Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, sığınmacı sorunuyla ilgili hükümete çağrı yaparak, “Bizim coğrafyamız çok önemli bir coğrafya. Bu nedenle hükümet, sığınmacı konusunu çözmek için irade göstermeli” dedi. 

Lütfü Savaş, katıldığı bir televizyon programında Hatay'daki sığınmacı sorunu ile ilgili konuştu. Hatay’ın 12 yıldır sığınmacı sorunu sebebiyle zor günler geçirdiğini belirten Savaş, “Hatay, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ne emanet ettiği son serhat şehridir. Kurtuluş mücadelesinden sonra 16 yıl daha kurtuluş mücadelesi vermiş bir şehirdir. Bizim coğrafyamız çok önemli bir coğrafya. Bu nedenle hükümet sığınmacı konusunu çözmek için irade göstermeli. Biz bu konuyla ilgili çözüm bekliyoruz. Bunları söylememizden rahatsız oluyorlar. Bu ileride yaşayabileceğimiz sıkıntılara karşı geliştirdiğimiz bir milli reflekstir. Kimse bunun altında siyaset aramasın” diye konuştu. 

Lütfü Savaş, sığınmacılarla ilgili görüşlerinin milli reflekse dayandığını vurgulayarak, şunları söyledi:

“SÖYLEDİKLERİMDEN KİMSE SİYASET DEVŞİRMEYE KALKMASIN”

“12 yıldır kişi başına düşen gelirimizi misafirlerle paylaşmak durumunda kalıyoruz. Sığınmacı sorunu insani şekilde çözüme kavuşturulmalı. Hatay’ın şehr-i emini olarak milli refleks gösteriyorum. Bu refleks, hemşehrilerimizin ve vatandaşlarımızın da gelecekte yaşaması muhtemel sıkıntıların önüne geçmek için ortaya koyduğum reflekstir. Kimse bundan siyaset devşirmeye kalkmasın. Bu hepimizin atması gereken bir adımdır.”

Savaş, iktidarın sığınmacı konusu ile ilgili çözüm üretmelerinden rahatsız olduğunu belirterek, konu ile ilgili şu açıklamayı yaptı:

“HAKKIMDA SORUŞTURMA AÇILMADI”

“Hatay, nüfusunun yüzde 25’i kadar sığınmacıyı misafir ediyor. Suriyeliler konusunu gerçekleriyle masaya yatırıp çözümler üretiyoruz. Bunları konuşurken iktidarın rahatsız olduğunu gördük. Valimiz aracılığıyla savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Savcılıktan bana hiçbir şey gelmeden kovuşturmaya gerek olmadığı hakkında yazı çıktı. Çünkü ben kovuşturulacak bir şey yapmam zaten.” 

Hatay’ı Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kalesi olarak tanımlayan Savaş, Hatay Deniz Otobüsü (HADO) ile ilgili de şunları kaydetti:

“HADO, HATAY’IN GELECEĞİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

“Türkiye Doğu Akdeniz’de hak iddia ediyorsa bunun sebebi Hatay’dır. Hatay, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kalesidir. Karbon gazı ve yakıtları ile Orta Doğu arasındaki kavşak noktadadır. Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz bulunduğu konuşuluyor. Ve bunun geçmesi gereken yer Hatay, Adana ve Mersin’dir. Biz istedik ki şehrimizde bir hudut kapısı olsun. Hatay’da ilk kez bir deniz hudut kapısı kurduk. Hatay Deniz Otobüsümüz (HADO) ile haftada iki gün Hatay-Kıbrıs arasında yolcu taşıyoruz. Yeni hedefimiz ise Lübnan. İnşallah Lübnan seferlerimizi de başlatacağız.”

Hem HADO’yu hem EXPO’yu öz kaynaklarıyla yaptıklarını dile getiren Savaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın EXPO’yu ziyaret etmesini beklediklerini, şu sözlerle dile getirdi:

“CUMHURBAŞKANIMIZIN YERLİ VE MİLLİ EXPO’MUZU ZİYARET ETMESİNİ İSTERDİM”

“Hükümetten iki projemizde de destek almadık. Sayın Cumhurbaşkanımız Suudi Arabistan’a gittiğinde ‘2030’daki EXPO’yu bütün gücümüzle destekleyeceğiz’ diye bir tweet atıldı. İsterdim ki Sayın Cumhurbaşkanımız gelsin yerli ve milli, öz kaynaklarımızla yapılan güzel EXPO’muzu da ziyaret etsin ve bizi onurlandırsın. Partilerimiz farklı olsa da aynı topluma hizmet ediyoruz. Biz hala Sayın Cumhurbaşkanımızı bekliyoruz. Sadece bir partinin Cumhurbaşkanı olmadığını göstermesini bekliyoruz.”

Savaş, kırsal kalkınma projeleri ile köyden kente göçün önüne geçmeyi amaçladıklarını da değinerek, şöyle konuştu:

“EKONOMİK ZORLUKLAR VE GÖÇE KARŞI KIRSAL KALKINMA PROJESİNİ HAYATA GEÇİRDİK”

“Köyden kente göçün önüne geçebilmek ve insanlarımızın kendi topraklarında kazanç elde edebilmelerine vesile olabilmek için kırsal kalkınma çalışmaları yapıyoruz. Sözleşmeli tarım yaparak 12 bin aileye ekmek kapısı açıyoruz. İstiyoruz ki, herkes kendi kendine yetebilsin ve artan işsizlik sorunundan etkilenmesin. Toprağın üretkenliğini azaltan kimyasal gübreler yerine organomineral gübre üretiyoruz.”

 

Kaynak: anka