MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Samsun Şubesi, İran'da ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra yaşamını yitiren Mahsa Amini’yle ilgili “Mahsa’nın katili kadın düşmanlığı üreten erkek egemen sistemdir” açıklamasını yaptı.

KESK Samsun Şubesi, Mahsa Amini’nin öldürülmesiyle ilgili açıklama yaptı. KESK’li kadınlar adına açıklamayı yapan Havanur Susay Taflan, şunları söyledi:

 "ERKEĞİN TAHAKKÜMÜ DEĞİŞMEDİ"

"Erkeğin kadın üzerindeki tahakkümü hiç değişmedi. Erkek zihniyetinin yasaları ile örülü olan bu dünyada kadınlar hala ezilmeye devam ediyor. Kadınlar ise asla mücadeleden vazgeçmiyor. Yıllardır ‘şeriat kuralları’ adı altında yaşamlarına, yaşam tarzlarına müdahale eden erkek egemenliğine karşı mücadele eden İranlı kadınlar için Mahsa Amani’nin ‘kıyafet kurallarına uymadığı’ gerekçesiyle ahlak polisleri tarafından uygulanan şiddet sonucu yaşamını yitirmesi bardağı taşıran son damla olmuştur. Bu olaydan sonra İranlı kadınlar daha kararlı olarak haklarına ve yaşamlarına yönelik bu saldırılara karşı mücadele etmektedirler. İktidarlarının giderek sarsıldığını gören rejim ve onun polisi ise kadınlara ve mücadelelerine saldırarak kadınları yıldırmaya ve sindirmeye çalışmaktadır. Ama her şeye rağmen Tahran'da başlayan bu eylemler ülkenin diğer kentlerine yayılmıştır. Kadınlar artık kendi ayakları üzerinde durarak, kendi sınırlanamaz özgürlüklerinde direterek, karşı koymaya başlamışlardır.

"KADINLAR CESARET VE KARARLILIKLA KENDİ DEVRİMLERİMİZİ YAPACAĞIZ"

Mahsa’nın katili kadın düşmanlığı üreten erkek egemen sistemdir. Kadın öğrencilerin eğitim gördüğü Alzahra Üniversitesi'ndeki öğrenciler yaptıkları eylemle ‘Birleşmezsek tek tek öldürüleceğiz’ diyerek tüm kadınları eyleme çağırmaktadır. Biz biliyoruz ki kadınlar hep birlikte cesaret ve kararlılıkla kendi devrimlerini yapacaklardır. Bugün zorunlu başörtüsüne karşı yapılan bu mücadele, kadınların bir bütün olarak erkek egemen ve kadın düşmanı rejime karşı mücadelesinin bir sembolü olmuştur. Mahsa’nın direnişi ve mücadelesi biz kadınlar ve LGBTİ+’ların da mücadelesidir. Bu yüzden Onur Yürüyüşü’ne izin vermeyen ama ‘LGBT Karşıtı Büyük Aile Yürüyüşü’ne izin veren ve öfke dilini besleyen iktidarın yasaklayıcı anlayışına karşı da mücadelemizi sürdüreceğiz. Kendilerinden farklı olan her fikre ve oluşuma karşı olan bu zihniyetin çeşitli kılıflarla bahaneler üretmesine asla izin vermeyeceğiz.

"KATLEDİLEN TÜM KADINLAR İSYANIMIZDIR"

Mahsa şahsında katledilen tüm kadınlara sözümüz; ahlaksızlık sizin görünen saç tellerinizde değil, İran’dan tüm dünyaya erkek egemen iktidarların zihniyetindedir. Haksızlık nerede olursa olsun, zulüm nerden gelirse gelsin; eğer bu barışla, sevgiyle olmayacaksa bizler de sesimizi yükseltmeye ve mücadeleye devam edeceğiz. Buradan bir kez daha belirtiyoruz; Mahsa’nın direnişi ve mücadelesi bizlerin de mücadelesidir! Bu mücadeleyi halkların isyanı ve direnişiyle ile birleştirerek özgür bir dünyayı hep birlikte inşa edeceğiz. Katledilen tüm kadınlar isyanımızdır. Özgürlükleri için direnirken öldürülen kadınlar her zaman mücadelemizde yaşayacaktır. Birlikte güçlüyüz ve başaracağız” dedi.   

 

 

Kaynak: anka