CHP İzmir İl Başkanlığı'nın toplu üye katılım töreni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katılımıyla yapıldı. 3 bin kişinin rozet CHP rozetini taktığı törende konuşan İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Televizyon bölümü mezunu, Sanat Felsefesi doktora öğrencisi Ezgi Aydın, “Son altı aydır özel bir yemek firmasında asgari ücretin yarısı maaşla çalışmaktayım. Bu firmada bulaşıkçı olarak çalışıyorum. Evet, bulaşıkçılık yapıyorum. Gitmemizi istiyorlar, gitmeyin. Vazgeçmemizi istiyorlar, vazgeçmeyin. Umut bugün burada, umut şu an tam karşımda. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlatan o anlamlı cümlesini bir kez daha söylemek istiyorum. Geldikleri gibi giderler” dedi.

CHP, bugün İzmir’de üye katılım töreni düzenledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’in de katıldığı törende, CHP’ye yeni üye olan vatandaşlar konuştu.  

Celal Atik Spor Salonu'nda yoğun katılımın olduğu üye katılım törenine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı ve Gülizar Biçer Karaca, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İl Başkanı Deniz Yücel, CHP genel merkez ve il yöneticileri ile yurttaşlar katıldı.

“O 1976’DAKİ SICAKLIĞI AYNEN BURADA GÖRDÜM”

Eski ANAP Genel Başkan Yardımcısı Doğan Erdin, “1976’dan 1980 yılına kadar CHP’de görev yaptım. 1980 ihtilalinden sonra Anavatan Partisi’nde çalıştım.Geçenlerde bu görevlerimizden olduğu gibi ayrıldık. Sayın Genel Başkanımızın, ‘Bize katılın’ dediğine uyarak buraya geldik. İnşallah hep birlikte çok güzel şeyler yapacağız. O 1976’daki sıcaklığı aynen burada gördüm. Daha güzel olacak inşallah. Memleketimiz ve vatanımız için hayırlı olsun. Hep beraber iktidara doğru yürüyeceğiz. CHP birinci parti olacak inşallah” dedi.

“İKTİDARDA GÖRÜŞMEK ÜZERE”

Atatürk Üniversitesi Yerel Yönetimler öğrencisi, Roman vatandaş Nazlı İnce şunları söyledi:  

“Sizlere Roman toplumunun liderliğinden bahsedeceğim. Türkiye’de yaklaşık 5-7 milyon arasında Roman vatandaşı yaşamaktadır. Şimdi diyeceksiniz ki bu Roman liderliği nereden geliyor? Türkiye’de eğitim olanaklarına ulaşmakta en çok zorluk çeken, eğitim düzeyi en düşük Roman toplumundadır. Bunun yanı sıra istihdam alanında işsizliğin en çok yaşandığı toplum yine Roman toplumudur. Bunların getirisi olarak suça bulaşma oranlarına bakıldığında suça en çok bulaşan toplum yine Roman toplumudur. Bu yüzden karar alma mekanizmalarında daha çok yer almak bizlerin sorunlarının çözümünde önemli rol oynayacaktır.

Özellikle Roman Eylem Planları hazırlanırken biz Roman kadınlarının ve gençlerinin düşüncelerinin sorulması gerekiyor. Kısacası; bizler bu ülkede, ne yazık ki artık mülteci kadar değerimizin olmadığını düşünüyoruz. Şimdi bir tek umudumuz kaldı elimizde. Sımsıkı ona sarılıyoruz. Roman kadınlar olarak gelmekte olanın, gelip bizlerin sorunlarına çare ve deva olmasını başta işsizlik olması üzere tüm sorunlarına çözüm üretmesini umut ediyoruz. İktidarda görüşmek üzere.”

