Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Limanı’nın hukuki süreci için, “Para diye, ekonomi diye Mersin’i satacak, pazarlayacak halimiz yok. Böyle bir düşüncemizin olabileceğini kimse düşünmesin. Bizim için vatan, memleket her şeyden kutsal kavramlar” değerlendirmesi yaptı. Limanın kiralama süresinin 2043 yılından 2056 yılına kadar uzatıldığını hatırlatan Seçer, “Kim o tarihlerde yaşayacak, yaşamayacak bilemiyoruz ama çocuklarımızın geleceği kiraya verilmiştir. Ben olaya böyle bakarım ve buna da şiddetle karşı olduğumu ifade etmek isterim” dedi.

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 2022 Yılı Ocak Ayı Meclis Toplantısı’nın 2. Birleşimi, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında yapıldı.

Meclis toplantısında Ulaşım Master Planı’nı yenileyeceklerini belirten Başkan Seçer, şunları söyledi:

“Mersin’in en önemli sorunlarının başında hiç şüphesiz ulaşım geliyor. Bu nedenle kentimizi sokak sokak planlamaya yönelik kapsamlı bir çalışma yapıyoruz. Bir yandan kent genelinde imar planları üzerinde çalışmalarımızı yürütürken diğer taraftan da kentimizin ulaşım sorunlarını çözmek adına önemli adımlar atıyoruz. Çünkü imar ve ulaşım planları arasında uyum sağlamadan var olan problemlerin çözülmeyeceğini düşünüyoruz ve bu şekilde çalışmazsak yeni sorunların da ortaya çıkacağını çok iyi biliyoruz. Bu çerçevede en son 2015 yılında yapılan ve üzerinden 7 yıl geçen Ulaşım Master Planı’nı yeniliyoruz.”

“1,5 YIL İÇERİSİNDE TAMAMLANACAK”

“Alanında uzman kadrolarımız; ulaşımdaki yenilikleri, sistemleri inceledi ve projelendirdi. Mersin Ulaşım Master Ana Planımız nüfusu 100 binin üzerinde olan dört merkez ilçemizin dışında; dört merkez ilçemizde zaten yapıyoruz; Erdemli, Silifke ve Tarsus’u da Mersin Ulaşım Master Ana Planı içerisine dâhil ediyoruz. Ulaşım Ana Planı kapsamında yapılacak işlerin başlıkları şöyle; Raylı Sistem İçin Fizibilite Raporunun Hazırlanması, 35 km 3 Etaplı Raylı Sistem Ön Projelerinin Hazırlanması, Toplu Taşıma Hat Optimizasyonu, 16 Adet Köprülü Kavşak Ön Projelerinin Hazırlanması, 150 Adet Kavşağın Fiziksel Olarak İncelenip Gerekli Düzenlemelerin Yapılması, Lastik Tekerlekli Toplu Taşıma Sistemi Rehabilitasyonu Eylem Planının Hazırlanması, Otopark İhtiyaçlarının Belirlenmesi ve Yapımı, Vatandaşlarla Bölgedeki Her Türlü Ulaşım Sorunları Hakkında Anket Yapılması, Raylı Sistem Projesi ile İlgili Gelişmelerin ve Yeni Güzergah Önerilerinin Sonuç Raporlarının İşlenmesi. Aralık ayının son günlerinde yaptığımız sözleşmemiz gereği Ulaşım Master Planımız yaklaşık 1,5 yıl içerisinde tamamlanacak.”

“YA AB BİZİ OYALIYOR YA İLLER BANKASI İŞİNİ ÇABUK YAPMIYOR YA BAŞKA BİR ŞEYLER VAR”

“Cumhurbaşkanı dedi ki ‘Avrupa Birliği bu konuda bize çok anlamlı destek yapmıyor. Özellikle alt yapı çalışmalarında kendi gayretlerimizle bizim çabalarımızla bazı sorunları çözme yoluna gidiyoruz.’ Bu bizi de ilgilendiren önemli bir konu. Mezitli İçmesuyu Projesi var, 3. yılına tamamlıyoruz görevin. O günden ‘3 ay içinde biter, 3 ay içinde biter’ bir türlü başlayamadık. 17 milyon 150 bin Euro. Tömük Arpaçbahşiş Erdemli’de hatta Mersin’in en büyük kanalizasyon sorunu orada yaşanıyor. Yoğun bir göç var. 15 milyon Euro. Biz kendi imkanlarımızla 13 milyon lira harcadık oranın içmesuyu problemini bitirdik. Daha çok da kısa bir sürede. Su kaynağımız Elvanlı’ydı. Bir de Akdeniz ilçesine Kazanlı, Homurlu, Toroslar bu mahallelerin ortak kanalizasyon projesi olan projenin 7 milyon Euro’luk tutarı toplam 39 milyon 150 bin Euro. 3, 4 ay önce biz gittik, Ankara’da görkemli bir törenle Cumhurbaşkanı Yardımcısının, Sayın Çevre Bakanı’nın, Avrupa Birliği Bakanı’nın olduğu bir yüksek protokolle beraber bunların sözleşmesini yaptık. Şu ana kadar bize 1 Euro dahi para gelmedi. Şimdi burada Sayın Cumhurbaşkanı’nın değerlendirme önemli bir değerlendirmedir. Bu problem kime aittir ben bilemem. İmza atıldı. Özellikle Mezitli İçmesuyu Projesi 3 yıldır tamam, bugün yarın, bugün yarın. Burada koordinatör kurum İller Bankası, parayı sağlayan Avrupa Birliği. Avrupa Birliği AFD üzerinden Fransız Kalkınma Ajansı üzerinden bunu sağlıyor. Fransız Kalkınma Ajansı ile İller Bankası arasında bir müşavir firma var. Müşavir firma bizden bilgileri istiyor, bir türlü bilgilendirme bitmiyor, bir türlü beğendiremiyoruz, bir türlü talepler son bulmuyor. Yani bir yerde bir şey var ya Avrupa Birliği bizi oyalıyor ya İller Bankası işini çabuk yapmıyor ya da başka bir şeyler var. Bunu buradan ortaya söylüyorum çünkü ben Mersin’i düşünüyorum, Mersinli sorun yaşıyor, Mersinli 400 bin Suriyeli’nin yükünü çekiyor. Bu fon FRIT II kapsamında yani Türkiye’de yaşayan mülteciler fonundan Avrupa Birliği hibe fonu ama ortada herhangi bir gelişme yok.”

