CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, ‘Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni eleştirerek, “Bir sağlık çalışanı eğer disiplinsizse onun zaten cezası var. Döneceğiz; ‘sen disiplinsizsin, sana ödeme yapmayalım’. Ve sizin disiplin anlayışınızın, Türk Tabipleri Birliği üyesi olmak, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyesi olmak, Türk Eczacılar Birliği üyesi olmak, sizin istemediğiniz, çok beğenmediğiniz vakıflara ve derneklere üye olmak, belki siyasi görüşlere yakın olmak olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu yapmayın. Buna hakkınız yok. Hiç olmazsa sağlık alanını böylesine politize etmeyin” dedi.

‘Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda bugün başladı. Komisyonda konuşan Murat Emir, teklifi eleştirerek şunları söyledi:

“HİÇ OLMAZSA SAĞLIK ALANINI BÖYLESİNE POLİTİZE ETMEYİN”            

“Burada yenilik olarak ‘disiplin durumu’ deniliyor. Bu ihtiyaç nereden kaynaklandı? Sayın Tamer, soruyorum size; şimdi, Türkiye Cumhuriyeti’nin disiplin ile ilgili zaten bir mevzuatı var. Eğer bir sağlık çalışanı bir memur disiplinsizlik işlemişse, yapmışsa bunun uyarıdan bir sürü ağırlaştırılmış cezalara kadar giden cezaları var. Siz, bunu niye bir de ek ödemeyle, döner sermaye ödemesi ile cezalandırma gayretindesiniz. Niye? Siz iki defa mı cezalandıracaksınız? Bu anlayışınız da var üzülerek söylüyorum; herkesi para ile terbiye etme anlayışı. ‘Yani biz, bir şekilde maaşını kesersek, alacağı ücreti kesersek biz bunu daha disiplinli yaparız’, tırnak içerisinde tabii. Sizin disiplin anlayışını birazdan konuşuruz. Bu da son derece yanlış. Bir sağlık çalışanı eğer disiplinsizse onun zaten cezası var. Döneceğiz, ‘Sen disiplinsizsin, sana ödeme yapmayalım’. Ve sizin disiplin anlayışınızın, Türk Tabipleri Birliği üyesi olmak, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyesi olmak, Türk Eczacılar Birliği üyesi olmak, sizin istemediğiniz, çok beğenmediğiniz vakıflara ve derneklere üye olmak, belki siyasi görüşlere yakın olmak olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu yapmayın. Buna hakkınız yok. Hiç olmazsa sağlık alanını böylesine politize etmeyin. Ve ben, bu kanunun teklifini getirenlerden bu disiplin ihtiyacının nereden doğduğunu da doğrusu soruyorum ve merak diyorum. Cevabını da bekliyorum.

“BURADA BİR DE ‘BİZİM ÇOCUKLAR’A KADRO BULMA TELAŞI GÖRÜYORUZ”

Burada, ‘doktor öğretim üyesi’ kavramı geldi, yardımcı doçentlik kalktı, buna dönük bir şey oluyor. Ve burada, uzmanı oldukları alanlarda fiilen en az bir yıl çalışmak olmaları şartı getirildi. Şimdi bu da garip Sayın Bakan. Siz, bu işleri bilirsiniz. Burada şunu itiraf mı ediyoruz; ‘yani bizim elimizde yeteri kadar, eğitim araştırması hastanelerinde öğretici yapacağımız, eğitim alanında kullanacağımız doktorumuz ve genç hekimimiz kalmadı, dolayısı ile bizim bir an evvel birilerini başasistan yapmamız gerekiyor’. Bu birinci itiraf olsa gerek. İkinci itiraf da değerli arkadaşlar, bakın, eski kanun ‘kadroda’ idi, şimdi diyorsunuz ki ‘alanda’. Yani uzağında olanlar için söylüyorum; bir doktor, yeni uzman olsun, genel cerrah olsun, bu arkadaşımız ihtisasını almış olsun, bir yıl gitti bir yerde çalıştı. Zaten mecbur hizmet var, gitti çalıştı. Hatta bu çalıştığı yerler de zor koşullarda çalışılan, az hasta görülen, kritik ameliyatların yapılamadığı bir yer. Şimdi burada bir yıl bekleyecek bu kişi, sonrasında gelecek o eğitim araştırma hastanesinde, ‘ben artık kıdemlendim, size eğitim vereceğim’ diyecek. Bu aklınıza uygun mu? Bu yanlış. Bakın daha öncekinde neydi; ‘kadroda’. Yani sen o kadroda çalış önce, sen biraz daha deneyimli ol, daha bilgili ol, sonra dön asistanlarına eğitim ver. Bu anlaşılabilir. Ama zaten nerede çalışacak, alanda çalışacak. Şimdi burada bir de ‘bizim çocuklar’a kadro bulma telaşı görüyoruz Sayın Bakan. Herhalde ‘bizim çocuklar’ın başasistan kadrolarında olmaları çok olamadı. Yani yeteri kadar olamadı. Onlara bir kadro bulma ihtiyacı da var mıdır diye aklımdan geçiyor.”

Kaynak: anka