AZİZ ÖNAL Büyük Birlik Partisi’nden ayrılanların başı çektiği ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun yol arkadaşı eski BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır’ın sözcülüğünü yürüttüğü “Milli Yol Hareketi” Bingöl’de istişare toplantısı düzenledi. Çayır "Türkiye’nin normalleşmesi lazım öyle uçuk kaçık liderlere, kanat takan liderlere, masal liderlerine gerek yok. Öyle bir şey yok zaten. Tayyip beyden sonra ne olacakmış... Ne olacak? Tayyip beyden önce Türkiye yok muydu? Vardı. Tayyip beyden sonra da Türkiye var olacak. O nasıl bir soru. Bu Türk milletine hakarettir, Türk insanına hakarettir" dedi. Milli Yol Hareketi’nin istişare toplantısı Bingöl’de dün akşam yapıldı. Toplantıda konuşan Milli Yol Hareketi Sözcüsü Remzi Çayır şunları söyledi: "SİYASET NE YAZIK Kİ TÜRKİYE’DE YOK" “Siyaset Türkiye’de ne yazık ki yok ve devlet de buna hizmet edememektedir. Şu an Türkiye normal bir ülke değil, normal bir ülke olmadığımız için siyaset etme biçimimiz de normal değil, partiler de normal değil ve liderler de normal değil. Türkiye’de sistem dönüşüm ve değişime uğratılmadığı sürece partilerin birbirinden farkı olmuyor, sonuç itibariyle birbirinin aynısı gibi oluyorlar. Türkiye’de ticarethaneye dönüşmüş partiler, kazanç, rantta dönüşmüş yapılar, makam ve mevkiiye dönüşmüş bu yapılarda kimse makamını kaybetmek istemiyor. "TÜRKİYE’DE HİÇBİR SİYASETÇİNİN GÖREV SÜRESİ BELLİ DEĞİL" Eğer biz Muhsin Yazıcıoğlu’nun yol arkadaşlarıysak onun ifadesiyle söylüyorum; ‘Ülkücülerin birliği yetmez’ demişti, ‘Büyük Birlik’çilerin de birliği yetmez, milliyetçilerin birliği de yetmez’ demişti. ‘Kürdü, Türkü, Türkmen’i, Laz’ı ve Çerkez’i herkesi kucaklamamız ve herkesin önüne bir iktidar koymamız lazımdır’ demişti. Biz onun ‘hayalim var dediği’ yerden başlamak istedik. Şimdi bakıyorum üçkâğıtçı dolu siyaset, resmen zübükler ordusuyla dolu. Bizim nesil birçok şeyi bedel ödeyerek, yaşayarak deneyim elde etmişiz, bir başkasının anlatımıyla, bir başkasının kitabıyla değil. Bizzat ateşin içinde yanarak öğrenmiş insanlarız ve bu nesil Türkiye’nin yaşadığı gerçeklere sırtını mı dönsün; dönüp bir gerçeklik ortaya koyup şu şekilde değil, bu şekilde de yapılırı mı göstersin. Süreli siyasetin oluşturduğu bir saltanat var Türkiye’de hiçbir siyasetçinin görev süresi belli değil hele liderlerin. “TAYYİP BEYDEN DE SONRA DA TÜRKİYE VAR OLACAK. BU TÜRK MİLLETİNE HAKARETTİR” Geldiği tarih belli gittiği tarihi kendi de bilmiyor, partisi bilmiyor, hanımı bilmiyor, devlet de bilmiyor. Görev tanımı ve görev süresi olmayan bir yapı hiçbir şey doğurmaz. Süreli siyasetten kastım şu görev süresi, görev tanımı belli olan... Türkiye’nin normalleşmesi lazım öyle uçuk kaçık liderlere, kanat takan liderlere, masal liderlerine gerek yok öyle bir şey yok zaten, Tayyip beyden sonra ne olacakmış… Ne olacak? Tayyip beyden önce Türkiye yok muydu? Vardı. Tayyip beyden de sonra da Türkiye var olacak. O nasıl bir soru. Bu Türk milletine hakarettir, Türk insanına hakarettir. Şimdi seçim beyannamelerini yayınlayacaklar kalkınma; yani içine işsizliği koyuyorlar, üretimi koyuyorlar kalkınma sağlayacaktır. Adaleti ayakta tutacağız diyecekler. Liyakat kurumunu getireceğiz diyecekler, hala getirmemişler getirecekler. Muhalefettin iktidarı ise hayat pahalılığını sona erdireceğiz, demokrasiyi küçülteceğiz. 100 yıl hiçbir şeyi çözmemiş bir ülkeyiz. İlginç değil mi? Dürüstlüğün sermayesi yoktur. Şu kişilerin dürüst olacağı bir kaide yoktur. Adam Allah’a inanmıyor dürüsttür. Allah ‘a inan da dürüst, üçkâğıtçı da dürüst, ama Allah’a inanıyor namazını da kılıyor. İnanmayan da üçkâğıtçı da dürüst, dürüstlüğün dini yoktur. Fakir fukaraya ahirete işaret ediyorlar, cenneti huzur orada diyorlar. Ölümden sonra huzur arayan bir toplumuz. Ama ülkeyi yöneten egemen insanlar cenneti de burada yaşıyorlar, uyanıklar. Bize de diyorlar ki ‘biraz daha sabrederseniz öbür taraf da var’... Bizim ve arkadaşlarımızla birlikte bir tek amacımız var, bu ülkeye bir tane deli çıksın desin ki ‘yeter artık, artık ezber bozacağız’ desin bırakın uykusuz kalalım ama bir delinin çıkması lazım.”