Van depremi bize gösterdi ki Kürd entelektüelleri Kürdlerin yaşam standartlarının yükseltilmesi ile alakalı çalışmalarda sınıfta kalmıştır.  Siyasetle oturup kalkmanın sonu bu olsa gerek…

Kendimizi sadece siyasi haklardan mahrum bir toplum olarak görüyorsak söylenecek bir şey yok. Yok, eğer hayatın, bütün eksiklerine rağmen devam etmesi gerektiğine inanıyorsak o zaman Kürd gençlerine farklı alanlarda çalışmaları için "müsaade" etmemiz; fikren, zihnen, kalben, ruhen müsaade etmemiz gerekmektedir.

Depremle alakalı –yardım boyutu açısından söylemiyorum- Kürd kamuoyu özellikle entelektüelleri sınıfta kalmıştır.

Bölge insanı ve Güneydeki Kürd kardeşlerimizin maddi ve manevi destekleri takdire şayandır.

Ama kendini bir parça Kürd entelektüeli olarak takdim eden ekser zevat maalesef deprem, afet, şehircilik, alınacak tedbirler, yapı stoku, afet sonrası alınacak tedbirler ve deprem sonrası oluşan göçün olumlu/olumsuz etkileri temel başlıkları hakkında entelektüel birikimlerini ortaya koyamamışlardır.

Bu konuda var olan entelektüel birikimi ortaya koymamış olmak kötü bir durumdur. İşin daha kötüsü entelektüellerimizin kesesinde bilimsel/akademik bir birikiminin olmaması ihtimalidir.

Kürd kamuoyu/entelektüelleri deprem sürecini ya hükümetin icraatlarını öven/yeren durumunda ya da yerel yönetimlerin çalışmalarını olumlu olumsuz kriterlerini yapmakla geçirmişlerdir.

Gelinen noktada gerekli temel tartışma konuları tartışılmamıştır.

-          Kürd kamuoyu ve entelektüelleri işin şehircilik boyutunu ve şehrin geleceğine depremin etkisini yeterince tartışmamıştır.

-          Kürd kamuoyu ve entelektüelleri olayın bilimsel yönünü kendi perspektifleri ile yeterince tartışmamışlardır. Bölgede bulunan üniversiteler böyle bir konuda neden susma haklarını kullanıyorlar?

-          Kürd kamuoyu ve entelektüelleri, yardımlaşmanın mağdurları/muhtaçları incitmeden yapılma şeklini yeterince tartışmamıştır.

-          Kürd kamuoyu ve entelektüelleri şehirde oluşan zorunlu göçün olumlu ve olumsuz ne şekilde tamamlanacağını tartışmamışlardır. Bu konu hayatiyetini devam ettirmektedir.

-          Kürd kamuoyu ve entelektüelleri deprem sonrası olayın takipçisi olmamıştır. İşin bir yönüyle magazinsel yönü sona erince bu konuda kelam etmemişlerdir.

-           Kürd kamuoyu ve entelektüelleri görünen o ki bu tartışma konularını “Türk entelektüellerine” havale etmiş görünmektedir.

-          Her konuda üzerine basa basa “biz Kürdler” kavramını kullanmadan çekinmeyenler olay siyaset dışı, yaşamın ta kendisi olunca işi her daim şikâyet ettikleri müesses nizamın çözmesini beklemektedirler. Yazık.

 

-----------------------------------------

Van"da yaşananlar açısından olaya bakılacak olursa şöyle bir durumla karşı karşıyayız.

Yerel ve ulusal basında boy gösterenlere baktığımızda sanki Van"da yapılan yapılara izin veren, planını yapan, projesini çizen onlalar değilmiş gibi utanmadan, sıkılmadan çıkmışlar yok böyle oldu şöyle oldu türünden açıklama yapıyorlar.

İyi bilinmelidir ki depremin ihmal kaynaklı birinci derece sorumlusu tüm toplumdur.

-          Arsayı satan-alan yerin uygunluğuna bakmıyor.

-          Malzemeyi alan-satan kalite belgesine bakmıyor.

-          Evi olan araştırmadan sormadan alıyor.

-          Yöneticiler yeterince kontrol etmiyor.

-          Odalar da popülist söylemlerden öteye bir faaliyet görülmüyor.

Toki"nin yaptıkları, resmi kurumların büyük bir kısmının yıkılması konuları ayrıca değerlendirilebilecek konulardır.

Son sözü okuyucuların yorumlarından bekliyorum…

haberdiyarbakır / Fehmi GÜR