(ANKARA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı'nda; “Milletvekillerine en iyi hastanelerde tedavi imkanı sağlayan devletin, bundan şehit aileleri ve gazilerimizi mahrum bırakması kesinlikle düşünülemez. En üst sağlık standardı şehit aileleri ve gazilerin olmalı, ondan sonra diğer standartlar belirlenmelidir” dedi. Özel ayrıca, Ayrıca 18 Mart Şehitler Günü'nde şehit yakınlarına, 19 Eylül Gaziler Günü'nde de malul gazilere birer maaş ikramiye verilmesi için kanun teklifi hazırladıklarını ve önümüzdeki günlerde bunu Meclis gündemine getirip, diğer siyasi partilerin liderlerinden de katkı isteyeceklerini söyledi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı Şehit Yakınları ve Gazilerle İlişkiler Şube Müdürlüğü'nün düzenlediği Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı'na katıldı.
“Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm siyasi partilerin genel başkanlarına ileteceğim”
Özel burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Bugün buradaki çalıştay fikri biraz önce de ifade edildiği gibi İzmir’de yaptığımız bir geniş katılımlı toplantıda çıkmıştı. Bu konuda en az benim kadar hassasiyetinden emin olduğum, bugüne kadar yapmış olduğu tüm çalışmalarında şehit aileleri ve gazilerin yapılan protokollerde en ön sıralarda yer almasını gözeten Sayın Ekrem İmamoğlu ile bu fikrimizi paylaştığımızda, kendisi böyle bir çalıştaya ev sahipliği yapmanın İstanbul Büyükşehir Belediyesi açısından onur vesilesi olacağını söyledi. Çok kıymetli kadroları ile katkı verdiler. Biz CHP olarak kurultayımızdan önce şu tespiti yapmıştık; Merkez Yönetim Kurulumuzda mutlaka Milli Savunma Bakanlığına ilişkin politikaları takip edecek, ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri'nin personelinin, emeklilerinin, şehit ailelerin ve gazilerin de sorunlarını takip edecek bir genel başkan yardımcılığının eksikliğini tespit etmiştik. Sayın Yankı Bağcıoğlu, emekli tümamiral, hem Parti Meclisimizin, hem Merkez Yönetim Kurulumuzun bir üyesi olarak o günden beri görev yapıyor. Biz bugün buraya İstanbul İl Başkanımız, CHP’nin genel başkan yardımcıları, Kadın Kolları Genel Başkanı, Parti Meclisi üyelerimiz, Milli Savunma Komisyonu sözcümüz, Milli Savunma ve İstihbarat Komisyonu üyelerimiz ve belediye başkanlarımızla birlikte geldik. Üsküdar, Bakırköy, Avcılar belediye başkanlarımız bizlere eşlik ediyorlar. Beyoğlu Belediye Başkanımız birazdan da açılışını yapacağımız hizmet binasının aynı zamanda coğrafi ev sahibi olarak burada. Şişli Belediye Başkanımız, SODEM, yani sosyal demokrat belediyelerin çatı örgütünün başkanlığını da üstlendi. Geçmişte İstanbul Planlama Ajansının Başkanıydı. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun burada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dışında Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı sıfatıyla da bulunması son derece kıymetlidir. Yine burada bulunan belediye başkanlarımızdan SODEM SEN’de ve Türkiye Belediyeler Birliğinde görev yapan başkanlarımız var. Bu şu demek oluyor; bu çalıştayın raporları, çıktıları, herkesin hem özgül görev alanlarında ama özellikle temsil ettikleri bütüncül yapılarda, değerlendirilerek, Türkiye’deki Belediyeler Birliği aracılığı ile siyasi parti farklılığı olmaksızın tüm belediyelere aktarılacak. Sosyal demokrat belediyeler üzerinden partimizin belediyelerinin bu konuda üzerlerine düşen bugüne kadar yaptıkları titiz çalışmaları çok daha detaylandırmaları, aralarında bir eş güdümün sağlanması talep edilecek. Burada bulunan Milli Savunma Komisyonu’nda görevli değerli sözcümüzle, milletvekillerimiz kanalıyla da TBMM’nin ilgili komisyonlarına mutlaka taşınacak. Ayrıca ben komisyon raporunu önümüzdeki dönemde tekrar bir araya geleceğimiz başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm siyasi partilerin genel başkanlarıyla da paylaşarak, bu meselenin siyaset üstü bir mesele olduğunu, hepimiz adına görev yaparken hayatını kaybedenlerin ve hepimizin çocukları yerine annesiz, babasız büyüyenlerin, eşsiz kalanların, bu içinde bulundukları durumda, tespit edilen ortak sorunlar ve çözüm önerileri noktasında ortaklaşmamızın önemini bir kez daha vurgulayacağım.
"Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde bir yapı oluşturularak takip edilmesi meselesini önemsiyoruz ve takipçisi olacağız"
Bu çalıştaya gelene kadar partimiz tarafından Sayın Yankı Bağcıoğlu'nun başkanlığında 38 ilde, çok sayıda ilçede şehit yakınları ve gazi dernekleri ziyaret edildi. Orada ada hem bizlerin iyi dilekleri aktarıldı hem yereldeki sorunlar dinlenildi. Oraya özgü olan sorunlara oralarda iktidardaysak belediyeler üzerinden değilsek partimiz üzerinden çözümler üretilmeye çalışıldı. 85 şehit ailesini ve gazi hanesini partimiz adına Sayın Yankı Bağcıoğlu ziyaret ettiler. Yapılan istişareler sonucunda dile getirilen eksiklikler, ihtiyaçlar ve talepleri çözüme kavuşturmak amacıyla da 14 büyükşehir belediyemizden ilgili daire başkanları ve şube müdürlerinin bulunduğu bu toplantıya kendilerinin de katılması takip etmeleri ve katkı sağlamaları sağlandı, planlandı. Bu çalıştaydan çıkacak sonuç raporu Milli Savunma Bakanlığı'na, İçişleri Bakanlığı'na, Aile ve Sosyal Politiklar Bakanlığı'na gönderilecek. Şüphesiz bugün Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın gerek Bakanı gerek kadroları gerek taşra teşkilatlarının iyi niyetli çabaları mevcut. Ancak bizim bugüne kadarki pratikten ve sizlerin taleplerinden öğrendiğimiz bu meselenin bir Aile Bakanlığı düzeyinde tartışılmak yerine Milli Savunma Bakanlığı düzeyinde ve orada çok ciddi bir temsil noktasında ele alınması ve karar süreçlerine de buradaki yapıların temsiliyetiyle birlikte katkı sağlanması son derece önemli. Biz bunun Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde bir yapı oluşturularak takip edilmesi meselesini önemsiyoruz ve takipçisi olacağız. Ayrıca tüm belediyelerimiz ve örgütlerimizde, şehit yakınları ve gazilerimizle ilgili birimlerin kurulması için bir genelge yayınlandık. Biraz önce de Sayın Başkanım, bunun büyükşehirler düzeyinde daire başkalığı olarak değerlendirilmesinin çok daha katkı sağlayıcı olacağını ifade ettiler. Bu konudaki bu görüşü de tüm büyükşehirlerimizle paylaşacağız.
