Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı açılan davaların görüldüğü Danıştay’da dördüncü kez bir araya gelerek, duruşma öncesinde açıklama yaptı. Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Yalnızca varlığı değil, sözleşmenin tüm basamaklarının hayata geçirilmesi için mücadelenin tam da içinde kız kardeşlerimizle birlikte mücadele edeceğiz” derken; TMMOB Kadın Çalışma Grubu Başkanı Buket Çelik, “Kadına yönelik şiddeti ve şiddeti tolere eden politikaları tolere etmiyoruz” diye konuştu. Davacılardan Körfez Bağımsız Kadın Dayanışması da “Bugün buraya sözleşmeden çekilme kararının hukuksuz olduğunu Danıştay hakimlerinden duymaya geldik, iptal kararının verilmesini ve kararın hemen bugün açıklanmasını talep ediyoruz” açıklamasını yaptı.

İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı Danıştay’da açılan davaların dördüncü duruşması bugün yapılıyor. Dava öncesi, İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak için Danıştay’a gelen başvurucular, kadın örgütleri, siyasi parti temsilcileri açıklama yaptı. Açıklamalar şöyle:

EŞİK PLATFORMU- TÜLİN ERASLAN: Kadınları susturmak için sabahtan beri manipülasyonla basın mensuplarını oradan oraya alan zihniyete karşı susmayacağız. Yine buradayız yine konuşuyoruz. 3 duruşmadır Danıştay’ın bahçesinden yaptığımız basın açıklamamızı sizlerle bahçede yapmak zorunda bırakıldık. Kadınların konuşmasını yaşam hakkını bastırmaya çalışan zihniyete karşı biz yine buradayız. Hala kendilerine duruşma tarihi tebliğ edilmemiş kadın örgütleri var. Onlarca dosya görüşüldü ama görüşülmeyi bekleyen onlarca dosya daha beklemede. EŞİK Platformu olarak mahkeme başkanından bu konuda açıklama beklediğimizi kamuoyu ve ilgililere duyuruyoruz.

Hukukun üstünlüğü ilkesinin yaşama geçtiğini gösteren bir karar bekliyoruz. Cumhurbaşkanı kararı kadınların yaşamına, eşitlik bilincine, demokrasiye, adalete ve eril şiddetle mücadeleye ağır bir darbe indirmiştir. Hukuksuz kararın yargı erki üzerindeki olumsuz baskısını Pınar Gültekin duruşmasında gördük, faile yine erkeklik indirimi uygulandı, suça yardım ve yataklık edenler kayırıldı, dava sürecinde yaşam hakkı ihlal edilen kadının yaşam tarzı sorgulandı. İstanbul Sözleşmesi hükümlerince ortadan kaldırılması gereken yanlış alışkanlıkların, davanın sürecine egemen olduğu görüldü. İstanbul Sözleşmesine muhalif, toplum vicdanını yaralayan, adaleti öldüren bir karar çıktı. Pınar Gültekin kararı sözüm ona şiddetle mücadele şovu ile yapılan yeni göstermelik TCK değişiklikleri sonrası verilen ilk kararlardan biri olma özelliğindedir. Kararın üst mahkeme sürecinde bozularak adaletin sağlanması için tüm kadınların sonuna kadar mücadele edeceğini buradan hepimiz duyuruyoruz. Eril şiddetle mücadele için bütüncül politikalar geliştirilmesini gerektiren İstanbul Sözleşmesi’nden yine vazgeçmiyoruz. Danıştay tarafından hukuksuz çekilme kararının iptal edilmesini istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden de haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmiyoruz.”

