HDP Ankara İl Başkanlığı’nın, İran’da başörtüsünü tam kapatmadığı gerekçesiyle gözaltına alınan Mahsa Amini’nin şüpheli ölümünü protesto etmek için İran Büyükelçiliği önünde yapmak istediği basın açıklamasına polis izin vermedi. Basın açıklamasını partisinin genel merkezi önünde yapan HDP Kadın Meclisi Üyesi Deniz Keleş, “İran’da 1979 yılından beri uygulanan yasalar, kadın düşmanlığı üzerinden inşa edilmiştir. Kadınlara başörtüyü dayatan, kadınların yaşamlarına, giyimlerine, davranışlarına her türlü müdahaleyi hak gören, İslami kurallara uymadıkları gerekçesiyle kadınları darp eden, katleden bu rejim, yok olmaya mahkumdur” dedi.

HDP Ankara İl Başkanlığı, Mahsa Amini’nin İran’daki şüpheli ölümünü bugün İran Büyükelçiliği önünde protesto etmek istedi. Ancak polis, HDP’lilerin büyükelçilik önünde basın açıklaması yapmasına izin vermedi. Bunun üzerine HDP’liler, basın açıklamasını partilerinin genel merkez binasının önünde yaptı.

HDP Ankara İl Başkanlığı adına konuşan HDP Kadın Meclisi Üyesi Deniz Keleş, şunları söyledi:

“MAHSA AMİNİ İRAN’DA REJİMİN POLİSLERİ TARAFINDAN KATLEDİLDİ”

“22 yaşındaki Jina Mahsa Amini, İran İslam Cumhuriyeti’nde, rejimin sözde ahlak polisi tarafından başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle başkent Tahran’da 14 Eylül’de işkenceyle gözaltına alındı. Polis karakoluna götürülen Mahsa, aynı gece hastaneye kaldırıldı ve oradan da ölüm haberi geldi. Amini’nin başına aldığı darp nedeniyle beyin kanaması geçirmesi sonucu yaşamını yitirdiği kesinleşti. Kürt bir kadın olan Mahsa Amini, İran’da rejimin polisleri tarafından katledildi. Kadınlar, başta İran olmak üzere dünyanın her yerinde protesto eylemleriyle Mahsa Amini’nin katledilmesine karşı tepkilerini büyütmeye devam ediyor. Sokaklarda güçlü gösteri ve yürüyüşlerle erkek egemen İran rejimine ve onun ahlak polisi gibi kadın düşmanı kurumlarına karşı isyanını yükseltiyor. Nitekim Mahsa’nın cenaze töreninde kadınlar, toplu halde başörtülerini çıkartarak mücadelelerini, isyanı yeni bir boyuta taşıdığını göstermişlerdir.

“KADIN İSYANI BÖLGEDE DALGA DALGA YÜKSELEREK BİR HALK İSYANINA DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Kadınlara, kadınların yaşam tarzlarına, başörtü dayatmasına karşı direnişten asla vazgeçmeyeceklerini bir kez daha göstermişlerdir. Yine Mahsa’nın katledilmesine yönelik başlayan kadın isyanı, bölgede dalga dalga yükselerek bir halk isyanına dönüşmüştür. İran rejimi, gelişen bu isyanı sindirmek için tüm güçleriyle halka saldırarak bir kez daha kadın düşmanlığını, Kürt düşmanlığını tescillemiştir.

“KADINLARI DARP EDEN, KATLEDEN BU REJİM YOK OLMAYA MAHKUMDUR”

İran’da 1979 yılından beri uygulanan yasalar, kadın düşmanlığı üzerinden inşa edilmiştir. Kadınlara başörtüyü dayatan, kadınların yaşamlarına, giyimlerine, davranışlarına her türlü müdahaleyi hak gören, İslami kurallara uymadıkları gerekçesiyle kadınları darp eden, katleden bu rejim, yok olmaya mahkumdur. İranlı kadınlar, haklarına ve yaşamlarına yönelik bu saldırılara karşı mücadele etmekten bir an olsun vazgeçmemiştir. Mahsa’nın direnişi bunun en büyük kanıtıdır. İktidarlarının giderek sarsıldığını gören rejim ve onun polisi ise kadınlara ve mücadelelerine saldırarak kadınları yıldırmaya, sindirmeye çalışmakta. Kadınlar başta olmak üzere ezilenlerin mücadelesi ve direnişi engellenemeyecek.

“TÜM DÜNYADA KADINLAR ‘ARTIK YETER’ DİYOR”

İranlı kadınlar başta olmak üzere tüm dünyada kadınlar ‘artık yeter’ diyor. İran halkları, dünya halkları ‘yeter’ diyor. Mahsa şahsında katledilen tüm kadınlara sözümüz; ahlaksızlık, sizin görünen saç tellerinizde değil İran’dan tüm dünyaya erkek egemen iktidarların zihniyetindedir. Mahsa’nın mücadelesi ve direnişi, bizlerin de mücadelesidir. Bu mücadeleyi halkların isyanı ve mücadelesiyle birleştirerek özgür bir dünyayı hep birlikte inşa edeceğiz.”

Kaynak: anka