"Anayasa tarafından şehit ailelerine ve gazilere onurlu bir yaşamı sağlayacak her şeyi yapma konusunda talimatlar ifade edilmiştir"
Partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de biraz önce Ekrem Başkanımızın ifade ettiği gibi, bir gazidir. Gazilik unvanını kullanmıştır. Bir savaş kahramanıdır. Bir savaş kahramanı liderdir. Şehitlik ve gazilik hem devletimiz hem de milletimiz açısından hem de inancımıza en kutsal mertebedir. Anayasa’nın 10’uncu maddesi şehit aileleri ve gazilerle ilgili ne yapılacaksa, bunun eşitlik ilkesine aykırı olmadığını şu şekilde düzenlemiştir; çocuklar, yaşlılar, engelliler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. Anayasa’nın lafzı, modern anayasalarda karşılık bulan pozitif ayrımcılık maddesine işaret etmektedir ve bu konu aslında en üst hukuk normu olarak görev yapan tüm kamu görevlilerine nasıl bir sorumluluk yüklediğini ifade etmektedir. Yine Anayasa’nın 61’inci maddesinde şehit yakınları ve gazileri yaşam düzeyini iyileştirme görevi sosyal devlet üzerinden tarif edilmektedir. ‘Devlet harp ve vazife şehitlerinin, dul ve yetimleriyle malul ve gazileri kurur ve kendine yakışır bir hayat seviyesi sağlar’ demiştir. Yani kanuni düzenlemeler ya da yönetmelikler ikincil, üçüncül mevzuat çalışmaları aranmadan, Anayasa hepimize şehit ailelerine ve gazilere onurlu bir yaşamı sağlayacak her şeyi yapma konusunda en üst düzeyde irade ve bizlere görev yapma konusunda talimatları Anayasa tarafından ifade edilmiştir.
"Şehitlerin ve gazilerin 15 Temmuz, terörle mücadele, harp malulü diye ayırmaksızın en üst düzeyde birleştirilmeli, hakları hepsi için aynı olmalı”
Bugün şehit yakınlarını ve gazilerinin, çözüm bekleyen pek çok sorunu var. Bunlar tasnif edilerek ilgili birimlerle paylaşılacak. Bizim de bu konuda çeşitli çalışmalarla belirlediğimiz çözüm önerilerimiz var. Bu konuda atılması gereken adımları hiçbir koşulda, ayrım yapılmaksızın tüm şehitlerin ve gazilerin 15 Temmuz, terörle mücadele, harp malulü diye ayırmaksızın en üst düzeyde birleştirilmesi, hangi gruba, hangi katkı, hangi özlük hakkı sağlanıyorsa, bunun tümü için sağlanması ve hep birlikte geliştirilmesi, hiç kimsenin ayrımcılığa uğradığı hissine kapılmaması, ‘onlar şehit ailesi de biz değil miyiz biz de bu vatan için canımızı vermedik mi biz de gazi olmadık mı canımızı vermeyi göz almadık mı’ gibi kırgın ifadelerin duyulmaması için bu birleştirmenin mutlaka yapılması gerektiğini düşünüyoruz ve bu ayrımcılığın tamamen bitirilmesinin gömleğin ilk düğmesinin doğru iliklenmesi olacağını düşünüyoruz.
"Şehit eş, anne ve babalarının maaşlarında mutlaka ve çok ciddi iyileştirmeler yapılmalı"
Şehit eş, anne ve babalarının maaşlarında mutlaka ve çok ciddi iyileştirmeler yapılmalı. Temmuz 2023’te memurlara verilen seyyanen zamdan, emsal maaş almayan şehit aileleri ve gazilerinin de yararlanması sağlanmalı, bundan sonraki tüm seyyanen zam uygulamalarından da yararlanacakları gözetilmeli, bu mutlaka kanuni düzenlemeye ilave edilmelidir.
“En üst sağlık standardı şehit aileleri ve gazilerin olmalı”
Milletvekillerine en iyi hastanelerde tedavi imkanı sağlayan devletin, bundan şehit aileleri ve gazilerimizi mahrum bırakması kesinlikle düşünülemez. En üst sağlık standardı şehit aileleri ve gazilerin olmalı, ondan sonra diğer standartlar belirlenmelidir. Hele hele ortez, protez masrafları, bu konuda raporların alınmasındaki zorluklar, devletin yaptığı katkılar ya da ucuzunun ödenmesi, en ideali için kendilerinden katkı beklenmesi ya da daha kötü bir ortez, proteze rıza gösterilmesi gibi meseleler bu salonda ifade etmekten utanç duyduğumuz meselelerdir. Bu soruların doğrudan çözülmesi gerekmektedir.
