TUNAKAN YILDIRIM

Karabük Filyos Çayı'nda 26 Mart 2023 tarihinde cansız bedeni bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nın (17) ölümüyle ilgili davada ikinci duruşma, Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Sanık Dursun Acar'ın tahliye talebinin reddine ve tutukluluk haline devam kararının verildiği duruşma, 29 Nisan'a ertelendi.

Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ikinci duruşmada, taraf avukatları ve tanıklar hazır bulundu. Sanık Dursun Acar ise tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmada 3'ü yabancı uyruklu 8 şüpheli gözaltına alınmış, şüphelilerden Dursun Acar tutuklanmış, 7'si adli kontrol şartlarıyla serbest bırakılmıştı. Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Acar hakkında 'çocuğu kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, 'çocuğun cinsel istismarına teşebbüs' suçundan ise 2 yıldan 11 yıl 3 aya kadar hapis talep edildi.

"GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKARTILMASINI İSTİYORUM"

Ibouanga'nın babası müşteki Guy Serge Ibouanga, tercümanı aracılığıyla verdiği ifadede, Karabük Üniversitesi öğrencisi olan kızının cinayete kurban gittiğini belirterek, şunları söyledi:

"Gerçeğin ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Önceki beyanlarımı tekrar ederim. Şikayetim devam ediyor. Dina'nın olay tarihinde arkadaşlarının evinden niçin çıktığına dair makul bir gerekçe göremiyoruz. Dina'nın arkadaşlarıyla sonrasında görüşmedim. Dinlenilmeyen tanıklar Cedric, İshak ve Emanuel ile daha önceden akrabalık ya da tanışıklığımız yoktur. Gerçeğin ortaya çıkarılmasını istiyorum."

"SAKARYA'YA GİTMEK İSTİYORDU"

Kızıyla olayın yaşandığı gün Gabon saatiyle 20.12'de görüntülü görüştüğünü aktaran anne Makemba Panga ise şunları söyledi:

"Görüştüğümüz sırada iki kez rahatsız edildi. Görüşmeler kesildi. Başka biri araya giriyordu. Kimin araya girdiğini sorduğumda 'Olivia' olduğunu söyleyerek kamerayı Olivia'ya döndürdü. Olivia ile daha önce Gabon'da aynı okulda okumuşlardı. Olivia, Türkiye'ye daha önce geldi. Olivia'yı ekranda gördükten sonra konuşma kesildi. Gabonlu arkadaşları aracılığıyla kendisine ulaşıldığına ya da cinsel ilişki teklif edildiğine ilişkin bir şey anlatmadı. Karabük'te kendisini rahat hissetmediği için Sakarya'ya gitmek istediğini söylüyordu. Kendisine açık görüşlü olması için eğitim verdik. Empati kurabilen birisidir. Gabon'da sevgilisi yoktu. Cinsel ilişkiyi evlilik sonrası düşünebilirdi. O şekilde yetiştirilmişti."

"BERAATİMİ TALEP EDİYORUM"

Dina'nın son bindiği arabanın sürücüsü olan sanık Dursun Acar genç kızın arabada telefonla arama yaptığını ancak konuşmadığını söyleyerek, şunları kaydetti:

"Giderken yabancı dilde konuşuyordu anlamıyordum. Sonra ışıklarda durduğumda ve hareket ettiğimde inmeye çalıştı. Durdum ve karşı tarafa koştu. Yolun kenarına ihtiyaç gidermeye ve sigara içmeye inmiştim. Kim eylemi yaptıysa sorumluların bulunmasını ve cezalandırılmasını istiyorum. Aracımdan inmedim. Dina'yı bir daha görmedim. İşlemediğim bir suç için yargılanıyorum. Gerçeğin ortaya çıkmasını istiyorum. Önceki savunmalarımı tekrar ederim. Tahliyemi ve beraatimi talep ederim."

"ERKEKLER RAHATLIKLA KADINLARI ÖLDÜREBİLİYOR"

Duruşmanın ardından aralarında avukatların da bulunduğu 'Feministler' grubu Adliye binası önünde açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan Firdevs Hoşer şunları söyledi:

"Erkek şiddeti sonucunda öldürülen kadınların davasında bir şeyi görüyoruz; her seferinde bize ve avukat arkadaşlarımıza politika yapmayın, medyaya oynamayın diyorlar. Oysa hakim, cinayeti işleyen sanığın tarafı avukatlar son derece politik davranıyorlar. Güçlerini de patriakadan ve devletten alıyorlar. O yüzden bu ülkede erkekler çok rahatlıkla kadınları öldürebiliyorlar. Bu mahkemede de aynı şeyi gördüm. Son derece dayanışma içindeydiler, sanık avukatları ve mahkeme heyeti. Sürekli avukat arkadaşlarımızı susturmaya çalıştılar. Biz o yüzden diyoruz ki erkek şiddeti politiktir bunun karşısında yapılan savunma da politiktir. Buralarda olmaktan Dina’ya sözümüz olduğu için feministler olarak vazgeçmeyeceğiz. Mahkeme heyeti ve sanık avukatları ortak bildiride 'bu ülkede ırkçılık yok' dediler. Bu ülkede ırkçılık var, bu ülke kendi vatandaşlarına ırkçılık yapıyor."

