İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında hazırladığı onuncu ve son raporunda, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’nın karbon nötr kıta olma hedefinin makine sanayii sektörünü önemli ölçüde etkileyeceği belirtildi. Raporda, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü koruması için endüstrisinin daha yeşil, döngüsel ve dijital olması gerektiğine vurgu yapıldı.

İSO, bünyesindeki 55 meslek komitesinin gruplandığı 10 ayrı sektör için küresel pazarda yüksek katma değer üretmek ve sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırmak amacıyla hazırladığı rehberlerden 10'uncusu makine, aksam ve metal eşya sanayii sektörü için açıkladı.

‘İSO Makine, Aksam ve Metal Eşya Sanayi Raporu’nda, öncelikle Avrupa Birliği’ni (AB) 2050 yılına kadar iklim nötr kıtaya dönüştürme stratejisi olan Avrupa Yeşil Mutabakatı ve bu çerçevede karbon kaçağını azaltmak hedefiyle geliştirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nın (SKDM) ilk etapta 5 sektör (çimento, alüminyum, gübre, elektrik, demir ve çelik) üzerinde uygulanacağına ve makine, aksam ve metal eşya sanayiinde kullanılan ham madde içeriği sebebiyle sektör özelinde karbon maliyeti riskini gündeme getireceğine dikkat çekildi. Raporda, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’nın karbon nötr kıta olma hedefi kapsamında makine sanayiinin önemli ölçüde etkileneceğinin öngörüldüğü, yine AB tarafından yayınlanan Yeni Sanayi Stratejisi doğrultusunda küresel rekabet gücünü korumak için endüstrinin daha yeşil, döngüsel ve dijital olması gerektiği yer aldı.

“SEKTÖR HAVA VE SU KİRLİLİĞİ YARATIYOR”

Raporun Sürdürülebilirlik Öncelikleri-Çevre başlıklı bölümünde, geniş bir kapsama sahip olan makine, aksam ve metal eşya sanayiinde, inşaat makinelerinin tek başına dünya çapında yıllık 200 milyar dolardan fazla gelire sahip olduğu, kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmamasının doğa üzerinde baskı, ekonomik faaliyetler üzerinde de tehdit oluşturduğu yer aldı. Endüstriyel makinelerin büyük miktarlarda çelik, demir, alüminyum, cam, plastik ve diğer malzemeler kullanılarak üretildiği, bu ham maddelerin çıkarılması ve üretimi ile endüstriyel makine imalatının hava ve su kirliliği dahil olmak üzere çevresel dışsallıklar yaratabildiği vurgulandı.

“DOĞRUDAN VE DOLAYLI SERA GAZI EMİSYONLARI AZALABİLİR”

Makine sektörünün üretim sürecinde enerji verimliliğini artırarak ve alternatif enerji kaynaklarını kullanarak işletme giderlerini ve doğrudan ve dolaylı sera gazı emisyonlarını azaltabileceğine dikkat çekilen raporda, ayrıca makine sektörünün dijitalleşmesinin sektörün enerji tüketimini azaltma konusunda yeni bakış açıları benimsemesi için de bir fırsat olarak değerlendirilebileceği belirtildi.

“ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ PARÇALARLA MALİYET TASARRUFU MÜMKÜN”

Raporda, kullanılan mevcut makinelerin çoğunun karbon yayan çevre üzerinde olumsuz etkileri bulunan dizel ve benzinle çalışan mekanik tahrik sistemlerinden oluştuğu, üreticilerin de çevre üzerindeki bu olumsuz etkileri azaltmak için alternatif yakıtlar kullanmaya başladığı dile getirildi. Hidrojen gibi daha düşük karbonlu yakıtlar ve piller/yakıt hücreleri ile çalışan elektrikli sistemlerinin son yıllarda en çok tercih edilen iki seçenek olarak ortaya çıktığı dile getirildiği raporda, makine, aksam ve metal eşya sanayiinin ömrünü tamamlamış parçaları yeniden kullanarak maliyet tasarrufu sağlayabileceği kaydedildi. Aynı şekilde yeniden kullanım ile sanayi sektöründe malzemelerin tekrar kullanımının sağlanarak döngüsel ekonomi modeline geçişin gerçekleştirilebileceğinin altı çizildi. Böylece yeniden üretilmiş ürünler ve hizmetler sunarak ham madde talebinin azaltılacağı, üretim maliyetlerinin düşürülerek yeni satış kanallarının oluşturulabileceği belirtildi.

AVRUPA YEŞİL MUTABAKAT’IN SEKTÖRDEN BEKLENTİLERİ

Rapora göre; makine, aksam ve metal eşya sanayii özelinde Avrupa Yeşil Mutakabatı’nda öne çıkan konu başlıkları şöyle: 

- "Makine malzemelerinin onarılması, yeniden kullanılması ve geri dönüşümü;

- Makine takımlarının çevresel değerlendirmesine ilişkin ISO 14955 (Environmental evaluation of machine tools) ilkeleri kapsamında özellikle tasarım aşamasında çevresel performansların en üst düzeye çıkarılması;

- Sektörde yeni iş birliği biçimlerinin ve stratejik değer zincirlerine yapılan yatırımların teşvik edilmesi;

- Düşük karbon endüstrileri, bulut tabanlı endüstri uygulamaları;

- Makine takımlarının dijitalleştirilmesi-Uzaktan Varlık Yönetimi, Dijital İkiz, Öngörücü Bakım ve Otomasyon vb. özellikler;

- Katmanlı üretim teknolojileri ve üretilen parça verimliliği;

- Üretim süreçlerinin daha yalın hale gelmesi;

- Döngüsel ekonomi uygulamalarının geliştirilmesi."

Kaynak: anka