SERDAR ÜNSAL

Ağrı Dağı’nın eteklerinde besicilik yapan Iğdırlılar, artan maliyetler nedeniyle hayvanlarını yok pahasına satmak zorunda kaldıklarını söylediler. Besici Medeni Aydın, "Destekler var ama yetmiyor, yemler yüksek. 30 hayvandan beş hayvan inmiş durumdayız. Kesime gönderiyoruz. Doğuran hayvan olmadıktan sonra hayvancılık bitecektir” dedi. Orhan Günaydın ise "18 hayvanım vardı. Sattım, yedi tane kaldı. Yem almak için 5-6 bine sattım. Hayvanlar aç kalınca kısır kaldılar, kesime gittiler. Mecbur sattım, yemini karşılayamıyoruz" diye konuştu.

Iğdır’ın Tuzluca ilçesinde, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Tuzluca İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Buzağı, Kuzu ve Oğlak Güzellik Yarışması düzenlendi. Bu yıl üçüncü kez düzenlenen yarışmaya katılan besiciler, artan maliyetlerden yakınarak hayvanlarını yok pahasına satmak zorunda kaldıklarını söylediler.

"BENDE 30 HAYVAN VARDI, ŞU ANDA 5’E İNDİ. BESLEYEMİYORUM, ALTINDAN KALKAMIYORUM"

Iğdır'da besicilik yapan Medeni Aydın, şunları söyledi:

"Hayvancılık durumu şu anda çok kötü. Şartlar bizi baya zorluyor. Maliyetler çok yüksek, fazla. Yem olsun, kaba otlar, yemler olsun... Bende 30 hayvan vardı, şu anda beşe indi. Besleyemiyorum, altından kalkamıyorum. Süt burada 4-5 lira, sütümüz para etmiyor. Mera sisteminden de faydalanılmıyoruz. Çoğunlukla içeride veya bahçelerde, yoncalarda besliyoruz. Bu da maliyetleri artırıyor, besleyemiyoruz. Altından kalkamıyoruz. Ayakta durmaya çalışıyoruz. Çiftçilik de geri gitti. Ben, 20-30-40 dönüm ektiğim yerde bu sene 10-15 dönüm ektim. Girdi maliyetleri fazla, en önemlisi yakıt. Bizi en çok yıpratan yakıttır. Bizim belimizi kıran yakıttır. Destekler var ama yetmiyor, yemler yüksek. 30 hayvandan beş hayvan inmiş durumdayız. Kesime gönderiyoruz. Doğuran hayvan olmadıktan sonra hayvancılık bitecektir. Erkek hayvan iyi para ediyor. Peki dişi hayvan ne olacak? Beklentimiz, bize yakıt desteği, yem desteğidir. Bakanlık küpe olayı çıkarmıştır. İki yaşında doğurması lazım, bizde üç yaşında doğuruyor. Bizim desteğimizi de kesmiştir. Babadan devraldım bu işi, böyle giderse biz de yavaş yavaş bırakacağız, fabrikalara gidip iş bulup çalışacağız. Üç çocuğum var, okula gidiyorlar, onları başka işe yönlendiriyorum ki ekmek yesinler. Ben, ekmek yiyemiyorum. Kime sorsan kimse bu işin altından kalkamıyoruz. Geçinemiyoruz. Hayvancılıkta ekmek yok. Bir bağ yonca 100 lira, arpa öyle. Ben ekemiyorum. Traktörüme mazot dayanmıyor. Depomu dolduramıyorum, deposu 2 bin 200-2 bin 400 TL. Sonbahardan beri depomu dolduramıyorum. Her seferinde 200-300 liralık alıyorum. İşimi yapamıyorum bile. Gidiş çok berbat, böyle giderse hayvan da kalmayacak ve çiftçi de kalmayacak. Bir köyde binden fazla büyük baş vardı şimdi 100’e indi. Benim Pirli köyünde 500 küçükbaş hayvan satıldı. Küçükbaş hayvancılık da bitiyor."

"HAYVANLAR AÇ KALINCA KISIR KALDILAR, KESİME GİTTİLER. MECBUR SATTIM, YEMİNİ KARŞILAYAMIYORUZ"

Orhan Günaydın ise şöyle konuştu:

"Hayvan zarar ediyor. Ottan dolayı devlet bize destek vermedi. Zamansız destek veriyor, sonbaharda vermesi gerekirken şimdi veriyor. Bizim gelirimiz tarım ve hayvancılıktır. 18 hayvanım vardı. Sattım, yedi tane kaldı. Yem almak için 5-6 bine sattım. Hayvanlar aç kalınca kısır kaldılar, kesime gittiler. Mecbur sattım, yemini karşılayamıyoruz. Vatandaşı düşünmüyorlar. Bunları yapan da büyük şirketlerdir. Türkiye’yi kalkındırmak istiyorsak zamanında destek verecek, sonbaharda destek verip tarıma özendirilecek. Güzel hayvancılık yapıp ihracat yapacağız, dışarıdan almayacağız."

Orhan Karaçelik de "Zarardayız, bir torba yem 300 lira. Zordur artık geçim, zordur. Doğan hayvanları kesime gönderdik, yapamıyoruz. Besicilik öldü, besiciliği en kısa sürede bırakacağız. Ne yapacağımızı Allah bilir. Yem fiyatları, arpa fiyatları düşmeli. Gübre fiyatları düşsün. Ot alamıyoruz, saman alamıyoruz. Yem pahalıydı, bakamayınca yedi hayvanımı kesime verdim" dedi.

Kaynak: anka