HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Anayasa Mahkemesi tarafından partinin Hazine yardımlarının yatırıldığı banka hesaplarına bloke konulmasına ilişkin, “AKP’ye en ağır yenilgiyi yaşattığımız 7 Haziran seçimlerine giderken bir kuruş Hazine yardımı almış değildik. Ama milyonların gönlünü almıştık. Ceketini satıp bize, seçim çalışmalarına katkı veren emekçilerin alın terini almıştık. Bu halkın; kendi kimliğini, onurunu ve aydınlık geleceğini savunmak için her türlü fedakarlığa hazır olan halkın yüce yüreğine sığınmıştık” dedi.

Mithat Sancar, TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sancar, "Ses çıkarın, ey demokrasi isteyenler ya da istediğini söyleyenler. Ey adaleti savunanlar ya da savunduğunu söyleyenler, ey karanlığı istemediğini söyleyenler; bu, hepinize yönelik bir operasyondur. Bu operasyonları boşa çıkarmanın yolu da hep birlikte kararlı bir duruş sergilemektir" çağrısında bulundu. 

Sancar'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: 

“BUGÜN, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE GÜNÜ OLARAK GÖRÜLMELİDİR: Çalışan Gazeteciler Günü’nde, basın özgürlüğünün olmadığı; sesin, sözün her açıdan kısıldığı bir ortamda görevlerini hakkıyla yerine getirmeye çalışan bütün basın emekçilerini yürekten kutluyorum. Bugün, basın özgürlüğü için mücadele günü olarak görülmelidir. Hep bu duygu ve düşünce ile bu yılı geçirmek, hepimizin görevidir. Sizlere de bu mücadelede verdiğiniz katkılar için partim adına teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

BUGÜN YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI’NIN ANAYASA MAHKEMESİ’NDE SÖZLÜ MÜTALAASI VARDI: Gündemimiz belli; bir tek konu gibi görünmekle birlikte, Türkiye’nin bütün sorunlarına değen, bütün sorunlarını kesen bir konu bu. Partimize yönelik kumpas, operasyon, dava süreci. Bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın Anayasa Mahkemesi’nde sözlü mütalaası vardı. Biliyorsunuz birkaç gün önce, Hazine yardımının yatırılacağı hesaplarımıza bloke konulmuştu. Bütün bu gelişmeler, Türkiye’de sadece HDP’ye yönelik baskılar olarak görüldüğünde büyük yanılgılar yaşanıyor, büyük tahribatlar ortaya çıkıyor. O nedenle dilimiz döndüğünce, nefesimiz yettiğince bütün bu gelişmelerin Türkiye’nin geleceği ile çok yakından ilişkili olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Bunu bir kez daha grup toplantısı vesilesiyle yapmaya çalışacağız.

İLKEMİZ BUDUR; SÖZ BİTMEZ, MÜCADELE BİTMEZ: Gündemimiz, Türkiye’nin bugününü ve yarınını ortak gelecekte buluşturan siyasi komplo ve bunun yol açacağı ağır sonuçlar. Anlamayanlara anlatmak görevimizdir. Sürekli sabırla anlatmaya çalışacağız. İlkemiz budur; söz bitmez, mücadele bitmez. Söz her zaman değerlidir, onu kullanmayı becerenler için. Sözün bittiği yer yoktur, ikna ve birlikte çalışmak için diyaloğun sonu yoktur. Bütün halklara hitap etme mecburiyetinin istisnası yoktur. O nedenle bugün bu gerçekleri bir kez daha sizler aracılığıyla bu grup toplantısı üzerinden Türkiye toplumuna anlatmaya çalışacağız.

EŞİT YURTTAŞLIĞA VE BARIŞA DAYALI ORTAK BİR GELECEKTE, DEMOKRATİK CUMHURİYET HEDEFİNDE BULUŞTURMAKTIR: 11 yıl önce HDP’yi ortaya çıkaran fikriyat, bu ülkedeki bütün kimlik ve inançları, ötekileştirilenleri, dışlananları, gençleri, kadınları ve emekçileri eşit yurttaşlığa ve barışa dayalı ortak bir gelecekte, demokratik Cumhuriyet hedefinde buluşturmaktır. İşte HDP bu hedefle yola çıktı ve siyasi mücadelesini toplumsal mücadele ile birleştirerek bugünlere taşıdı.

KIRILMANIN EN AKILDA KALAN ÖRNEĞİ VE UNUTULMAYACAK TECRÜBESİ 7 HAZİRAN’DIR: HDP’nin bu siyasal ve toplumsal gücü ve yarattığı demokratik seçenek, tekçi ve otoriter despot rejimdeki en büyük kırılmayı yarattı. Bu kırılmanın en akılda kalan örneği ve unutulmayacak tecrübesi 7 Haziran’dır. Orada AKP’ye yaşatılan yenilgi, Türkiye halklarına yeni bir yaşamın, yeni bir ülkenin, yeni bir düzenin mümkün olduğunu gösterdi. Bu umudu, bu umudun ışığını gösterdi. Halk iradesine dayanan siyasetimiz; zorbalığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, inkara, savaş ve talana dayanan çürümeyi sona erdirme noktasına getirdi.

