İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, beklenen sosyal medya düzenlemesi için; "Temiz bir internet, temiz bir sosyal medya istiyorsanız; internetin müsilajı olan, Goebbels’i bile mezarda ters döndüren trollerin efendisi İletişim Başkanlığı’nı kapatın, samimi olup olmadığınız görelim. Size de memlekete de hayır getirir. Cumhurbaşkanı’nın başı da böyle iki de bir belaya girmez" dedi. İYİ Parti Grup Başkanvekili Türkkan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. Türk askerinin Afganistan'dan çekilmesinin yerinde olduğunu belirten Türkkan’ın açıklamaları özetle şöyle: "KABİL HAVALİMANI NEDEN İŞTAHINIZI KABARTIYOR?" "İktidarın Taliban’ın kontrolündeki Afganistan’dan askerimizi çekmesi geç de olsa çok yerinde bir karardır. Ancak enteresan, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı bu bataklıkta kalmak için ısrarcı. Bu iktidarın Kabil Havalimanı takıntısı nereden kaynaklanıyor, bu takıntı neden devam ediyor ediyor hala bilebilmiş değiliz. Zaten Kabil Havalimanı özellikle bugün sadece bir iki havayolu şirketinin uçuş yaptığı özellikle özel jetlerin inip kalktığı bir havalimanı. Bu özel jetlerin de özellikle uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını bütün dünya alem herkes biliyor. Bizdeki yolcu garantili havalimanları gibi, Kabil Havalimanı da uyuşturucu garantili bir havalimanı. Havalimanı’nın Taliban’ın tarafından kullanılış şekli zaten belli. Amaç turizm ya da ihracat değil. Amaç uyuşturucu. Afganistan dünyada eroin üretiminin başında gelen ülke. Taliban, uyuşturucu üzerinden milyarlarca dolar gelir elde ediyor… AK Parti İktidarı nedense Kabil Havalimanı’nın işletilmesi için üstün bir gayret gösteriyor. Varsa yoksa Kabil Havalimanı. Bu ısrarın sebebi ne? İktidara diyorum ki; siz daha Kütahya’daki Zafer Havalimanı’nı planlamasını ve işletmesini yapmaktan acizsiniz, Kabil Havalimanı neden iştahınızı kabartıyor? Bu kadar ısrarın makul bir sebebini açıklayan olur mu? Bilmiyorum. AK Parti’nin bu konuda karanlık sicili ortadayken Türkiye’yi böyle kirli bir ticaretin hamisi yapmak, hem ülkemize, hem de iktidar mensuplarının başına ileride büyük işler açar. "BU YENİ SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ OTORİTERLİĞİ DE AŞACAK, TOTALİTER REJİME DOĞRU HIZLI HIZLI KOŞACAK" İktidarın 2022’deki erken seçim öncesi muhalefeti susturmak, gerçeklerin üzerini örtmek istediği artık bal gibi ortada. Zaten OHAL’i de bir yıl daha uzatmadılar mı? İktidara şöyle bir sözümüz var; ‘öyle değil, biz samimiyiz’ diyorsanız eğer, pakete Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nı lağveden bir madde koyun. Temiz bir internet, temiz bir sosyal medya istiyorsanız, internetin müsilajı, Goebbels’i bile mezarında ters döndüren trollerin efendisi İletişim Başkanlığı’nı kapatın, samimi olup olmadığınız görelim. Size de memlekete de hayır getirir. Sayın Cumhurbaşkanın başı da böyle iki de bir belaya girmez. Deniyor ki, bu düzenlemenin aynısı Almanya’da da var. Örnek aldığınız Almanya, Dünya Demokrasi Endeksinde 14’üncü sırada. Üstelik tam demokrasi sınıfında yer alıyor. Türkiye ise Almanya’dan 90 basamak aşağıda, 104. sırada. Meclis’e getirecekleri bu sosyal medya düzenlemesi beraber 166. sıraya düşeceğimizden hiçbir kuşkunuz olmasın. 