Malatya Çevre Platformu (MAL-ÇEP) üyeleri, Erzincan’ın İliç ilçesinde çevre kirliliğine neden olan altın madeni işletmesine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, "Altın Madeniyle alakalı bütün faaliyetlerin durdurulmasının ve devamında maden ocağının kapatılmasının, bütün insanlık, doğal çevre ve canlılar için en zaruri ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz" denildi.

Malatya'da merkez PTT önünde bugün toplanan MAL-ÇEP üyeleri, Erzincan’ın İliç ilçesinde çevre kirliliğine neden olan altın madeni işletmesine tepki gösterdi. MAL-ÇEP Sözcüsü Gül Erdoğan, "Yaşanan felaket ile 20 ton saf siyanür toprağa ve suya karıştı. Bakanlık, çevre kirliliğine neden olan altın madenine 'en üst sınırdan' idari para cezası kesildiğini belirtti. Yaşanan felaket sadece ‘çevre kirliliği’ başlığı altına sığdırılarak küçümsenemez. En üst sınırdan verilen ceza bu yok oluşu, tahribatı, kirliliği engellemez" diye konuştu.

"YÜRÜTMENİN DURDURULMASI GEREKİR"

MAL-ÇEP Sözcüsü Gül Erdoğan yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Erzincan İliç’teki altın madeninde geçtiğimiz yıl proje kapasite artışı başvurusu ile 3 katı daha büyütülmek için ÇED olumlu raporu alındı. İtirazlar sonucu mahkemenin atadığı bilirkişilerin keşfi geçtiğimiz nisan ayında yapıldı. Bilirkişi raporu beklenirken, son iki ayda iki kez siyanür sızıntısı ile gündemde İliç. Sormak isteriz; bu denli büyük felaketlerden sonra mı yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi gerekirdi? Oluşacak ekolojik yıkımdan, doğal ortamın, çevrenin ve canlıların yok oluşundan bu işi yürütmekte olan maden şirketi, ÇED olumlu kararı veren ilgili kurumlar, yürütmenin durdurulmasına karar vermeyen ya da bu kararı erteleyen makamlar topyekûn sorumludur.

"20 TON SAF SİYANÜR TOPRAĞA KARIŞTI"

Altın madenini işleten şirket yetkililerinin yalanladığı ilk felaket, madenin içindeki Pasa Dağında heyelan sonucunda oluşan siyanür sızıntısıyla siyanürlü solüsyon ve sülfürik asittin toprağa karışmasıydı. Konuyla alakalı verilen soru önergelerine dahi ‘yalan’ iddiasında bulunan şirket, 21 Haziran günü meydana gelen ikinci kazayı ise kamuoyu baskısıyla, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın açıklamaları sonucunda kabul etmek zorunda kaldı. Yaşanan felaket ile 20 ton saf siyanür toprağa ve suya karıştı. Bakanlık, çevre kirliliğine neden olan altın madenine 'en üst sınırdan' idari para cezası kesildiğini belirtti. Yaşanan felaket sadece ‘çevre kirliliği’ başlığı altına sığdırılarak küçümsenemez. En üst sınırdan verilen ceza bu yok oluşu, tahribatı, kirliliği engellemez.

“SİYANÜR, FIRAT’IN KADERİ DEĞİLDİR”

Erzincan İliç ve tüm Yukarı Fırat Havzası için, geleceğimiz için, doğa talanını durdurmak için sağlıklı ve düzenli bir çevrede yaşama ve insanlık hakkımızı korumak için madenin proje artırımını kabul etmiyoruz.  Madeni geçici süre durdurmak yetmez, kapasite artışını iptal edin. Yukarı Fırat Havzasını yok eden madeni kapatın. Siyanür, Fırat’ın kaderi değildir. Bu doğa talanına, doğa kırımına dur diyebilmek adına çevre mücadelesi veren bütün halkları haklı isyanımıza davet ediyoruz.”

 

Kaynak: anka