“YILLARDIR BU HEYECANIM ASLA BİTMEDİ”

Yılmaz Güney’in kız kardeşi Güzide Sayılı ise “Yıllardır bu heyecanım asla bitmedi. Bütün partimin o güzel insanları hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Bugün üniversiteye çocuklarımız sınava girdi, onlara başarılar diliyorum. Annelerimize kolaylıklar diliyorum. Eğitim öğretim yılımız da tatile girdi. Şunu düşünmesin anne babalarımız. Çocuklarımız karnelerini aldılar, takdirlerini aldılar ama biz onlara ne hediye edeceğiz, sevgimiz. Sevgimiz onlara en güzel ödül. Bu bize yeter. Ben yıllardır CHP’deyim. Uzun bir zaman önce kanser hastalığına yakalandım. Ama çok şükür tekrar sizlerin arasındayım onurla gururla. Sizleri çok seviyorum” diye konuştu.

“HEP BERABER BİR KARDEŞLİK SOFRASINI KURACAĞIMIZ GÜNLERE YÜRÜYORUZ”

Judo Antrenörü, Badminton Federasyonu Asbaşkanı Münir Tunç ise şöyle konuştu:

“Bu salonda dostların bir kısmı beni tanıyor ancak izninizle birkaç cümleyle kendimi tanıtmak istiyorum. Ben Münir Tunç. Bir spor insanıyım. 1987 yılında judo sporuna başladım. On yıl sonra 1997 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü judo branşını açtık. 2011 yılında görme engelliler judo branşını açmakta öncülük yaptım ve akabinde 2013 yılında işitme engelliler branşını açtık. Bu bahsettiğim üç ana branşta cumhuriyet tarihimizde ilkleri başardık. Avrupa, Dünya ve Olimpiyatlarda madalyalar kazandık. Bu salonda olmamızın benim için bir başka anlamı var. Bu salon 25 yıllık spor hayatımın yuvası. Burada yüzlerce çocuğumuzu judo sporuyla buluşturduk. Spor yumağımıza hoş geldiniz. Bizim bir de 2001 yılında kurduğumuz bir spor kulübümüz var. Sporcularımız en çok Basmane ve çevresindeki semtlerden geliyor. Gelen yoksul, emekçi halkımızın çocukları onları kötü alışkanlıklardan korumak için kurduğumuz bir spor kulübüdür bu. Büyük sinema ustası, değerli sanatçı Yılmaz Güney’in dediği gibi gençlerimizin sağlıklı gelişimi için onlara uygun ortam sağlanmadığında onların farklı yollara sapması kapımızdadır. Biz bu düsturla yola çıktık. Bu iyi niyetimizin ve hedefimizin sonucu olarak Allah’a şükürler olsun ki 38 tane altın madalya ve bronz madalya ile ülkemize 46 ülkede İstiklal Marşı okumayı nasip etti. Bunca yılın emeğin en güzel karşılığı sayısız beden eğitimi öğretmeni, antrenör, farklı mesleklere yönelen genç insanlar yetiştirmiş olmaktır. Buradan özellikle teşekkür etmem gereken isimler var. “Dezavantajlı bölgelere sporu yayın” diyen İzmir Büyükşehir belediye başkanımız sayın Tunç Soyer’e, Konak’ta badmintona, judoya alan açan Konak Belediye Başkanımız sayın Abdül Batur’a, ve on yıllardır İzmir’e büyük hizmetler vermiş sosyal belediyeciliğin örnek isimleri olan tüm sosyal demokrat belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Bir özel teşekkürüm de bugün bu salonda başarılı organizasyonu gerçekleştiren CHP İzmir İl Başkanı sayın Deniz Yücel’e ve partimizin tüm emekçilerine teşekkür ediyorum. Ayrıca CHP ile gönül bağı kurmama vesile olan Prof. Dr. Mehmet Hasan Eken hocama ve CHP’de siyaset yapan bana güç veren isimsiz kahramanlara şükranlarımı sunuyorum. Sözlerimi tamamlarken güzel ülkemizin alın teriyle geçinen insanlarının, şiddete, zorbalığa hayır diyen kadınlarının, aydınlık bir gelecek isteyen gençlerin, derelerimizin ağaçlarımızın, meydanlarımızın her gün saldırı altında olduğu bir zamandan geçiyoruz. Karanlığı bitirecek kıvılcımı adalet yürüyüşüyle çakan genel başkanımız öncülüğünde hep beraber bir kardeşlik sofrasını kuracağımız günlere yürüyoruz. Ben, semtim ve İzmir’de binlerce can yoldaşımla bu yürüyüşe katılmaya geldik. Hepimizin yolu açık olsun.”