ANAYASA HUKUK ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ- NURHAN DEMİRHAN: Anayasa Hukuku Araştırmalar Derneği İstanbul Sözleşmesi hakkında Cumhurbaşkanı’nın aldığı karar üzerine dava dosyasına sunduğu bilimsel mütalaanın özetini burada sizlerle paylaşacağım:  Cumhurbaşkanı’nın İstanbul Sözleşmesi’ni Türkiye bakımından feshettiğine dair kararı anayasaya aykırı bir yetki kullanımıdır ve devletin kadınları ve ev içi şiddetin mağdurlarını koruma yükümlülüğünü bilimsel standartlar uyarınca yerine getirmeyeceğini ortaya koyan bir irade beyanıdır. Anayasamız milletler arası anlaşmaların onaylanması konusunda yetkiyi yasama ve yürütme arasında paylaştırmışken çekilme kararı usulde ve yetkide paralellik ilkesini gözetmeksizin Cumhurbaşkanı’nca tek başına alınmıştır. Çekilme kararı aynı zamanda TBMM’nin görevini yerine getirmesini engellenmesi anlamına da gelmektedir. İnsan haklarına ilişkin anayasal kazanımlar Anayasa’nın yasama organına tanıdığı düzenleme yetkisinin de sınırlarını oluşturur. Anayasa Hukuku Araştırmalar Derneği üyeleri olarak kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin baş nedeni olarak toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadelenin devletin tüm organlarının pozitif yükümlülüğü olduğunu hatırlatır, Anayasa ve insan haklarına aykırı bu kararın ve sürecin her zaman takipçisi olacağımızı bildiririz.

ÇANAKKALE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İNİSİYATİFİ: Çanakkale İstanbul Sözleşmesi bir gecede kuruldu, çekilme kararını öğrendiğimiz günün ertesi günü bu inisiyatifi kurduk. Günlerce alanları terk etmedik, yüzlerce imza topladık ve bir irade ortaya koyduk, bu irade anayasal hukuk devletinde yaşama iradesiydi. Provokasyonlarla mücadelemizi zorlaştırmaya çalışarak, bizi sıkıştırmaya çalışarak bu iradeyi kıramazsınız. Çünkü anayasal bir hukuk devletinde yaşamak, özgürce eşit haklara sahip şekilde yaşamak irademiz sonsuzdur, çok güçlüdür. Asla vazgeçmiyoruz, susmuyoruz korkmuyoruz.

Her gün kız kardeşlerimiz aramızdan bir bir koparılırken hepimizin hayatının yegane güvencesi olan İstanbul Sözleşmesin Cumhurbaşkanının tek başına aldığı hukuksuz karara karşı savunmak hepimizi için utanç verici. Bu hukuksuzluğu tanımıyoruz. İstanbul Sözleşmesini savunmaktan vazgeçmiyoruz.

KÖRFEZ BAĞIMSIZ KADIN DAYANIŞMASI-SÜHEYLA DOĞAN: Kadınların hayatları ile daha fazla oynamayın. Cumhurbaşkanı kararı hukuksuz ve hükümsüzdür. TBMM iradesi hiçe sayılmıştır. Meclis’in iradesi tek kişiye devredilemez. İstanbul Sözleşmesi bizim için yürürlüktedir. İstanbul Sözleşmesi’nden de toplumsal cinsiyet eşitliğinden de temel hak ve özgürlüklerimizin esas güvencesi olan mücadelemizden de vazgeçmiyoruz. Bugün buraya sözleşmeden çekilme kararının hukuksuz olduğunu Danıştay hakimlerinden duymaya geldik, iptal kararının verilmesini ve kararın hemen bugün açıklanmasını talep ediyoruz. Danıştay hakimlerine sesleniyoruz; kadınlara ve Türkiye’ye daha fazla zarar vermeyin ve daha fazla vakit kaybettirmeyin. Her gün en az 3 kadının öldürüldüğü ülkemizde kadınların hayatları ile daha fazla oynamayın.

TTB BAŞKANI ŞEBNEM KORUR FİNCANCI: Hekimler olarak, TTB olarak bu sözleşmenin önleme, koruma, kovuşturma ve destek mekanizmalarının her aşamasında yer alıyoruz, almak zorundayız. Halk sağlığı için en önemli tehditlerden biri olan cinsiyetçi şiddete karşı mücadele etmek hepimizin boynunun borcudur. Bu cinsiyetçi şiddeti önleme mekanizması olarak iddia ettikleri 6284’ün yalnızca aileyi koruduğunu ve bizleri korumadığını biliyoruz. Bu mücadeleyi sürdüreceğiz ve yalnızca varlığı değil sözleşmenin tüm basamaklarının hayata geçirilmesi için mücadelenin tam da içinde tüm kız kardeşlerimizle birlikte mücadele edeceğiz. Susmuyoruz, korkmuyoruz itaat etmiyoruz.

