşı karşıya getirme. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin son 20 yılı neyse son 2 ayı da odur. Adalet ve Kalkınma Partisi budur. 

MİLLİYET VE VATAN GAZETELERİNİ ÇOK UCUZA DEMİRÖREN’E VERDİLER: Burası 1987’den beri var. 2010’a kadar Kemerköy ve işletme alanı hiç birbiriyle sorun yaşamıyordu. Önce 2010’da burayı Demirörenler'e verdiler. Sonra 2011’de niyetin ne olduğu ne kadar belli ki kronolojiye bakın Türkiye'nin en itibarlı ve baskıda ilk beşte olan Milliyet ve Vatan gazetelerini Demirören'e beklenmedik ucuz fiyata verdiler, zorla verdirdiler. Demirören o günden sonra o itibarlı Milliyet’i o Türk basınının amiral gemisini yavaş yavaş ekseninden kaydırdı, Yandaşlaştırdı. Vatan ve milliyeti iktidara yakın basın organları haline dönüştürdü. Hemen ardından 2015’te Total’i verdiler, çok uygun bir fiyata, Ziraat Bankası kredisiyle. 2018’de döndüler bu sefer Doğan Medya Grubu'na yaptıkları baskılar sonucunda Doğan Medya'yı Demirören'e verdiler. Yine Ziraat Bankası kredisiyle. 2019’da gözümüzün içine baka baka altın yumurtlayan bir tavuğu kestiler. Milli Piyango’yu Demirören'e verdiler, yine Ziraat Bankası kredisiyle. Toplamda 700 milyon dolar, iki kez borcunu ödemediği için yenilediler, gün itibariyle 895 milyon dolar, neredeyse bir milyar dolar bu işlerden dolayı Demirören'in Ziraat Bankası'na borcu var.  

DEMİRÖREN’DEN BU PARAYI ÇATIR ÇATIR ALACAĞIMIZI BİLİYORLAR: Peki ne oluyor bu borç? Bu borcun ödenmesi lazım. Seçimlere beş ay kalmış bu işler başladığında baktığınız zaman o günde 7 buçuk ay var. Görünen o ki iktidar gidiyor. Ve Demirören'den bu parayı çatır çatır alacağımızı da bildikleri için çayın taşıyla çayın kuşunu vurma niyetiyle aslında yeşil alan olan ve daha sonra hukuki statüsü değişen bu alandan Demirören'in borcunu ödetmeye çalıştılar. İlk önce şu yapıldı, bunu unutmayalım, burada bir imar değişikliği yaptılar. Sizler hukuk yoluna gittiniz. Mahkeme o işi iptal etti. Sonra karşımızdaki iş hani o çete dediğimiz yapı devleti suç örgütü gibi yöneten yapı, tekrar harekete geçti. ‘O zaman Çevre Bakanlığı eliyle biz bu alanı rezerv alana çeviriyoruz.’ Rezerv alan nedir? Kentsel dönüşümde riskli bölgelerin yakınına ayrılır. Buraya yakın en yakın riskli bölge tam 35 kilometre ileride. Burası deprem toplanma alanı yani yapılaşmaya açılması en yanlış alan ve bunun sonucunda buradan yarattıkları arsalarla buradan yaratacakları milyonlarca liralık, yüz milyonlarca liralık rantla hepimizden çaldıkları parayı hepimizden, yine hepimizden çalarak bir borcu kapatmanın yoluna gidiyorlar. Öyle bir kullanışlı adam buldular ki ailesi yaka silkiyor bundan. Şimdi böylesine beceriksiz ve böylesine kötü niyetli bir işbirliğine karşı hep birlikte burada direniyorsunuz. Bugün 68 dava İstanbul mahkemelerinde bekliyor. 

O PARAYI TÜPÇÜDEN DE ONA BU GÖREVİ VEREN KÖTÜ AKILDAN DA ALACAĞIZ: Herkes aklını başına toplasın. Bir beceriksiz adama peşkeş çekilen bu kredi ne? Tüyü bitmemiş yetimin 85 milyon, herkesin hakkı vardır, payı vardır. O parayı geri almak için buradaki deprem toplanma alanını villa imarına çok katlı imarları açıp da bu işi örtmeye çalışanlar önümüzdeki dönem bu paraları da o tüpçüden de ona bu görevi veren bu kötü akıldan da alacağız. Geri alacağız. 

