SERDAR ÜNSAL

Iğdır Barosu’na kayıtlı Avukat Murat Sürmeli, eski bir müvekkili tarafından bürosunda saldırıya uğradı. Saldırı, Iğdır Barosu önünde yapılan açıklamayla kınandı.

Açıklamaya Iğdır Barosu Başkanı Serkan Alakan ve çok sayıda avukat katıldı. Serkan Alakan, açıklamada şunları söyledi:

“Bugün burada, bir meslektaşımızın mabedi sayılan kendi ofisinde saldırıya uğramasını kınamak için toplandık. Duyarlılık göstererek buraya katılan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Meslektaşımız çok yıllar önce şüpheli şahıs tarafından azledilmiş, üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra bir bahane ile ofisine davet edilmiş ve ofisinde darp edilmiştir. Söz konusu şahıs daha sonra adliyeye sevk edilmiş ancak ‘Adalet mülkin temelidir’ yazan duruşma salonundan adli kontrol şartıyla elini kolunu sallayarak çıkmıştır. Üzülerek söylüyorum; belki sağda ve solda bunu da övünerek anlatıyordur. Dolayısıyla yargının üç sacayağından biri olan avukatlara yapılmış bu eylemi kabul etmemiz mümkün değil. Avukata yapılan bu saldırı karşısında adli kontrol kararı verilirken yargının diğer sacayağı olan diğer paydaşlara benzer bir saldırının yapılması durumunda aynı kararın verilmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla yapılan bu saldırıyı kınıyoruz.”

Yapılan saldırı ile ilgili Iğdır Barosu adına basın açıklamasını okuyan İrem Özce ise şunları söyledi:

“Iğdır Barosu’na kayıtlı kıymetli meslektaşımız Avukat Murat Sürmeli. 03 Eylül 2021 tarihinde saat 08:40 sularında eski müvekkili tarafından hukuki işlerini yürüttüğü ofisinde sözlü ve fiziki saldırıya uğramıştır. Meslektaşımızı yaralayan ve sözlü saldırıda bulunan şahıs, meslektaşımızın eski bir müvekkili olup sabah saatlerinde ofisine gelerek meslektaşımıza saldırmış; ‘Şerefsiz seni öldüreceğim’ diyerek meslektaşa tehdit ve hakaretler yağdırmıştır.

Meslektaşımızın yüzünde ve vücudunda yaralanmalar olup bu duruma meslektaşın ofisinde bulunan diğer bir müvekkili de şahit olmuştur. Bu olay nedeniyle meslektaşımıza Iğdır Barosu ve tüm avukat camiası adına geçmiş olsun dileklerimizi sunmaktayız.

“HAKİM VEYA SAVCININ BAŞINA GELMİŞ OLSAYDI ÇOK FARKLI BİR TUTUM OLACAĞI AŞİKARDIR”

Avukatlara son zamanlarda gittikçe sayısı artan şiddet eylemleri ile bu eylemler karşısında yargının tutumu, hukuk insanları olarak bizleri endişeye sürüklemektedir. Zira şahıs, adli kontrol yükümlülüğü ile serbest bırakılmıştır. Meslektaşımızı ölümle tehdit eden ve kendisini yaralayan şahıs şu anda dışarıda serbest bir şekilde hayatına devam etmektedir. Fakat belirtmek isteriz ki bu olay hakim veya savcı mesleğinden bir meslektaşımızın başına gelmiş olsaydı çok farklı bir tutum olacağı aşikardır.

Tutuklama kararı verilmesi su götürmez bir gerçek olacaktı. Şüpheli şahıs hakkında tutuklama kararı verilmemesi vicdanları zedelemiştir. Yargının üç ayağından olan savunma makamının ötelenmiş olduğunu görmekteyiz. Ünlü savcı Bellard, ‘Erdem toplumdan kovulsaydı son sığınağı avukatların yanı olurdu’ demiştir.

Şiddetin her türlü halinin mevcut olduğu bu düzende savunma makamı, halkı normalleştirmeye çalışan, demokrasiyi tesis etmeye çalışan, hukukun üstünlüğünü egemen kılmaya çalışan bir makamdır.

Bu ülkede demokrasiyi en çok isteyen, hukukun üstünlüğünün sağlanması için en çok çaba harcayan meslek mensuplarından biriyiz. Fakat son zamanlarda şiddete uğrayanlar da biziz. Unutulmamalıdır ki; ‘Herkes için adalet, adalet için avukat’ sözü hayatın gerçekleri içinden çıkmıştır.”

"YARGININ TUTUMU CAYDIRICI OLMALI"

Avukat Özce, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 57. maddesinde, “Avukata karşı işlenen suçlar” başlığı altındaki, “Görev sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümler uygulanır” hükmünü anımsatarak şöyle devam etti:

“Fakat bir hakim meslektaşımız aynı olayı yaşamış olsaydı caydırıcılık açısından farklı bir tutumun olacağını da bilmekteyiz. Sayın hakim ve savcı meslektaşlarımız yargının üç sacayağından biri olan avukatların haklarını üstün hak olarak gözetiniz, zira savunma makamının her zaman siz dahil tüm insanlık için ihtiyaç elzeminde olduğu unutulmaması gereken bir gerçektir.

Tüm bu olayların bir daha yaşanmaması ve yargının tutumunun daha çok caydırıcı olması temennisiyle bir kez daha sayın meslektaşımız Murat Sürmeli’ye geçmiş olsun dileklerimizi sunarken olayı takip edeceğimizi, meslektaşımızın sonuna kadar yanında olduğumuzu ve olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

 

 

Kaynak: anka