Haber: GAYE ŞEYMA CAN/YİĞİT KAZBEK - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU 

İstanbul Küçükçekmece’deki bir okulda meydana gelen olayda yaşamını yitiren 12 yaşındaki Samet Gül’ün annesi Sevdet Gül, “İki çocukla kavga etmiş okulun bahçesinde, arkadaşları ayırmış. Onlar Samet'i dövmüş. Samet demiş, ‘Ben tuvalete gideceğim’. Aşağıdaki bahçeden yukarı bahçeye çıkıyor. O daha tuvalete gelmeden diğer çocuk boğazını sıkıyor. İtince kafası demire geliyor. Daha yerden kalkamıyor, bayılıyor... Ben kimseyi suçlamıyorum. Sadece araştırılsın. Kim yapmışsa cezasını bulsun” dedi. Bu arada, olaya karıştığı iddia edilen 8. sınıf öğrencisinin ıslahevine götürüldüğü öğrenildi.

Küçükçekmece’deki Halkalı Güneş Ortaokulu’nda geçen pazartesi günü meydana gelen olayda, 12 yaşındaki Samet Gül hayatını kaybetmişti. Çocuğun cansız bedeni üzerinde yapılan incelemelerde herhangi bir darp izine rastlanmamıştı. Aile, olayın araştırılması için emniyete giderek şikayette bulunmuştu. İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Gözüdok, Kaymakam ve okul yönetimi bugün aileyi ziyaret etti. Bu arada, Samt Gül’ün olay öncesinde kavga ettiği iddia edilen yabancı uyruklu çocuğun ıslahevine götürüldüğü öğrenildi.

ANKA Haber Ajansı’na konuşan anne Sevdet Gül, şunları söyledi:

"OĞLUM SAPASAPLAM EVDEN ÇIKMIŞTI: Çocuklarım sabah kalktı, okula gitti. Ben de bir okulda işe başlamıştım, o gün işe gidecektim. Oğlum uyandı, ‘Anne kalk, sen de işe gideceksin’… ‘Siz çıkın, ben de geliyorum’ dedim. Oğlum sapasağlam evde çıktı, hiçbir şeyi yoktu. Gitti okula. Saat 12:45 sıralarında bana telefon geldi. Dediler ki ‘Samet okulda bayıldı, Samet'in annesi koş’. Ben de koştum gittim. Okulun bahçesinde, bahçe merdivenden aşağıya iniyordum, bahçeye indim, çoğuma hocalar müdahale ediyordu. Hocanın birisi kalp mesajı yapıyordu. Bütün öğretmenler onun başındaydı. Ben bağırınca, feryat edince ‘oğlum mu, değil mi’ diye baktım, siyah arkasından tanıdım. Bir de boynu böyle büküktü yavrumun. Aklımı kaçırdım, ailemi arayamadım. Samet’e daha bir ay önce telefon almıştım. Dedesinin numarasını çıkarttım, aradım.

AMBULANSLA AYNI ANDA OKULDAYDIK: Ambulansla aynı saatte, aynı dakika içinde okula geldik. Aşağıya ben koşunca ambulans da hemen gitti, müdahale etmek istedi, müdahale ediyordu. Zaten beni uzak tuttular. Aldılar Samet'i ambulansa, götürdüler. Ayaklarım tutmadı, hocalar beni arabaya götürdüler. O esnada ambulans yola çıktı. Hastaneye gittik. Kardeşimle abim geldi. En yakın hastaneye gittik, özel bir hastane.   

Acilde hemen müdahaleye almışlardı. İçeriden haber bekliyorduk. İlk müdahalede doktorlardan haber bekliyoruz. Doktor geldi dedi ki ‘Nabzı atıyor ama durumu kritik, çok kritik’. Şu an tam hatırlamıyorum ne yaptığımı. ‘Biz yoğun bakıma aldık’ dediler. Yoğun bakımın kapısında biraz dolandım. Bütün ailem geldi. Okuldaki bütün öğretmenler, müdürler geldi. 

İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GELİNCE BİR ŞEY OLDUĞUNU ANLADIM: İlçe Milli Eğitim Müdürü geldi. O müdür gelince boşuna gelmediğini anladım. Dedim ki ‘Sen buraya boşuna gelmedin. Benim yavruma bir şey oldu’. Doktorlara, ‘Ben Samet'in annesiyim. Ne oldu?’ dedim. Bütün doktorlar çıktı yoğun bakımdan, ‘Çok üzülerek söylüyoruz, senin oğlun okulun bahçesinden zaten ölü olarak getirildi’ dediler. Orada ben yıkıldım zaten.  

VELİLER, 'BİZİM ÇOCUĞUMUZ GÖRMÜŞ, 2 ÇOCUKLA KAVGA EDERKEN KAFASINI DEMİRE ÇARPMIŞ' DEDİLER: Daha sonra okuldaki arkadaşları, oynadığı kişiler, tanımadığım veliler geldi. Dediler ki ‘Bizim çocuğumuz görmüş, Suriyeli bir çocuk onu itmiş’. İki çocukla kavga etmiş okulun bahçesinde, arkadaşları ayırmış. Onlar Samet'i dövmüş. Samet demiş, ‘Ben tuvalete gideceğim’. Aşağıdaki bahçeden yukarı bahçeye çıkıyor. O daha tuvalete gelmeden diğer çocuk boğazını sıkıyor. İtince kafası demire geliyor. Daha yerden kalkamıyor, bayılıyor. Hocalar da diyor ki ‘Kamerada gözüküyor. Elinde bir şey var, oturmuş, oynuyordu’. Öyle, bir anda düşmüş.

YETER ARTIK, ONLAR YÜZÜNDEN DIŞARI ÇIKAMIYORUZ: Bilemem. Ben kimseyi suçlamıyorum. Sadece araştırılsın. Kim yapmışsa cezasını bulsun. Ha eğer bu bir Suriyeliyse Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. Allah ondan razı olsun ama yeter artık. Yabancı uyruklu artık yeter. Bıktık artık, yeter. Onlar yüzünden dışarı çıkamıyoruz. Rahat gezemiyoruz, parka gidemiyoruz. Hep bir korku içinde yaşıyoruz kendi ülkemizde. Bak, yabancı uyruklu, benim ciğerimi de söktü. Ama o yabancı uyruklu, cezasını Türkiye'de çekecek, zindanlarda çürüyecek. Onu yetiştiren anası babası… Sonucu bekliyorum. Araştırılsın istiyorum. Benim çocuğumun, benim ciğerimin derdini çıkarsın ortaya. Yarasını çıkarsın ortaya. Ben o yarasını, o taşını alırım, buraya basarım, susarım."

Kaynak: anka