CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, AKP tarafından TBMM’ye sunulan Çay Kanunu Teklifi’ne tepki gösterdi. Teklifin şirketler için hazırlandığını savunan Bekaroğlu, “İhracat değil bunların amaçları. Bu milletvekilleri, o firmalar adına çalışmışlar, o firmaların vekilliğini yapmışlar. Bunlar, çay üreticilerinin vekilliğini yapmamışlar. Onlardan oy almıştı, ama onların vekilliğini yapmış değiller… Aynı zamanda çay üreticisini de ezecek bir kanun teklifidir. Bunun sonucunda Türk çayı yavaş yavaş yok olacak” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, Giresun Milletvekili Necati Tığlı ve Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, AKP milletvekilleri tarafından pazartesi günü TBMM Başkanlığı’na sunulan Çay Kanunu Teklifi hakkında bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Teklifi eleştiren Bekaroğlu, şunları söyledi.

“ÇAY ÜRETİCİSİNİN HİÇBİR ŞEKİLDE HABERİ OLMADI: Geçen sene CHP, Çay Kanun Teklifi’ni vermişti ve geçtiğimiz aylarda Genel Kurul’a indirmişti. Konu, MHP ve AKP’nin oylarıyla reddedilmişti. Şimdi yeni bir teklif hazırladılar. Rize, Artvin, Trabzon, Ordu, Giresun’da 220 bin civarında çay üreticisi aile var. Beklentileri ile hiçbir ilgisi olmayan bir tekliftir bu teklif. Uluslararası çay tekelleri ve onlarla birlikte iş tutmaya hazırlanan büyük çay işletme ve ticaret şirketlerinin çıkarları doğrultusunda hazırlanan bir tekliftir. Teklifin hazırlanmasında, gerekçelerinde ve yaptıkları açıklamalarda ‘Çayın bileşenleri ile konuştuk’ diyorlar. Ama bunlar yalan, hiçbir şekilde çayın bileşenleriyle konuşmadılar. Büyük ihtimalle belki Ulusal Çay Konseyi diye bir kurum var, o kurumun dokuz tane üyesinden altı tanesi çay sanayicisidir, yani sözünü etmiş olduğumuz büyük çay şirketleridir, çay işleten ve dağıtan şirketlerdir ve ‘Rize Ticaret Borsası’ diye geçiyor, oralarda hazırlanmış bir teklif öyle görünüyor. Çay üreticisinin hiçbir şekilde haberi olmadı.

BUNLAR ÇAY ÜRETİCİLERİNİN VEKİLLİĞİNİ YAPMAMIŞLAR: Bu teklifin en temel özelliği; ÇAYKUR ortadan kaldırıyor. Rize, Trabzon, Artvin, Giresun insanı biliyor ki ÇAYKUR olmadan çayın olması mümkün değil. Bu Çay Kanunu’nun amacında iddiaları şu; diyorlar ki ‘Uluslararası çay ticaretinden daha fazla yer alabilmek, marka ürünler oluşturabilmek ve dünya piyasasında rekabet etmek, dünya piyasasına girmek’. Bu, büyük bir yalandır. ‘İhracat yapamıyoruz’ diye bağırıp duruyorlar. Büyük bir yalan. İhracat değil bunların amaçları, ki bunlar derken firmaları diyorum. Bu kanun teklifini hazırlayan başta Hayati Yazıcı olmak üzere bu milletvekilleri, o firmalar adına çalışmışlar. O firmaların vekilliğini yapmışlar bunlar. Bunlar, çay üreticilerinin vekilliğini yapmamışlar. Onlardan oy almıştı, ama onların vekilliğini yapmış değiller. Bu insanların en büyük derdi; sürekli şekilde anlatıyorlar, ‘Çay pahalıya mal oluyor, dışarıya satamıyoruz, rekabet edemiyoruz’. Çayın kimseyle rekabet etme diye böyle bir derdi yok. Çünkü Türkiye’deki çay tiryakisinin yüzde 80’i, Doğu Karadeniz bölgesinde yetiştirilen çay içiyor, yüzde 20-25’i de zaten kaçak çay içiyor. Şimdi bu insanların damak tadını değiştirmek, Türkiye çaycılığına en büyük ihanettir. Öyle bir şey yok ki dışarıya satacaklar da rekabet edecekler. Çayın öyle bir problemi yok.

