SEYFİ ÇELİKKAYA

(YOZGAT)- Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından açıklanan hububat taban fiyatı Yozgat çiftçisini memnun etmedi. Çiftçiler, taban fiyatın girdi maliyetlerinin çok altında kaldığını belirterek, fiyatların yeniden gözden geçirilmesini istediler. Kuraklık, sel, haşereden sonra çiftçiye bir darbenin de maliyetin altında açıklanan taban fiyatla vurulduğuna işaret ettiler.

TMO tarafından açıklanan buğday ve arpa alım fiyatları üreticinin beklentisinin çok altında kaldı. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçinin eline ton başına ekmeklik buğdayda 9 bin 250 lira, arpada ise 7 bin 500 lira geçeceği belirtilirken, Yozgat çiftçisi alımların önceki yıllarda olduğu gibi verilen fiyatın çok altında kalacğını düşünüyor.

Türkiye’nin en fazla hububat üretimi yapılan bölgelerinden Yozgat’ta çiftçinin üst üste yediği darbeler nedeniyle, fiyatların gözden geçirip yükseltilmemesi ve gerekli tedbirlerin alınmaması halinde, çiftçinin ayağa kalkmasının mümkün olmadığı kaydedildi.

"Sade mazot dönümde 600 lira, şu tarlanın vereceği 100-150 kilo"

Yozgat Merkez Lök Köyünden Çiftçi Hakan Kaya, açıklanan taban fiyatın çok düşük olduğunu, maliyetleri bile kurtarmayacağını belirterek, şöyle dedi:

CHP'den sokak hayvanlarıyla ilgili kanun teklifine muhalefet şerhi: "Sokak hayvanlarının popülasyonuyla aktif mücadele edemeyen AKP, çözümü yok edilmesinde bulmuştur" CHP'den sokak hayvanlarıyla ilgili kanun teklifine muhalefet şerhi: "Sokak hayvanlarının popülasyonuyla aktif mücadele edemeyen AKP, çözümü yok edilmesinde bulmuştur"

"Çiftçilikle uğraşıyorum. Nohut, buğday, arpa, onunla uğraşıyoruz. Bu sene bir haşere oldu tarlalarımıza. Aldığımız ilaçlar çok pahalı. İşte görüyorsunuz bit var, süne var, şu var, bu var. Bizim aldığımız ilaçlar çok pahalı, haddinden pahalı. En ufak bir süne ilacı alayım dese veya pas ilacı alayım desen 800 liradan 2 bin liraya kadar var. O da en fazla 10 dönüm, 15 dönüme gidiyor. Devletimizde buğdayın taban fiyatını çok çok düşük açıkladı, bizim beklentimizin çok altında açıkladı. Şu tarlayı biçene kadar sadece ve sadece mazot gideri 14-15 litre. Biz bu mazotu 45’e de aldık, 40’a da aldık, 42’ye de aldık. Ortalama 40 liradan bahsedersek 600 lira dönümde sade mazot yaktık, tohumu saymıyoruz, gübreyi saymıyoruz, ilacı saymıyoruz, biçerdöver biçim parasını saymıyoruz. Sade mazot dönümde 600 lira, şu tarlanın vereceği 100- 150 kilo. Bizim köyümüz kıraç. Biz başka köyü bilmeyiz. Kendimizden bahsediyoruz. 100 kilo, iyi verirse 200 kilo, 250 kilo arasında olur. Biz bunu tüccara götürdüğümüzde devlet 9 bin 700 açıkladı, tüccarın alacağı 7 lira, 7.5 lira. 45 günde para ödenecek.

"Tüccara götürsek 6, 7 liraya alır. Biz ne yapalım?"

Yedinci ayın 29’unda kooperatif bizden aldığımız ürünlerin parasını istiyor, gübredir, mazotu şudur, budur. Bizim buraya yedinci ayın 20’sinde biçerdöver anca giriyor, bunu satalım, ofise götürelim, şu bu derken biz Ağustos’un 1'inde ancak götürürüz. 45 günde Eylül’ün 15’inde ancak para alırız. Şimdi 45 gün orada faiz yiyoruz. Artı bir de buğday ucuz veriyoruz. Tüccara götürsek bunu alacağı 6 lira, 7 lira. Biz ne yapalım? Yani bizim geçinme hakkımız yok mu? Bizim gübremiz ucuz olsa, mazotumuz ucuz olsa, ilacımız ucuz olsa bizden 7 liraya alsın devlet, 8 liraya alsın devlet, hiç önemli değil. Ama bizim aldıklarımız pahalı oluyor, sattıklarımız ucuz oluyor. Tamam enflasyonu düşürelim diyor. Tamam, hep beraber millet olarak düşürelim, devlet olarak düşürelim. Bugün herkes huzur hakkı alıp da efendim bolluktan şeyde yaşarken Türkiye'nin esas karnını doyuran çiftçiler rezil kepaze olacaksa bu da adalet değil bence, bilmiyorum yani. Şimdi Ukrayna'dan bir gemi ayçiçek gelince ışık gösterileri yapıyoruz, Ukrayna'yı zengin ediyoruz. Ya sen bana ver desteği çekirdek nasıl üretilirmiş, kaliteli buğday nasıl üretilirmiş sen onu bir gör. Sen Türk çiftçisine bir ver. Ondan sonra kaliteyi de gör, verimi de gör, üretimi de gör. Ziraat odası var; Türkiye'nin en ücra köşelerinde ziraat odaları var. Devletimiz bize ziraat odalarına her yıl para ödettiriyor. ÇKS kaydı, şu kaydı, bilmem şu. Ziraat odası ne işe yarıyor? Bugün burada ben sizinle konuşmayacağım, Ziraat Odası varacak mecliste mi, Tarım Bakanlığı'nda mı? bizim hakkımızı arayacak. Bizden para alıyorsa, bizim hakkımızı onlar arayacak."

