Muratpaşa Belediyesi'nin, Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 10 ilde yıkıma neden olan 2 büyük depremin ardından afet bölgesine gönderdiği ilk ekip, Hatay'daki çalışmalarını tamamlayarak Antalya'ya döndü.

Antalya Muratpaşa Belediyesi’nin depremin büyük yıkıma neden olduğu Hatay’da arama-kurtarma çalışmalarına katılan 23 kişilik ilk ekibi çalışmalarını tamamladı ve Antalya’ya döndü. Deprem bölgesinde 10 gün geçiren ekip üyeleri yaşadıklarını anlattı.

"3 KİLOMETREYİ 4 SAATTE GEÇTİK’

Ekipten Hüseyin Yıldız, aralarında ağır iş makinelerinin de bulunduğu 12 araçlık filo ve 23 kişilik ekiple AFAD koordinasyonunda Antalya’dan ilk olarak Kilis’e hareket ettiklerini söyledi. Depremin boyutlarını, Gaziantep’in Nurdağı ilçesine yaklaştıklarında görmeye başladıklarını belirten Yıldız, 3 kilometrelik bir yolu ancak 4 saatte geçebildiklerini anlattı. Yıldız, “O yoğunluktan kurtulduktan sonra Kilis’e ulaştık. Ama Kilis’te AFAD bizi doğrudan Hatay’a görevlendirdi” dedi. 

"BAMBAŞKA BİR ŞEY"

Ekip üyelerinden Bülent Kozan, Hatay'da karşılaştıkları manzarayı ve gördüklerini şu sözlerle anlattı:

“İnsanların kepçenin önüne atıldığını gördük. ‘Ses geliyor. İndirin şu kepçeyi’ diye bağıranlar vardı. Binalar yıkılmış insanlar koşturuyor. Bambaşka bir şey. Gelen giden arabalar, trafik. Öyle bir yoğunluk vardı ki felaket. Baktık olacak gibi değil. Biz de ekip arkadaşlarımızla yola çıktık oradan bağırıyoruz, işaret veriyoruz. Bu aracın önünü kesiyoruz, ambulansa yol veriyoruz. En sonunda da bir düzene soktuk orayı.”

"HEP ORADAYMIŞIZ GİBİ"

Ekibin kepçe operatörü Kudret Mavigöz ise 10 gün boyunca gece yarılarına kadar çalıştıklarını söyledi. Tüm yorgunluğa rağmen bırakıp gitmenin imkansız olduğunu söyleyen Mavigöz, “Çünkü orada insanlar ailesini bekliyor. Enkazın altından yaşayan insanlar var, ölü insanlar var. Mücadele veriyor insanlar. Ailesini kurtarmaya çalışan insanlar var” diye konuştu.

Bölgede bir süre sonra hep oradaymış gibi hissettiğini anlatan Buğra Öz, “Hayatımda ilk defa gördüm o insanları. Belki bir daha görmeyeceğim ama sanki biz hep onlarla berabermişiz gibiydi. Sarılıyorsun. Sanki bir akrabanın sarılmış gibi sarıldık birbirimize” dedi. 

"YARDIM NOKTASI KURDUK"

Erdal Kal da Türkiye’nin dört yanından gelen gönüllü ekiplerin ve askerlerin ihtiyacını karşılamak için hemen bir aşevi oluşturduklarını anlattı. Yolun ortasında oluşturdukları aşevinde günlük sıcak çorba yapmaya başladıklarını belirten Kal, “Oradaki insanların dayanışmasına yardımcı olmaya çalıştık” dedi.

Antalya’dan gelen yardımlarla aşevinin çok kısa bir sürede ücretsiz market haline geldiğini belirten Umut Bağır, “Ulaşım imkanının kolay olduğu bir yerdeydik. O nedenle insanlar yardımı artık bizden almaya başladılar. Gelen malzemeleri ihtiyaç sahibi insanlara mümkün olduğunca ulaştırmaya çalıştık” diye konuştu. 

"O SESLER KULAKLARIMDA"

Hüseyin Yıldız ise bölgede bulunduğu süre boyunca herkesin 2 sese kilitlendiğini söyledi. Bunlardan ilkinin “Sesimi duyan var mı?” ikincisinin ise “Ceset torbası verin” olduğunu kaydeden Yıldız, Antalya’ya döndükten sonra bu iki cümlenin hala kulaklarında olduğunu belirtti. Buğra Öz ise dönmelerine rağmen akıllarının yüreklerinin Hatay’da kaldıklarını söyleyerek “Mutlu değilim geldiğim için” dedi.

 

 

Kaynak: anka