ÇAY YOK EDİLİRSE BÖLGE İNSANI YOK EDİLİR: Çay ekim alanlarını yenilemek gerekiyor. Bunlar zaten bizim Çay Kanun Teklifi’nde de vardı. Bu başka bir şeydir, ‘Biz ihracat yapacağız’ diye çayda kurulmuş olan düzeni yok etmek başka bir şeydir. Bunlar, üreticiyi yok sayıyorlar. Bu kanunun en temel özelliklerinden bir de sözleşmeli üretim getiriliyor. Bakın, ‘sözleşmeli üretim’ dediğiniz zaman tütünü hatırlayacaksınız. Maalesef sigara içimi artarak devam ediyor. 20 sene, 30 sene evvel ağırlıklı olarak yüzde 70 Türkiye'de yetişen tütün kullanılırken şu anda yüzde 90-95 dışarıdan gelen tütünler kullanılıyor. Eskiden tütünle geçinen nüfusun ancak yüzde 10-15’i şimdi tütünle geçiniyor. Bu tütünün belki bazı yerlerde birtakım alternatifleri filan vardı ama çayın böyle bir alternatifi yok. Çay yok edilirse bölge insanı yok edilir. Bu kanunun temel amaçlarından bir tanesi de Türkiye’deki çay üretimini azaltmak ki kanunla azaltıyorlar, tarlaları sınırlayacaklar. Bunlara uymayanlara çok büyük cezalar getiriyorlar. Yani aynı zamanda çay üreticisini de ezecek bir kanun teklifidir. Bunun sonucunda Türk çayı yavaş yavaş yok olacak.

BÜYÜK FİRMALARI KORUMAK AMACIYLA YAPILIYOR: Burada yapılan, Türk çayı ve çaycıları korumak değil. Bu, özel sektörde faaliyet gösteren, sayıları onu geçmeyen büyük firmaları korumak amacıyla yapılıyor. Kota şu demek; olgunlaşınca topladıktan sonra da o gün satman lazım ve iki gün içinde işlenmesi gerekiyor. Elinde kalıyor, ÇAYKUR da senin çayını almıyor. Niye? ‘Çünkü kapasitem yok’ diyor. Özel sektör geliyor, ‘Çay kaç lira, 4 lira, ben sana 3 lira veriyorum, 2 buçuk lira veririm’. Ya dökeceksin, atacaksın ya da 2 buçuk liraya maliyeti kadar parayla ona vereceksin. Yıllardan beri çay üreticisinin en temel problemi budur.

O ZAMAN DEVLETİ NİYE KURDUK: Ne demek yani taban fiyat? Devlet niye var? Biz kendi işimizi kendimiz göreceksek piyasa diye bir canavarın eline teslim edilecek. Niye devlet kurduk? Zayıf olanları kim koruyacak? Burada zayıf olan üreticilerin hiçbir gücü yok, zayıf. Hem de elindeki ürün öyle bir ürün ki yani fındık gibi de değil. Dolayısıyla o söylenen şey de büyük bir yalandır. Peki parası ne zaman ödenecek? 6 ay sonra, 6 ay içinde. Neyle geçinecek?

GERİ ÇEKİLMESİ GEREKİYOR: Bu kanunu geri çekmeleri gerekiyor. Bu kanun gerçekten olacak bir şey değil. Bir Çay Kanunu’na ihtiyaç var. Biz de hazırladık. En mükemmel olmayabilir ama bölge bileşenleri, bölgedeki çay bileşenlerine danışarak hazırladık. Ne yaparlarsa yapsınlar artık oya ihtiyaçları kalmadı, çünkü kazanmaları diye bir şey söz konusu değildir. Giderayak böyle bir şey çıkarıyorlar ve orada muhtemelen bunların birçoğu da bunların ortaklarıdır. Bu firmalara kıyak yapıyorlar, işbirlikçilerine peşkeş çekiyorlar. Çay üreticilerini yok ediyorlar, giderayak bunu yapıyorlar.”

Kaynak: anka