BURHAN DEMİRCİOĞLU

Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde yaklaşık 50 yıldır motor ve kaporta tamirciliği yapan Mahmut Avcı, 2 bin 500 lira alacaklı olduğu bir müşterisi tarafından dolandırıldığını iddia ederek savcılığa başvurdu. Müşterisinin kendisine imzalattığı 280 bin liralık senet nedeniyle dükkanının icra yoluyla satıldığını; evine, arabasına, arsasına ve tarlasına haciz konduğunu söyleyen Avcı, “Onların da gitme tehlikesi var. Ben ne yapacağımı şaşırdım. Devlet büyüklerimden yardım istiyorum. Dayanamaz oldum. Beynimden vurulmuşa döndüm. Ne yapacağımı bilmiyorum” dedi.

Kadirli Sanayi Sitesi’nde motor ve kaporta tamiratı yapan Mahmut Avcı, iş yerine araç tamiri için gelen bir müşteri tarafından dolandırıldığını öne sürdü. Avcı’nın iddiasına göre; 2009 yılında iş yerine aracını tamir ettirmek için gelen bir şahıs, yedek parça parası olan 2 bin 500 TL’yi ödeyemedi. Söz konusu şahıs, banka hesaplarında bloke olduğunu söyleyerek Avcı’dan, blokenin kalkması için iki ayrı bankadaki hesaplarına para yatırmasını istedi. Banka hesaplarına 130 ve 500 TL yatıran Avcı, parasını yine alamadı.

2 bin 500 liralık parça parasını kurtarmak için esnaftan ve akrabalarından borç alarak bu şahsa verdiğini söyleyen Mahmut Avcı, sanayideki dükkanın da aynı şahsın kendisine imzalattığı 280 bin liralık senet yüzünden icra yoluyla satıldığını öğrenince savcılığa başvurdu. Avcı, bu süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı:

"DÜKKANIMIN TAPUSUNU VERDİRİYORMUŞ"

"2 bin 500 TL parça parasını almak için benim sağdan soldan bulduğum, verdiğim paralar… ‘Bugün alırız, yarın alacağız’ diye diye bana farklı tarihlerde para aldırdı, 1 milyon lira borçlandırdı. En sonunda bana dedi ki 'Bizim sigortadan paramız çıkmış, Adana’dan avukat tutmuştum, 104 bin lira para alacağız, bunun karşılığı 280 bin liralık senet imzala' dedi. 'Ben avukata vereyim, paramızı hesaba geçirsin' dedi. Bu senedin tarihini değiştirerek avukata, icraya vermiş. Bana dedi ki ‘Tamam, ben avukata verdim, avukat dedi ki tebligat gelecek, tebligatı sen hiç okumadan bana ver, ben avukata vereyim, avukat hesaba geçirsin’ dedi. Ben de aynen dediğini yaparak kendisine gönderdim. Bir tebligat daha geldi ‘Onu da açmadan, okumadan bana ver’ dedi. Ben de bunun içerisinde ne varmış diye açtığımda; 280 bin liralık vermiş olduğum senedin fotokopisi var. Onu ben aldım, elimde bir şey olsun diye zarfı kapattım, kendisine geri verdim, götürdü verdi. 'Ne oldu' dedim, ‘Verdim tamam, hesaba girecek’ dedi. Arkasından bir duydum ki benim dükkanım satılıyor icradan. Dedim ‘Ya dükkanım satılıyor, böyle böyle’ deyince, ‘Sen onlara inanma, sen benim dediğime inan, her şey benim elimin altında, o icrayla satılsa bile adamları alacak, biz avukatın parasını verip senedimizi alacağız, icra micra kalkacak’ dedi. Beni Ceyhan’a gönderdiğinde icra ile benim dükkanım satılmış. Ben, Ceyhan’dan geldikten sonra öğrendim. Pazartesi günü beni Adana’ya yolladı. O gün de dükkanımın tapusunu alıyor, tapusunu verdiriyormuş. Ben geldiğimde, bunları duyduğumda beynimden vurulmuşa dönüp, dilekçe yazdırıp savcılığa verdim.

"EŞİM OLAYI ÖĞRENİNCE CAN SIKINTISINDAN KANSER OLDU"

Bu tarihler arasında hanımım duydu 2015’te. 2015’ten 2018’e kadar içine ata ata kanser oldu. Nereye götürdüysem kurtaramadım, vefat etti. Ben 50 senelik esnafım, ne birikimim varsa hepsi elimden gitti. Dükkanım satıldı daha da bütün arabamda, evimde, arsamda, tarlamda, ne varsa hepsinde haciz var. Onların da gitme tehlikesi var. Ben, ne yapacağımı şaşırdım. Devlet büyüklerimden yardım istiyorum. Dayanamaz oldum. Beynimden vurulmuşa döndüm. Ne yapacağımı bilmiyorum."

 

Kaynak: anka