Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, geçici ve mevsimlik işçilere ilişkin kanun teklifiyle ilgili “Aldığımız bilgilere göre Meclis’e sevk edilen tasarıda 11 ay 29 gün olarak çalıştırılacağı ifade ediliyor. Bir günün kime faydası var? Ne devlete faydası var ne işçiye faydası var. Gönül kırıklığından başka bir anlamı ifade etmiyor. 1 gün için insanlar tekrar girdi- çıktı yapılacak. Bu durum aynı zamanda bir zaman israfı, aynı zamanda bir gönül gücünün kırılması demektir” dedi. Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, geçici ve mevsimlik işçilerin sorunlarıyla ilgili açıklama yaptı. Aslan, şunları söyledi: “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, geçici ve mevsimlik işçilerin sorunları ile ilgili yasa tasarısının TBMM gönderildiğini açıkladı. Yıllardır kangren haline gelmiş olan geçici mevsimlik işçi sorununu kökünden çözeceklerini ifade etti. Bu nasıl bir geçicilik ki adam 20- 25 sene çalışıyor emekli oluyor adı hala geçicilikten çıkmadı. ‘Bunu tarihe karıştıracağız’ dedi. Biz de bakanımıza güveniyoruz. Ancak aldığımız bilgilere göre Meclis’e sevk edilen tasarıda 11 ay 29 gün olarak çalıştırılacağı ifade ediliyor. Bir günün kime faydası var? Ne devlete faydası var ne işçiye faydası var. Gönül kırıklığından başka bir anlamı ifade etmiyor. 1 gün için insanlar tekrar girdi- çıktı yapılacak. Bu durum aynı zamanda bir zaman israfı, aynı zamanda bir gönül gücünün kırılması demektir. Dolayısıyla işin sürekli olduğu bir yerde işçinin geçici olması çok doğru değil. 11 ay 29 gün geçmişine bakacak olursanız iyi midir iyidir. Ama 11 ay 29 gün keyfiliği getirir diye de endişemiz var. Yani bu şu demektir. İşverenlerin iki dudağı arasında, işçiyi istediğim zaman çağırırım, daha erken, daha geç çağırırım gibi bir keyfiliğe sebebiyet verebilir mi verebilir. “12 AY DEVAM ETSİNLER” İstiyoruz ki bu keyfiliğe sebebiyet vermeyelim. Bir gün için bu keyfiliği ortadan kaldıralım. İşçilerimiz 12 ay kadrolu olarak işlerine devam etsinler. Çünkü zaten iş zaten devam ediyor. O nedenle bu keyfiliği ortadan kaldıralım diyoruz işçiyi işverenlerin iki dudağı arasına bizi hapsetmeyin diyoruz.”