“ZENGİNİN FAİZ BORÇLARINI SİLECEĞİNİZE ÖĞRENCİNİN FAİZ BORÇLARINI SİLİN”

Sanat Felsefesi doktora öğrencisi Ezgi Aydın, şunları söyledi:

“İzmir Karabağlar Tahsin Yazıcı Mahallesi’nde ailemle birlikte yaşıyorum. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema-Televizyon mezunuyum. Formasyon eğitimimi tamamladıktan sonra KPSS’ye girdim. Puanlarımız ne kadar yüksek olsa da mülakat esnasında işleyen liyakatsizlik sebebiyle elendik ve elenmeye devam ediyoruz. Sanat felsefesi doktorama devam etmekteyim. Üniversitelerdeki kadrolaşma ve yine sistemde mevcut bulunan liyakatsizlik yüzünden, YÖK tarafından Felsefe bölümlerine verilen az sayıda kadrodan dolayı akademisyen olma yolundaki emeklerim de birer hayalden ibaret oldu.

Çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki sanat ve felsefenin buluştuğu noktada düşünen, sorgulayan özgür bireyler yetişecektir ve bu onların işlerine gelmeyecektir. Üniversite hayatıma devam etmek için almak zorunda olduğum öğrenim kredisi borcumu ödeyemedim ve borcum gün geçtikçe arttı. Faiz üstüne faiz bindi. Bu problemi benimle birlikte yaşayan işsiz ve devlete borçlu onlarca genç arkadaşım var. Buradan sesleniyorum. Zenginin faiz borçlarını sileceğinize öğrencinin borçlarını silin.

AKP iktidara geldiğinde ben 12 yaşındaydım, bugün 33 yaşındayım. Değişen ne mi oldu? Onlar ve yandaşları en güzel mevkilerde iş sahibi oldular. Haksız zenginleştiler. Bizler ise büyüdük, okuduk ve yaptığımız tüm iş başvuruları reddedildi, çaldığımız her kapı yüzümüze kapandı. Son altı aydır özel bir yemek firmasında asgari ücretin yarısı maaşla çalışmaktayım. Bu firmada bulaşıkçı olarak çalışıyorum. Evet, bulaşıkçılık yapıyorum. Ülkem ve kendi adıma en verimli ve üretken olduğum yaşlarımı bir buhran içinde tüketiyorum. Ülkem adına bundan derin bir üzüntü duyuyorum. Sayın Genel Başkanımızın katılım çağrısına kayıtsız kalamadım. CHP’ye üye olduğum için mutluyum. 20 yıldır yaşadığımız bu zulüm bitsin diye tüm sorumluluk bilinciyle sizlerle birlikte olmanın haklı gurunu yaşıyorum. Tüm genç arkadaşlarıma sesleniyorum. Kavgalar geçmiş nesillerin ölüleri ve mağlupları için sürdürülür ve geçmişin hükmü henüz verilmemiştir. Bizler bağımsız Türkiye hakikatine inanan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığımız sorumluluk bilinciyle şimdi de parlayan geçmişin anılarını hatırlatarak geçmişte ve günümüzde bugünün zaferi için bedel ödeyenlerin kefaretlerini ödeyerek mücadele etmeliyiz.  Kurtuluşumuzun tüm dinamikleri bizlerin inanç dolu fikirlerinde ve kalbindedir. Gitmemizi istiyorlar, gitmeyin. Vazgeçmemizi istiyorlar, vazgeçmeyin. Umut bugün burada, umut şu an tam karşımda. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlatan o anlamlı cümlesini bir kez daha söylemek istiyorum. Geldikleri gibi giderler.” 

Kaynak: anka