"Engelli, gazi ve vazife malullerinin tüm yaşamsal ihtiyaçlarının SGK tarafından karşılanması gerekiyor"
İlaç fiyatlarına fark çıkarılması ya da piyasada bulunmayan en ucuz muadilin ödenip, doktorun takdir ettiği tedavi için fiyat farkı talep edilmesi yine hızla terk edilmesi gereken uygulamalardır. Engelli, gazi ve vazife malullerinin tüm yaşamsal ihtiyaçlarının SGK tarafından karşılanması gerektiğini ve özellikle bunun sadece ortez, protez, tekerlekli sandalye olarak değil yılın belli günlerinde yazın, kışın devlete ait sosyal tesislerde, ilgili otellerin, turizm işletmelerinin ilgili birimleri ile yapılacak olan ki can atarak yapacaklarına eminiz protokollerle yaz ve kış tatillerini mutlaka gazilerin istifade etmesi, şehit ailelerinin istifade etmesi son derece önemsiyoruz. İstihdam olanakları ile ilgili burada ortaya çıkan mutabakatı aynen paylaşıyor ve takipçisi olmayı düşünüyoruz.
"18 Mart Şehitler Günü'nde şehit yakınlarına, 19 Eylül Gaziler Günü'nde de malul gazilerimize birer maaş ikramiye verilmesinin kanun teklifini hazırlıyoruz"
Ayrıca 18 Mart Şehitler Günü'nde şehit yakınlarına, 19 Eylül Gaziler Günü'nde de malul gazilerimize birer maaş ikramiye verilmesinin kanun teklifini hazırlıyoruz. Önümüzdeki günlerde bunu Meclis gündemine getirip, diğer siyasi partilerin liderlerinden de bu konuda katkı sağlamalarını talep edeceğiz. Şehit aileleri ve malul gazilerimizin elektrik, suda olduğu gibi doğal gazda da indirim sağlanmasını talep ediyoruz ve takipçisi olacağız. Terörle mücadelede yaralanıp, gazi sayılmayan kahramanlarımızın mağduriyetleri giderilmelidir. Onların bu çalıştaya dahil edilmiş olmalarından, katkı sağlamış olmalarından da büyük bir memnuniyet duydum. Evli olan şehitlerimizin anne ve babaları ile muharip gazilerimize de TOKİ’den faizsiz konut kredisi, öncelikli konut edindirilmesi gibi taleplerin mutlaka karşılanması gerekir. Şehit ailelerinin, şehitlerimizin biricik emanetleri olduğu, gazilerin vatanı uğruna mücadele etmiş yiğit vatan evlatları olduğu ve onlarla ilgili tüm meselelerin çözülmesi noktasında bunun bir siyaset, politika, hizmet, oy karşılığı atılan adımlar değil hepimizin üzerindeki en büyük vazife olduğunun bilincindeyiz.
