Haber: MEHMET AKGÜN - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sakarya'da yurttaşlara; " Ben diğer siyasetçiler gibi değilim. Benim saraylara falan ihtiyacım yok. Mütevazı halk gibi yaşarım ben. Benim siyaset anlayışımda siyasetçi değil, bu ülkenin esnafı, çiftçisi, balıkçısı, apartman görevlisi, emeklisi, işçisi, herkes kazanacak. Kaybeden asla olmayacak. Bu ülkenin çiftçisi alın teri döküyor. Çiftçiyi toprağa küstürmeyeceksiniz. Benim hedefim, amacım bu. Bunu gerçekleştirmek için de en büyük güvencem sizsiniz. Başka kimse değil" diye seslendi. Ahi Evran Haftası'na girildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Ahi Evran, dostluk, barış, huzur içinde yaşamak, ahlak, komşusu açken tok yatan bizden değildir demektir. Ahi Evran, dayanışma demektir. Dayanışma kültürü demektir. Buradaki esnaf kazandı, yandaki esnaf siftah etmezse buradaki esnaf diyor ki önce onun da siftah etmesi lazım. O nedenle dayanışma demektir. Ahi Evran’ı, dostluğu unutturdular bize. Barışı, beraber yaşamayı unutturdular bize" dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısını yapmak üzere bugün Sakarya'ya geldi. İlk olarak Hendek'te havai fişek fabrikasında iki yıl önce yaşanan patlamada yaşamını yitiren işçilerin aileleriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, daha sonra Sakarya Yerel Kültür Derneği'ni ziyaret etti. 

Grup Toplantısı'nın ardından esnafı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, caddede kendisini bekleyen Sakaryalılar'a seslendi. Kılıçdaroğlu konuşmasında barış, dayanışma, helalleşme vurgusu yaptı. 

Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle: 

“SİYASET, TÜRKİYE’NİN DÜNYADA SAYGINLIK KAZANMASI İÇİN YAPILIR: Siyaset, ahlak üzerine yapılır. Siyaset, inanarak yapılır. Siyaset, vatandaş için yapılır. Siyaset, hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği güzel bir Türkiye için yapılır. Siyaset, ülkenin onuru üzerine inşa edilir. Siyaset, barış üzerine yapılır. Siyaset, Türkiye’nin dünyada saygınlık kazanması için yapılır. Siyasetin gereği budur, siyasetçi de bunun için görev yapar.

EN BÜYÜK GÜVENCEM SİZSİNİZ: Ben diğer siyasetçiler gibi değilim. Benim saraylara falan ihtiyacım yok. Mütevazı halk gibi yaşarım ben. Benim siyaset anlayışımda siyasetçi değil, bu ülkenin esnafı, çiftçisi, balıkçısı, apartman görevlisi, emeklisi, işçisi, herkes kazanacak. Kaybeden asla olmayacak. Bu ülkenin çiftçisi alın teri döküyor. Çiftçiyi toprağa küstürmeyeceksiniz. Benim hedefim, amacım bu. Bunu gerçekleştirmek için de en büyük güvencem sizsiniz. Başka kimse değil.

BEŞLİ ÇETEYE DEĞİL, MİLLETE VERECEĞİM: Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda göreceksiniz. Bu ülkede barışı, huzuru, kalkınmayı, işsizlikle nasıl mücadele edilir göreceksiniz. Bu ülkede esnaf, çiftçi, balıkçı, taksici nasıl kazanıyor göreceksiniz. Beşli çeteye değil, millete vereceğim. Araya adam koyuyorlar, olur ya Kılıçdaroğlu gelirse ne yapar... Kılıçdaroğlu gelirse adaletsizlik yapmaz. Oy verir, vermez ayrı. Herkesin benim başımın üstünde yeri var. Ama kim haksızlığa uğradıysa kusura bakmasın hesabını sorarım.

ESNAF DA ÇİFTÇİ DE HUZUR İÇİNDE OLACAK: Umudum sizsiniz. Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan sizsiniz. Halka hesap veren siyasetçiye ihtiyacımız var. Bakın hepiniz vergi ödüyorsunuz, esnaf da vergi ödüyor. Esnaf kardeşlerim de duysunlar, iktidar olacağız, Allah nasip ederse sizlerin oylarıyla esnafın bankalardan, Esnaf Kefalet Kooperatifi’nden; çiftçilerin, balıkçıların bankalardan, Tarım Kredi Kooperatifi’nden aldıkları borçların faizlerini bir hafta içinde tamamını sileceğim. Esnaf da çiftçi de huzur içinde olacak. Onlar kazanacak.

AHİ EVRAN’I, DOSTLUĞU UNUTTURDULAR BİZE: Esnaf orta direk, orta direği yok ettiler. Bu hafta Ahi Evran Haftası. Ahi Evran, dostluk, barış, huzur içinde yaşamak, ahlak, komşusu açken tok yatan bizden değildir demektir. Ahi Evran, dayanışma demektir. Dayanışma kültürü demektir. Buradaki esnaf kazandı, yandaki esnaf siftah etmezse buradaki esnaf diyor ki önce onun da siftah etmesi lazım. O nedenle dayanışma demektir. Ahi Evran’ı, dostluğu unutturdular bize. Barışı, beraber yaşamayı unutturdular bize.

HEPİMİZ HELALLEŞECEĞİZ; HEPİMİZ BERABER, BİRLİKTE YAŞAYACAĞIZ: Öyle bir noktaya taşıdılar ki komşunun kimliği, inancı, yaşam tarzını sorgulamaya başladık. Ya bizim kültürümüzde, geleneğimizde, ahlakımızda komşu komşunun külüne muhtaçtır derdik. Niye unuttuk biz bu hasretlerimizi. Kazandıracağım. Ne yaparlarsa yapsınlar kazandıracağım. Bu ülkeyi barıştıracağım. Hepimiz helalleşeceğiz. Hepimiz beraber, birlikte yaşayacağız. Bizi ayırmak, bölmek isteyenlere karşı duracağız. Beraber, bir yürek duracağız. CHP olarak bizim iki kırmızı çizgimiz var. Vatanımız ve bayrağımız.”

 

Kaynak: anka