Edirne Otogarı işletmecisi Mustafa Altunhan, bir firmanın otobüslerine şehir merkezinden kalkış izni verilmesini otobüsle şehir içinde ‘adalet turu’ atarak protesto etti. Otobüsüyle adalet aradığını söyledi Altunhan, "Bu firmayı kim denetleyecek? Yetkililere buradan sesleniyorum; o araçlarda Allah korusun bir kaza olduğu zaman, teröristleri getirdikleri zaman bunun hesabını kim verecek? Sadece bunu açıklasınlar bana. Bundan sonra eğer ki bu mağduriyetimiz giderilmezse bu otobüsün içerisinde yaşayacağım; kah adliyenin önünde, kah emniyetin önünde, kah vilayette. Sesimiz duyulmadı mı, çekeceğim külliyenin önüne" dedi.

Edirne Otogarı işletmecisi Mustafa Altunhan, bir firmanın otobüslerine şehir merkezinden kalkış izni verilmesini protesto etmek için bugün otobüsle şehir içinde ‘adalet turu’ attı. Edirne Adliyesi önüne otobüsü ile gelen Altunhan, Güney Çevre Yolu’nu kullanarak otogara kadar kenti dolaştı. Altunhan, otogarda basın mensuplarına yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"OTOBÜSLE ADALET ARIYORUZ"

"Otobüsle adalet arıyoruz. Çok büyük haksızlık, adaletsizlik yaşanıyor şu an Edirne'de. Bunun müsebbipleri kimse adalet, polis, savcı, hakim bunları meydana çıkarsın. Böyle bir şey bu memlekette daha görülmedi. Burada, Edirne Otogarı’nda bir sürü esnaf var, 25-30 tane firma var. Biz de talep ediyoruz Edirne şehir merkezinden kalkmayı. Niye bunu söylüyorum biliyor musunuz? Çünkü bir firmaya Edirne'nin içinden kalkış izni verildi. Yani buradaki otobüsçüleri, minibüsçüleri, taksicileri, otogar esnafını kimse düşünmüyor mu? Bunlar insan değil mi? Bunların çocukları yok mu? Devlet baba nasıl böyle bir hata yapar? Devlet, bizim babamız. Devlet baba herkese eşit davranmak zorunda. Devlet baba herkesin çoluğunu, çocuğunu düşünmek zorunda; kimseyi mağdur edemez. Öyle bir mağduriyet yaşanıyor ki eğer ki aynı imkanlar bana sağlansa size samimiyetimle söylüyorum, yemin ediyorum, 10 milyon lira hemen Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlarım. Bana Edirne'nin merkezinde kalkış yeri kim gösterirse namus, şeref sözü; 10 milyonu, gideceğim nereye derlerse oraya bağışlayacağım. Kaldı ki adı geçen firma, Silivri'den öteye gidemez ama Beylikdüzü'ne kadar gidiyor. Neyin karşılığında buna göz yumuyorsunuz kardeşim? Silivri'de de polis var, Edirne'de de polis var, her yerde polis var. Bizim polisimiz, savcımız neleri çözüyor, bu niye çözülmüyor? Polisimiz isterse bu sahtekarlığı anında meydana çıkarır. Kimse kimsenin ekmeğine göz dikmesin, kanunlar buna hükmediyor.

"HESABINI KİM VERECEK"

En vahim olanı, Edirne FETÖ'cülerin, teröristlerin geçiş yoludur. Bunu polisimiz çok iyi biliyor. Bu araca bindi adam İstanbul'dan, rahat rahat Edirne'de istediği yerde indi, Edirne’de istediği kişilerle temasta bulundu. Ya da adam içki içti, şehir merkezinden çıktı, yolda kaza oldu. Bu firmayı kim denetleyecek? Yetkililere buradan sesleniyorum; o araçlarda Allah korusun bir kaza olduğu zaman, teröristleri getirdikleri zaman bunun hesabını kim verecek? Sadece bunu açıklasınlar bana. Bundan sonra eğer ki bu mağduriyetimiz giderilmezse bu otobüsün içerisinde yaşayacağım; kah adliyenin önünde, kah emniyetin önünde, kah vilayette. Sesimiz duyulmadı mı, çekeceğim külliyenin önüne. 10 tane otobüse giydirme yapacağım ve nasıl bir adaletsizliğe uğradığımızı göstereceğim. Adaletin uygulanmasını istiyorum, başka hiçbir talebim yok. Bu adaleti kendim için istiyorsam namussuzum. Bütün esnaf için istiyorum."

Kaynak: anka