"Kuraklık bir tarafa, yokluk bir tarafa bindi"

Çiftçileri Bekir Özdemir ise, "Devletimizin yapmış olduğu buğday açıklaması fiyatları bir simit dahi etmiyor. Bir litre mazotu 45 liraya alırken çiftçi, 300-500 gram ilacı bin liraya, iki bin liraya alıyor, mağdur oldu, çırpınıyor. Kuraklık bir tarafta, yokluk bir tarafa bindi. Vatandaş perişan. Traktörün altına lastik alamıyor. Bugün traktörün altına bir çift lastik almak için 120 bin lira para istiyorlar, yani yazık yani. Devletimiz mazotumuzda, gübremizde biraz indirim yaptığı zaman çiftçinin de karnı ekmeğe doyar, halkımızın da karnı ekmeğe doyar. Bir markete bir manava girip de ayçiçek yağına bakıyor şehirli, 200 lira, 300 lira, 500 lira. Alırken elini uzatırken geriye çekiyor. Yazık günah. Devletimiz bilmiyorum ne yapar, nasıl eder ama çiftçiyi korursa halkı tüm korumuş olur" diye konuştu.

"Tüccar da ne kadar düşük alırsa o kadar bize zarar oluyor"

Çiftçilerden Atilla Karabacak da, "Bu sene kuraklık nedeniyle böcek veya haşeret devam ediyor. Bir de Toprak Mahsulleri Ofisi'nin açıkladığı taban fiyat çiftçiye göre çok düşük. Yarın ekinimizi biçtirip Toprak Mahsulleri Ofisine varınca almıyor. Devletin açıkladığının çok çok altında alıyor. Yemliği dahi almıyor. Beş liraya düşürüyor, çiftçi mağdur kalıyor. Bunun için devletimiz bu taban fiyatı verdiyse ofise de vardığımızda bu buğdayımızı o fiyattan alması lazım. Almayınca çiftçimiz mağdur oluyor. Tüccarın eline düşüyor. Tüccar da ne kadar düşük alırsa o kadar bize zarar oluyor. Onun için devletin büyüklerinden, Tarım Bakanımızdan, Cumhurbaşkanımızdan destek istiyoruz" dedi.

"Çiftçi hiçbir şekilde belini doğrultma şansı yok"

Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz de, açıklamasında şunları söyledi:

"2024 yılı, hububat fiyatları açıklandı. Çiftçiye büyük bir darbe olarak görüyorum çünkü maliyeti dahi kurtarmıyor. Biz maliyet açıkladık, gerek Ziraat Odası Genel Merkezi gerek odalar, gerek ziraat mühendisleri. Şu anki verilen fiyat bizim gördüğümüz kadarıyla çiftçinin ürettiği ürünü bir yıldır dağıttığı parayı ancak toplayacak halde. 10 bin lira, 11 bin lira buğdayın şu anki maliyeti. Bunu sayın yetkililerimiz, büyüklerimiz tekrar düşünüp buna değerlendirme yapmaları lazım. Yeni bir duyuma göre, ithal buğdayı durdurdular, ihracatı açtılar. Buğdayı kırıp, arpa olaraktan tüccarlar devreye girsin diye. Bu fiyatın düşük açıklamasını benim gördüğüm kadarıyla buna bağlıyorum ama bu çiftçiyi gerçekten büyük sıkıntıya düşürür. Çiftçinin hiçbir şekilde belini doğrultma şansı yok. Biliyorsunuz 2024 yılı bir dönem kuraklık olarak geçti, öyle bir darbe yedi çiftçi. Onun akabinde yağmurlar yağdı, sel falan ondan bir darbe yedi. Şimdi de hububatta bir böcek olayı var, pire dediğimiz olay, ondan da bir darbe yiyor. Çiftçi 2024 yılında zirai mücadelede çok büyük para harcadı, o da bir yük oldu çiftçinin üstüne. Bu şekilde hububat fiyatı bizi kesinlikle memnun etmedi. Kesinlikle üreten kişiyi hiçbir şekilde memnun etmedi. Sayın büyüklerimizden, yetkililerimizden, Tarım Bakanımızdan, hassasiyetle Cumhurbaşkanımızdan bunu bir daha gözden geçirmesini arzu ediyoruz. Ben iddia ediyorum bu baş fiyat açıklananlar, buğday 7 bin 500, 8 liraya satılacak, yemlik buğday. Bu da çiftçinin gerçekten maliyeti değil. Bu şekilde çiftçilik yapılmaz. Hayvancılıkta da aynısını yaptı. Et düşüyor, et düşüyor bugün kurbanlar satılmıyor. Çiftçiye bir de buradan darbe geldi. Ziraat Bankası borcumuz var çiftçimizin, Tarım kredi borcu var. Veresiye yem aldı. Bu çiftçinin ayağa kalkma şansı yok, büyük bir darbe oldu. 2024 yılı üreticinin hüsran yılı oldu. Bunu tekrar gözden geçirip, yeniden bir tespit yapılıp, çiftçiyi mağdur etmemelerini arzu ediyoruz."

 

Kaynak: anka