ESMA TURAN Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu Muğla İl Temsilcisi Mürsel Özata; Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde, idari personelin sınavsız görevde yükseldiği, ehliyet ve liyakat esaslarına riayet edilmediğini açıkladı. Özata, “Artık güce dayalı anlayış yerine hakka dayalı bir anlayışın hâkim olduğu, kimsenin negatif ayrımcılığa tabi tutulmadığı, ötekileştirilmediği bir anlayışın hâkim kılınmasını istiyoruz. Türk Eğitim Sen olarak tüm adil olmayan uygulamaların takipçisi olacağız” dedi. Türkiye Kamu-Sen Muğla İl Temsilcisi Mürsel Özata Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde idari personelin sınavsız görevde yükseldiği, ehliyet ve liyakat esaslarına riayet edilmediği gerekçesiyle bir basın açıklaması yaptı. “EŞİTLİK İLKESİ GÖZ ARDI EDİLEMEZ” Özata açıklamasında şunları söyledi: “2547 sayılı Kanun’a göre; Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, I. Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı, Üniversite Hastaneleri Başmüdürü, Fakülte Sekreteri, Yüksek Okul Sekreteri, Enstitü Sekreteri, Savunma Sekreteri ve Özel Kalem Müdürü kadrolarına atanabilmek için; sadece dört yıllık yüksekokul mezunu olmak ve 10 yıllık kıdem yetmektedir. Bu özelliği taşıyan üniversite bünyesinde yüzlerce çalışan bulunmaktadır. Bu çalışanların arasından o kadrolara atama yetkisi tabii ki Rektörlük makamına aittir. Ancak İdarenin takdir yetkisinin sınırları Danıştay kararlarına göre de mutlak ve sınırsız değildir. İdarenin takdir yetkisi kullanılırken hukukun genel ilkelerinden eşitlik ilkesinin göz ardı edilemeyeceği, keza kamu yararı açısından objektiflikten vazgeçilemeyeceği, hizmet gerekleri yönünden de görev için en uygunu saptama konusunda gereken davranış biçiminin uygulanmasından geri durmayacağı tartışmasızdır. “EHLİYET LİYAKAT FAKTÖRLERİ DİKKATE ALINMALI” Bu çerçevede idari personelin sınavsız görevde yükselme ve unvan değişikliği gibi kadro tahsislerinde; ehliyet, liyakat, bilgi, birikim ve tecrübe gibi faktörlerin dikkate alınmasının, objektif ve gerçekçi bir ölçüte dayanan puanlama sistemi getirilerek bu yetkinin kullanılmasının tüm çalışanları ve kamuoyunu memnun edeceği ve Üniversite yönetimine olan güveni arttıracağı aşikârdır. Ama maalesef Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde bu tür kadrolara yapılan atamalarda bu hususlara dikkat edilmediği kanaatindeyiz. Üniversite içinde bu tür görevlere gelmek için torpilin devreye girdiği, ikili ilişkilerin etkili olduğu, siyasi erkin referansının önemsendiği ve hak edenin değil hak dilenenin, alın teri dökmeyip üniversite yönetimine nüfuz edebilecek kişileri harekete geçirebilmenin daha etkili olduğu kanaatinin tüm üniversite çalışanları arasında yaygın olduğu sendikamıza gelen bilgilerden anlaşılmaktadır. “YÖNETİME GÜVEN DUYGUSU ZEDELENİYOR” Son aylarda yapılan atamalarda Üniversitemize uzun yıllar hizmet vermiş tecrübeli personelin göz ardı edilerek tamamen yukarıda zikrettiğimiz ehliyet ve liyakat kriterlerinin gözetilmediğini düşündüğümüz atamaların yapılması üniversite çalışanları arasında ciddi tepkilere yol açtığı, moral ve motivasyonlarının düştüğü, iş yeri aidiyet ve yönetime güven duygularının zedelendiği bariz bir şekilde sendikamızca müşahede edilmektedir. Kamuoyu vicdanını yaralayan bu tür atamaların vekâlet olanların asalete dönüştürülmeyerek iptal edilmesi, bundan sonraki atamalarda yönetimin yetkisini kullanırken; ehliyet, liyakat, bilgi, birikim ve tecrübenin dikkate alınmasında kamu ve şahıs yararı olacağı kanaatindeyiz. Kişilerin memnuniyetinden daha çok kurum menfaatlerini düşünmek hem üniversitemizin sağlıklı gelişimini sağlayacağı hem de iş barışını tesis edeceğini düşünüyoruz. “ADİL VE NESNEL ATAMALAR” Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nin ‘bilgi ve sevginin buluştuğu’ sloganına uygun bir kamu çalışma hayatını tesis etmek istiyorsa patronaj, nepotizm, kronizme dayalı ayrımcılığı önlemeli, kayırmacı tutum ve davranışlardan kaçınmalı ivedilikle somut kriter ve puanlamalara dayalı adil ve nesnel kriterlerle atamaları gerçekleştirmelidir. Artık güce dayalı anlayış yerine hakka dayalı bir anlayışın hâkim olduğu, kimsenin negatif ayrımcılığa tabi tutulmadığı, ötekileştirilmediği bir anlayışın kamuoyunda hâkim kılınmasını istiyoruz. Türk Eğitim Sen olarak tüm adil olmayan uygulamaların takipçisi olacağız. Daima hakkın ve haklının yanında olmaya devam edeceğiz.”