TMMOB KADIN ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI BUKET ÇELİK: Anayasal ve insan haklarımızın sürekli ihlal edildiği hukuksuzluğun arttığı, kadınların taleplerinin yok sayıldığı karanlık günlerden geçiyoruz, gün sorunların esasına karşı da mücadele günüdür. Kamuoyunu yanıltmak için sözleşmenin içeriğini bilinçli olarak manipüle edenler, kadınlara, LGBTİ’lere şiddeti cezasız bırakanlar, tahrik indirimi uygulayarak failleri ödüllendirenler bu cinayetlerin suç ortağıdır. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi yönündeki çalışmalarda en önemli yasal dayanak olan İstanbul Sözleşmesi’nin simgesel ve politik kararlarınıza alet edilmesini istemiyoruz, buna izin vermeyeceğiz. Kadına yönelik şiddeti ve şiddeti tolere eden politikaları tolere etmiyoruz. Sistematik hale gelen kadın cinayetlerinde faillere uygulanan tahrik indirimleri üzerinden iktidar eliyle toplum mühendisliği yaratılmakta bu yüzden kadın cinayetleri politiktir. Eşit, özgür, sömürüsüz bir yaşam için haklarımızdan, özgürlüklerimizden, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.

ANKARA DİŞ HEKİMLERİ ODASI GENEL SEKRETERİ GAMZE BURCU GÜL: 28 Nisan’dan beri buradayız ve her geçen gün sayımız artıyor. Çok uzun süredir kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa karşı toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan ulusal ve uluslararası hukuksal ve kamusal tüm haklarımıza ciddi bir saldırı var bu eril iktidar tarafında. Ama bu kadar saldırı ve baskı bizim gücümüzü, dayanışmamızı daha da artırıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden, haklarımızdan, hayatlarımızdan elbette vazgeçmeyeceğiz. Çoğunluğu kadın olan mesleğimizde kendi can güvenliğimizden endişe ederek çalışıyoruz sadece kadınları değil şiddete uğrama ihtimali olan, şiddete uğrayanları koruyan İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak için buradayız.   

BODRUM KADIN DAYANIŞMA DERNEĞİ: Çok büyük laflar etmeyeceğim zaten kazanılmış haklarımız da demeyeceğim. Kürsüde de konuşacağız diyerek Kadın Hakları Beyannamesi’ni yazan kadınlar o günden beri eşit yurttaş eşit cins olma mücadelesi veriyor. Kimseden onay almadı kimse lütfetmedi. Oy, boşanma, nafaka, siyasete katılma hakkımızı evlerde direnerek elde ettik evde kocaya, babaya, ataya direnmeyi biliyoruz bir adamın kararına mı direnmeyeceğiz? Danıştay gereğini yapabilir, erkekler iktidarda biz de evlerden, sokaklardan her yerden gereğini yaparız, o koltukları devralırız.

KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURACAĞIZ PLATFORMU GENEL TEMSİLCİSİ GÜLSÜM KAV: Bu yolları gelmek zorunda mıydık, evet, biz görevimizi yapıyoruz. Bu kadar önemli bir hakkı bu kadar küçük bir alana sıkıştırıyorlar ya bizi; dünya çapındaki haklarımızı ve mücadelemizi bizi burada sıkıştırarak ortadan kaldıracağınız sanmayın. Sözleşmeye karşı olan çok küçük bir azınlık, çoğunluk biziz ve bu evrensel bir haktır. Siz kadınların hayatını bu kadar zorlaştırmamalısınız, bu çok büyük bir hata ve vebal. Sözleşmeden el çekildiğinden beri her gün nasıl haberlere uyanıyoruz? Sadece kadınların değil toplumun hayatı karartılıyor. Savaş altındaki Ukrayna bile sözleşmeye imza attı, hiç utanılmıyor mu bundan? Her gün yaşadığımız somut kayıplara, kadın kayıpları bile eklenebilir eğer Danıştay görevini yapmazsa. Her tür hukuksuzluğun önünü açacak ve kapatacak olan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili karardır bu. Türkiye’nin nasıl bir rejimle yönetileceğinin kararını verecekler. Biz dünya çapındayız, asla yalnız yürümeyeceğimizi biliyoruz.

PİRSULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ KADIN MECLİSLERİ: Sizin o küçük, karanlık dünyanıza kadınlar sığmaz, biz örgütlü mücadelemizle bu karanlığı aydınlatacağız, sizlere aydınlığın nasıl geleceğini kadınlar gösterecek. Koruyamadığınız kadınları güvenlik gerekçesi ile engelliyorsunuz ya biz bu duvarları yıkacağız. Katledilen hiçbir kadının hesaplaşması bitmeden ölmeyeceğiz. Siz korkularınızla kapandığınız saraylarda kalacaksınız, İstanbul Sözleşmesi ile biz kadınlar bir adım daha öne çıkıyoruz.

KUZEY EGE KADIN MECLİSİ: Biz bu kadar değiliz, Türkiye’nin her yerinden kadınlar bizi bekliyor. Anadolu’nun tarihi kadınların direngenliği ile doludur. Siz kimsiniz bizim hakkımızda kararlar veriyorsunuz, bizim ölüm fermanlarımızı yazıyorsunuz? İnsanlık tarihi de zalimlerin zulümlerinin, devirlerinin bir zaman döndüğü ile doludur. Danıştay’ın sayın hakimleri, kanunlara uyacağınıza yemin ettiniz o zamana uyun. Bu hukuk bir gün size de lazım olur. Kadınlar öldürülüyor seyirci kalıyorsunuz ama bizler yine de hukuka inanıyoruz ama aksi bir şey çıkarsa direnmeye devam edeceğiz kimse bizi yıldıramayacak.

AYDOS DERNEKLER FEDERASYONU KADIN KOMİSYONU: Bir şeyi unutuyorlar zamanında Halide Edip Adıvar kimden izin aldı, milli mücadelede kadınlar kimden izin aldı? Biz de onların torunlarıyız. Bugüne kadar kimden izin aldık? Olmadı mı, bu sefer bunu dayatanları indirerek kararımızı ortaya bıçak gibi koyacağız. Yaşasın kadın, yaşam, özgürlük.

TRAKYA EŞİK PLATFORMU: Bir kişinin çıkardığı fesih kararı Türkiye’de zaten reddedildi, biliyoruz Danıştay’da da reddedilecek ama reddedilmezse de kadınlar açısından bu dava kazanılmıştır.

HDP KADIN MECLİSLERİ SÖZCÜSÜ AYŞE ACAR BAŞARAN: Biz kadınlar aylardır sokaklarda, Meclis kürsüsünde ve Danıştay’da, mahkeme salonunda İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararını tanımadığımızı ilan ediyoruz. Her gün sözleşmenin neden hayati olduğunu anlatıyoruz ve yaşamlarımızda bunu duyumsuyoruz. Her gün bu ülkeden en az bir kadın katlediliyor ve iktidar, kolluk katilleri engelleyeceğine kadınları engelliyor. Biz HDP olarak bütün kadın örgütleriyle sokakta, alanda, meydanda, yaşamın bütün alanında direnmeye, İstanbul Sözleşmesi’ni sahiplenmeye, uygulatmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu bizim kazanımımız, başarı kadınların mücadelesi ile olacak.

CHP KADIN KOLLARI GENEL BAŞKANI AYLİN NAZLIAKA: Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi tek adam tarafından feshedildiğinde, Resmi Gazete’de yayınlandığında tarihler 21 Mart 2021’i gösteriyordu. O günden sonra birçok kişi, kurum Danıştay’a başvuruda bulundu. Danıştay’ın 3 ay 10 gün bu hukuksuzluğa dur emek için zamanı vardı ama demedi; o günden bugüne 500 kız kardeşimiz katledildi. Bizler o günden beri buradaydık; CHP’nin Türkiye’nin dört bir yanında gelen Kadın Kolları ile buradayız. Artık bugün Danıştay’ın bu hukuksuzluğa dur demesini bekliyoruz. Ve şu da bilinsin; kadınlara sürtük diyenlerin burnunu ilk seçimlerde sürteceğiz.

 

Kaynak: anka