7 NİSAN’A KADAR SEÇİM YAPARSANIZ DÜNDEN HAZIRIZ: O İstanbul seçimini kaybedince çıkıp, ‘Hiçbir şey olmasa bile, bir şeyler olmuştur’ diyen AK Parti'nin seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı var ya çıkmış demiş ki ‘Erken seçim değil, seçim tarihinin güncellenmesi söz konusu.’ Demiş ki, ‘Seçim karardan doksan gün sonra değil, altmış gün sonra’ ve demiş ki ‘Bizim yapacağımız bu seçimle Türkiye'de şu olacak, bu olacak.’ Bakın buradan bir kez daha tekrarlıyoruz, biz hazırız. Seçim mühendislikleri yapıyorlar, bizlerin ittifakı güçlü çıkmasın diye seçim kanununu değiştirdiler. Altılı masa açıkça söylüyor, 7 Nisan'a kadar seçim yaparsanız dünden razıyız, bugünden hazırız. Seçimi kendisi öne çeker, 60 gün sonra diyorlarsa 60 gün sonra gideriz. Bu zulüm iktidarını da bitiririz. Herkes böyle bilsin. 

ALTILI MASA’DA KRİZ DEĞİL KARARLILIK VAR: Son olarak şunu söyleyeyim, çok soran var ‘Moraller nasıl’ diye. Bizde moraller iyi. Seçim yaklaştıkça bu ülkede yoksulluğu nasıl bitireceğimizi de istihdamı nasıl sağlayacağımızı da cari açığı nasıl kapatacağımızı da, yüzleri nasıl güldüreceğimizi de hangi çevre katliamına nasıl dur deyip hangi hakları geri teslim edeceğimizi de satır satır açıklayacağız. Altılı Masa’da kriz değil, kararlılık var. Altılı Masa’nın tek bir adayı olacak ama Altını Masa’nın Millet İttifakı'nın ötesinde İstanbul'u kazandığımız gibi İstanbul ittifakında olduğu gibi bir Türkiye İttifakı için de hep birlikte mücadele edeceğiz. Hep birlikte kazanmak için sonuna kadar şartları zorlayacağız. 

CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZ, ÜLKEDEKİ SIKINTILARIN BİTMESİNİ İSTEYEN HER BİR SEÇMENİMİZDİR: Bütün muhalefet seçimlerde birleşebilirse birleşir. Herkes birleşmez. Birkaç farklılık olursa da o noktada bu zam ve zulüm iktidarından yılmış, yüz milyonlar, on milyonlar sandık başına gider, İstanbul'da olduğu gibi Türkiye ittifakını kurar. Bu zam, zulüm, işkence, doğa katliamından sorumlu bir iktidarı yollar. Hepimizin iktidarını hep birlikte kurar. Buna inanıyoruz. Bütün televizyonlar son dakika geçebilir. Cumhurbaşkanı adayımızın adını açıklıyorum. Cumhurbaşkanı adayımız bu ülkedeki sıkıntıları bitirip tüm özlemlere kavuşmak isteyen her bir seçmenimizdir. Her bir Göktürklü'dür, her bir Eyüpsultanlı'dır. Her İstanbulludur.” 

“3 YIL SONRA EVİNİZİN SUYU OLMAYACAK”

Kalan yeşil alanların sadece askeri bölgeler ve mezarlıklar olduğunu belirterek “Askeri alanlar gitti. Yakında mezarlıklarda giderse şaşırmayın” diyen Gürsel Tekin, şunları söyledi:  

“Sizin, bizlerin hak arayanların, bugün kentsel mağduru olanlar, rantsal mağduru olanların tamamı beton çetesi ve imar çetesiyle mücadele ediyorsunuz. Onların cumhurbaşkanı var, onların başbakanı var, onların bakanları var, onların belediye başkanları var, onların yargı mensupları var, onların üniversitelerin tamamında bilirkişileri var. 2008 yılından itibare 250 yıl önce, hiçbirimiz buraları bilmezken İstanbul'a gelip yerleşen Sultan Mahallesi'ndeki vatandaşlarımız hepimizin gözü önünde sürgüne tabi tutuldu. Ama hepimiz seyrettik bunu. Hepimiz suç ortaklarıyız. Kusuruma bakmayın. Bize dokununca aklımıza geliyor. Fikirtepe'de 16 kişi intihar etti. Şahin Tepesi'nden, Tozkoparan’dan, Esenyurt'tan İstanbul coğrafyasının tamamında sadece burası mı? Şu tarihe bir dipnot olsun, üç yıl sonra evinizin suyunun olmayacağını göreceksiniz. 20 bin arsa satıldı, 20 bin parsel, ses yok. Televizyonlarda anlatıyoruz, oradaki yerel yöneticileri uyarıyoruz. Adeta bir düşmanın yapmayacağı bir şekilde devletin elindeki bütün ne kadar menkul, gayrimenkul varsa talan edildi. Kime edildi? 100 kişi sadece. 2019 yılında bu çetenin haritasını açıkladım. ‘İstanbul’dan 100 milyar dolar para çaldılar’ dedim. İsimlerini yazarak içinde gazete patronları dahil olmak üzere. “

 

Kaynak: anka