167’de son sırada Kuzey Kore var. Ne demek istediğimi anladınız mı? Almanya’da bugüne kadar ne Twitter’ı kapattılar ne YouTube’u kapattılar ne Wikipedia’yı kapattılar ne Oda TV’yi kapattılar ne de başka bir haber sitesini kapattı Almanya. Oradaki düzenleme bu. Burada ilk işleri kendilerine muhalefet yapan herkesin, bütün siteleri kapatmak olacak yine. Türkiye’de demokratik kurumlar yok oldu. Hukuk devleti kuralları işlemiyor. Almanya’da böyle bir şey mümkün mü? Siz nasıl Almanya ile kendinizi kıyaslıyorsunuz? Getirmek istedikleri bu yeni sosyal medya düzenlemesi otoriterliği de aşacak, totaliter rejime doğru hızlı hızlı koşacak. Bu ucube sistemin son damlasıdır bu yeni düzenleme. "İSTER BARAJI KALDIRIN İSTER BARAJI YÜZDE 10’DA TUTUN, İLK SEÇİMDE GİDECEKSİNİZ" En son yapılan anketler AK Parti'nin, kendilerinin o çok iddia ettikleri ‘bizim 30 kemik oyumuz var’ diyorlardı ya onun altına düştüklerini gösteriyor. Bütün anketlerin hepsinin ortak birleştiği bir konu var. İlk seçimde Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanlığı’nı kaybediyor. AK Parti ve MHP ne yaparsa olmuyor; doluya koyuyorlar olmuyor, boşa koyuyorlar olmuyor. Cumhur İttifakı; oylarındaki erimeyi gördükçe, siyasete şekil vermeye ve iktidarda kalmak için çırpınmaya devam ediyor. O yüzden daha fazla vakit kaybetmeden de erken seçime gitmek istiyorlar. Seçim Kanunu’nu 1 Ekim’de Meclis açıldıktan hemen sonra getirmek için de yoğun çaba sarf ediyorlar. Ne yapıp ne edip ekim ayında bu yasayı çıkartmaya çalışacaklar. Çünkü bir yıl içerisinde çıkan yasa uygulanamıyor. Eğer seçim kanunu ekim ayında çıkarsa, 2022 Kasım ayından itibaren yapılacak seçimde bu kanunu uygulayabileceklerini düşünüyorlar. O yüzden bir kez daha tekrar ediyorum. 2022 yılı seçimsiz geçmeyecek. Ne yaparsanız yapın. İster barajı kaldırın, sıfır yapın, ister barajı yüzde 10’da tutun. İlk seçimde gideceksiniz. İstediğiniz kadar Millet İttifakı’nın oyları üzerinden hesap yapın. İsterseniz üçüncü ittifak hayalleri kurun. "VATANDAŞ ARTIK HAYAL BİLE KURAMIYOR" Türkiye’de bir tek şey büyüdü, zamlar ve enflasyon. Kiralar uçmuş. İnsanları kira öder gibi ev sahibi olacaklardı ya şimdi ev sahibi olurmuş gibi kira ödemeye başladılar. Tersi oldu. Faizlerin yüzde 20’leri geçtiği bir yerde vatandaş artık hayal bile kuramıyor. Enflasyon yüzde 30’un üzerinde. Markete gidin raflara bakın göreceksiniz. İki buçuk litrelik kola bile 10 lira olmuş. Aile ve Sosyal Güvenlik (Hizmetler) Bakanı da bir açıklama yaptı; ‘2,1 Milyon ailenin elektrik faturasını biz ödüyoruz.’ Yüzde 21.7 kalkınmış bir ülkede böyle bir şey mümkün mü?” "ŞAHISLARDAN MÜNEZZEH BİR BENZETMEDİR BU" İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu Fatih Sultan Mehmet'e benzetmesine ilişkin sorulan bir soruya, Türkkan şu yanıtı verdi: "Sayın Genel Başkanımızın benzetmesi Fatih Sultan Mehmet’in kendisiyle değil, Fatih Sultan Mehmet’in yaptığı ile alakalı. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’a ömür vermiş. Çocukluğundan beri İstanbul’u almanın hayalini kurmuş, büyük bir Osmanlı Padişahı. Sayın Ekrem İmamoğlu’na benzetmesinin arkasında yatan da İstanbul’u almanın İstanbul’u kazanmanın o fiili benzetmesidir. Şahıslardan münezzeh bir benzetmedir bu. Dolayısıyla bunu anlayanların hepsi doğru anladı ama Sayın Meral Akşener’in yükselişinden rahatsız olanlar, hele bir tane topçu var orada, o topçu arkadaş çok kafa atmaktan biraz sıkıntıya düşmüş, o devamlı onun başı çektiği bir trol grubu, milletimiz bunun ne olduğunu gayet iyi anladı. Fazla izaha muhtaç bir kelime olmadığını düşünüyorum."