"KARABÜK'TE IRKÇILIĞA VE CİNSEL TEKLİFLERE MARUZ KALDI"

Müşteki avukatı Gül Yeter Aktepe şunları söyledi:

"Feministler feminist dava takibi yapıyorlar ve feminist dava takiplerinde biz burada yalnızda hukuki taleplerde bulunmuyoruz, politik taleplerimiz de var. Tıpkı mahkemenin politik taleplere ilişkin politik kararlar kurduğu gibi. Bizim bugün bu yargılama kapsamında Dina’nın yazışmalarına ilişkin değindiğimiz çeşitli hususlar var. Dina’nın telefonunda inceleme yapıldı. Yapılan incelemelerde Dina’nın yazışmalarında Karabük’te ırkçılığa maruz kaldığını ve Karabük’te kadınların seks işçiliğine veya herhangi bir cinsel tekliflere karşı beyanda bulunmaya, yolda bu tür teklifler almaya, bu tür yani nasıl somutlanacağı değişkenlik gösterebilen yazışmalar doğrultusunda içerikler paylaştığını görüyoruz. Etkin soruşturma yürütülmediğini ispatlayan bir iddianame yazıldı dosyada. Bu iddianame doğrultusunda bir dava açıldı. Bu davanın akabinde de bir takipsizlik kararı verildi. Biz hem buna itiraz ettik. Dosyadaki tek şüphelinin Dursun Acar olmadığının gayet farkındayız. Dosya kapsamında şüpheli olan herkes hakkında etkin bir soruşturma yürütülsün. Dosyada Dina’nın ölümünün ardındaki maddi gerçeklik aydınlatılsın. Ara kararlarla bizim bütün taleplerimiz reddedildi. Diğer şüpheliler arasındaki bağlantı kurulamazsa, dosya kapsamında Dina’nın söylediği şeylerin peşine düşülmezse ve burada Karabük’te ne yaşandığının, Dina’nın çıplak ayakla o bodrumdan koşar adımlarla istinat duvarlarından atlaya atlaya neden sokağa çıkıp önüne gelen ilk aracı durdurup karanlık bir otoyolun kenarında, Filyos Çayı’nın yanında niçin o araçtan inmek istediğinin, yalın ayak araca binmek isteyen ve Türkçe bilmeyen bir kadından söz ediyoruz, bunun aydınlatılması mümkün olmazsa, biz bu dosyada somut gerçeklik açığa çıkamaz bunun farkındayız.

"MAHKEMENİN GÖREVİ GERÇEKLİĞİ AYDINLATMAKTIR"

Mahkeme heyeti bütün yargılamayı Dursun Acar ile sınırlamanın peşinde. Biz diyoruz ki mahkemenin görevi somut gerçekliği aydınlatmaktır. İddianame Dursun Acar Hakkında yazıldı diye bizim tahkikat taleplerimizi reddedemezsiniz. Mahkeme heyeti bizim bütün taleplerimizi görmezden geliyor. Gabonlu öğrencilere itimat ederken bizim beyanlarımızı zapta dahi geçerken güçlük çekiyoruz. Tam da bu nedenle burada yürütülen yargılamaya bizim feminist bir itirazımız var. Burada yürütülen yargılama kapsamında Dina’nın yaşadıklarının aydınlatılabilmesi için öncelikle bu kovuşturmada taraflı olmayan bir heyetin görevli olması gerekir. Burada beyanlarımız çerçevesinde yaptığımız her cümlenin çeşitli ithamlarla karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Heyet üyeleri iddia makamıysa iddia makamı koltuğuna otursunlar. Mahkeme heyeti tarafsız olmak ve yargılamayı tarafsız yürütmek durumundadırlar. Karabük’teki somut gerçekliğin açığa çıkarılmasından başka bir talebimiz söz konusu olmadı. Mahkeme heyeti bizi bugün itham etti, biz bunun ihsas-ı rey olduğunu iddia ettik. Feministler olarak bu davayı takip ettik, takip etmeye devam edeceğiz."

 

 

 

 

Kaynak: anka