SÖMÜRÜCÜ, TALANCI REJİMİN KALICI HALE GETİRİLMESİNİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL HDP’DİR: Sarayın, yalanın, talanın, savaşın, sömürünün karşısında dimdik durup halkın ve hakikatin mücadelesini yürüttü. İşte bu yüzden iktidar, siyasetinde büyük kırılmalar yaşadı. İktidarın özgüveni çöktü, geleceği belirleme konusunda hazırladığı planlar bozuldu. Bunu başaran güç HDP’dir, HDP’nin fikriyatıdır. HDP’nin toplumsal ve siyasal mücadelesidir. O nedenle saldırılar artıyor, her geçen gün daha fazla saldırıya maruz kalıyor HDP. Çünkü otoriter, tekçi, sömürücü, talancı rejimin kalıcı hale getirilmesinin önündeki en büyük engel HDP’dir. Bunu en iyi bilen, şimdiki iktidar blokudur. Bunu en iyi bilen, iktidarı besleyen düzen ve sistem güçleridir.

HALKIN EN GENİŞ KATILIMI VE GÜCÜYLE İNŞA EDECEĞİZ O ÖZGÜRLÜK DÜZENİNİ: İktidarın seçimlere dayalı bir hesapla başörtüsünü istismar etmesine izin vermeyeceğiz. Bu yolu kapattık ve şimdi muhalefet de bu yolda devam ediyor. Söz veriyoruz; bütün inançların eşit olduğu, bütün halkların özgür yaşadığı geleceği bizler kuracağız. Onlar gibi samimiyetsiz, küçük hesaplara dayalı hamleler ve planlarla değil; halkın en geniş katılımı ve gücüyle inşa edeceğiz o özgürlük düzenini.

BÜYÜK ORTAK, KÜÇÜK ORTAĞA KONGRE HEDİYESİ VERDİ: AYM, geçen hafta bir karar aldı. Bizim, Türkiye’nin 3’üncü büyük partisi olan HDP’nin anayasal hakkı olan Hazine yardımını gasp etme kararı aldı. Kapatma davasının nasıl açıldığını burada hatırlatmama gerek yok ama yine de derler ki insan nisyan ile maluldür. Yine de hatırlatmak iyidir. Bu dava, MHP’nin ve karanlık güçlerin uzun süredir kampanyası ve siyasi baskısı sonucu açılmıştır. Bu dava, o kampanya sonucunda 17 Mart’ta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın AYM’ye verdiği iddianame ile açıldı. Peki 18 Mart’ta ne vardı? MHP’nin kongresi vardı. Büyük ortak, küçük ortağa kongre hediyesi verdi. Bu kadar açık bir siyasi operasyonla karşı karşıyayız.

CEKETİNİ SATIP BİZE SEÇİM ÇALIŞMALARINA KATKI VEREN EMEKÇİLERİN ALIN TERİNİ ALMIŞTIK:

HDP halkla, halkın gücüyle siyaset yapıyor. Bu bloke kararı, bizim açımızdan yok hükmündedir, yoktur. Bizim hazinemiz hakikatimizdir, fikriyatımızdır, halkımızın gönlüdür. AKP’ye en ağır yenilgiyi yaşattığımız 7 Haziran seçimlerine giderken bir kuruş Hazine yardımı almış değildik. Ama milyonların gönlünü almıştık. Ceketini satıp bize seçim çalışmalarına katkı veren emekçilerin alın terini almıştık. Bu halkın kendi kimliğini, onurunu ve aydınlık geleceğini savunmak için her türlü fedakarlığa hazır olan halkın yüce yüreğine sığınmıştık. Oradan yürüdük, oradan başardık. Yine oradan yürüteceğiz, yine oradan başaracağız. Ne diyeyim hani, şiirler de ister istemez dilimiz ucuna geliyor: Ekmeği bol eyledik, acıyı bal eyledik. Sıratı yol eyledik, geldik bugüne. Ekilir ekin geliriz, bir gider bin geliriz. Uğraşmayın bizimle. Uğraşırsanız un olursunuz, un.

EY DEMOKRASİ İSTEYENLER, BU HEPİNİZE YÖNELİK BİR OPERASYONDUR: Bu operasyon HDP ile sınırlı değildir, HDP’yi hedef almakla sınırlı değildir. Türkiye, tarihinin en kritik seçimine gidiyor. Bu kritik seçimde iktidar, varlık-yokluk korkusuyla her yolu deniyor. Bize karşı yürütülen bu hukuksuzluklar da bu süreci dizayn etmek içindir. Türkiye demokrasi güçlerini bölmek ve dağıtmak için, seçim sürecini kendi emellerine uygun olarak şekillendirmek içindir. Bunun için yapıyorlar. Ses çıkarın ey demokrasi isteyenler ya da istediğini söyleyenler. Ey adaleti savunanlar ya da savunduğunu söyleyenler, ey karanlığı istemediğini söyleyenler; bu, hepinize yönelik bir operasyondur. Bu operasyonları boşa çıkarmanın yolu da hep birlikte kararlı bir duruş sergilemektir.”

Kaynak: anka