"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yanında, arkasındayız"
Bu sene Kıbrıs Barış Harekatı'nın da 50’inci yılı. Ben 20 Temmuz 1974 günü yapılan Kıbrıs Barış Harekatı'ndan üç ay sonra dünyaya gelmiş, o günden bugüne Kıbrıs Barış Harekatında ki kardeşimin adı da Barış’tır. Kıbrıs Barış Harekatı’nda hayatını kaybedenlere minnet, oraya gidip ölümü göze alanlara büyük bir hayranlık duyarak yetişmiş, devlet parasız yatılı bursları ile okullarda okumuş, devletten alınan maaşlarla harçlığı verilmiş birisi olarak bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, İsmet Paşa’nın ve üçüncü Genel Başkanımız, Kıbrıs Fatihi Bülent Ecevit’in koltuğunda oturmanın onurunu yaşıyorum, gurur duyuyorum. 20 Temmuz’daki Barış Harekatı sırasında Bülent Ecevit’in ‘Biz adaya barışı götürmeye gidiyoruz’ demesi kadar anlamlı bir yaklaşım yoktur. Ve adanın yarısı alındıktan sonra durulması, Türkiye Cumhuriyeti’nin orada işgalci değil aksine bir mezalimi sonlandırma, dünyanın gözünü kapadığı o vahşette artık akan kanı durdurma, gözyaşını silmek için oraya gittiğini en önemli kanıtıdır. Şimdi 50’inci yılın sonunda 1983’te kurulmuş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin statüsü, dünyadaki çok uluslu, birçok ülkenin temsil edildiği yapılarda tartışılmaktadır. Kıbrıs Türk’ünün Annan Planı sırasında dahi, en son gününe kadar üzerine düşen her şeyi fazlasıyla yaptığını ama Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün Kuzey Kıbrıs’a dayatıldığını altını çizmek isteriz.
“Kuzey Kıbrıs’ın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği’nin tam üyesi oldukları noktada, Kıbrıs’taki bütün tartışmaların ortadan kalkar”
Bugün Yunanistan’ın ve Güney Kıbrıs’ın, Avrupa Birliği'nde olmaları Kıbrıs’taki kalıcı bir çözümün önünü tıkamakla birlikte, Türkiye’ye de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne de her aşamada bir güçlük ve zorluk olarak karşısına dikilmektedir. Biz CHP olarak elbette ki her türlü çözümün, müzakerenin, barışa ve kalıcı çözüme katkı sağlayacak her türlü çabanın her zaman arkasında ve destekçisi olduk. Ancak Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’inci yılında, Kıbrıs’ın dünya devletleri tarafından tanınması, Türkiye Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği noktasında Kuzey, Güney Kıbrıs ayrımının yarattığı zorluklar da düşünülerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin derhal Avrupa Birliğine tam üyelik için bütün adımları atması, Kuzey Kıbrıs’ın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği’nin tam üyesi oldukları noktada, Kıbrıs’taki bütün statü, sınır, bütün tartışmaların kendiliğinden o süreçte ortadan kalkacağının bir kez daha altını çiziyoruz. Bu sağlanacağı güne kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yanında, arkasındayız. Onlarla birlikteyiz. Uluslararası alanda, Birleşmiş Milletlerde, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde ve her kademede kendilerinin Kuzey Kıbrıs’ın tüm tezlerinin savunucusu ve destekleyicisi olmaya devam edeceğiz.
"Bizimle birlikte Kıbrıs’a gidecek 174 kahraman gazimizin resmi törenlerde ve resmi statüde yerlerini alması sağlandı"
Aylardır Sayın Yankı Bağcıoğlu hem Kıbrıs’taki makamlar hem de Milli Savunma Bakanlığı ile yazışıyor. Geçtiğimiz günlerde de Sayın Milli Savunma Bakanımızla yapmış olduğu görüşmede bu listelerin oradaki merkezi organizasyondaki listelerle birleştirilmesi, bizimle birlikte Kıbrıs’a gidecek 174 kahraman gazimizin resmi törenlerde ve resmi statüde yerlerini alması sağlandı. Bu da çok önemli bir gelişmeydi. Biz de hep birlikte orada olacağız.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50’inci yılında ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 101’inci yılında Atatürk’ün Samsun’a ölümü göze alarak, idam fermanlarına direnerek çıkışının 105’inci yılında artık sorunları konuşmayı bitirmenin vakti gelmiştir. Bu sorunları çözmek hepimizin boyunun borcudur. CHP’nin Genel Başkanı olarak bu sözü size veriyorum. Son sorun çözülene, son talep karşılanana kadar sizler için mücadele edeceğiz."