“BİZ BURADA 2 MİLYON MERSİNLİNİN İRADESİNİ TEMSİL EDİYORUZ”

Mersin Limanı’nın hukuki süreciyle ilgili bazı değerlendirmeler yapan bir Meclis üyesine de yanıt veren Başkan Seçer, şunları kaydetti:

“Hukuki süreç devam ediyor. Biz tabii ki hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Türkiye’de güçlü bir hukuk sistemi olduğunu düşünüyoruz ve canı gönülden inanıyoruz. Burada hukukun üstünlüğü var, üstünlerin hukuku yok Türkiye’de. Buna da çok canı gönülden inanıyoruz ve bu şehre herkesten çok bu Meclisin sahip çıkma gerekliliğine de inanıyoruz. Çünkü biz burada 2 milyon Mersinlinin iradesini temsil ediyoruz. Onların sözcüsüyüz. Mersinliler de eminim ki şunu söylüyordur; ‘Meclis, Mersin’e sahip çıkmak zorundadır.’ Atatürk’ün dediği gibi; ‘Mersinliler Mersin’e sahip çıkınız.’ Buraya kadar tamam. Ünzile Hanım hukukçudur. Hukukçu kimliğiyle Cumhuriyet Halk Partisi grup sözcüsü olarak inanıyorum burada Cumhuriyet Halk Partisi dışında; Halkların Demokratik Partisi var, İyi Parti var bağımsız Meclis üyemiz var. Onların da duygularına tercüman olacak şekilde hukuki olarak bu bilirkişi raporunu açıkladı. Niye burayı örnek verdim? Çünkü biz daha önce burada bir Meclis kararı alalım, dedik. Cumhur İttifakı üyeleri bizim gibi düşünmediği için, farklı düşündüğünüzü düşünerek, Ünzile Hanım’ın bu açıklamalarını bu gruba mal ettim. Şimdi burada hukuki olarak ilgimi çeken açıklamanızda, müdahil olarak katılan taraf ilgili firma, bizim davacı olduğumuz Çevre Bakanlığı’nın eğer istiyorsa yapması gereken işi yapıyor. Oysa ortada bilimsel bir rapor var. Firma, ben de inceledim, yaptırdığı bu çalışmada ki bir üniversitenin döner sermayesine para ödenerek bu yapılıyor. Olayın ekonomik boyutunu, kendisi ile ilgili olan ekonomik boyutunu analiz ettiriyor.”

“BİZİM İÇİN VATAN, MEMLEKET HER ŞEYDEN KUTSAL KAVRAMLAR”

“Para diye, ekonomi diye Mersin’i satacak, pazarlayacak halimiz yok. Böyle bir düşüncemizin olabileceğini kimse düşünmesin. Bizim için vatan, memleket her şeyden kutsal kavramlar. Paradan çok çok öte, makamdan çok çok öte kutsal kavramlar. Burada tabii ki biz takip ediyoruz. Mersin halkı takip edecektir. Her şey hukukun içerisinde kalmak zorundadır.”

“KİM O TARİHLERDE YAŞAYACAK BİLEMİYORUZ AMA ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ KİRAYA VERİLMİŞTİR”

“2007 yılında Türkiye’yi yöneten iktidar bu kapsamda, özelleştirme kapsamında, 36 yıllık kiradan kaynaklı rantı Türkiye Cumhuriyeti’nin kasasına aldı ve tüketti. Şöyle düşünün; evinizi kiraya vermişsiniz 10 yıllığına, 5 yıl geçmiş. Kiracıyı çağırıyorsunuz. Neden çağırıyorsunuz? Paraya ihtiyacınız var. Eee 10 yıl almışsınız, tüketmişsiniz. Biz bunu 15 yıl yapalım. O artı 5 yılın kirasını bana tekrar verin. Bunu niye yaparsın ev sahibi olarak? Paraya ihtiyacın olduğu zaman yaparsın? Peki kiracın bunu nasıl kabul eder? Çok cazip şartlarda verirsen kabul eder. Yoksa der ki; ‘benim daha 5 yılım var, hele dur bakalım 5 yıla kim öle kim kala, Allah kerim’ der. Ama şimdi burada… Eğer 2043 yılına kadar olan kiralama süresini, ben Mersin limanını değerlendiriyorum. Bu Türkiye’ye sari bir Meclisten yasa çıktı. Ben milletvekili değilim. Orada olsam Türkiye’ye sari konuşurdum. Ama kendi kentimdeki limanla ilgili de gelişme budur. Yani 2043 yılına kadar olan kiralama süresi 2056 yılına kadar Mersin’de uzatılmıştır. Yani bir 13 yıl daha. Kim o tarihlerde yaşayacak, yaşamayacak bilemiyoruz ama çocuklarımızın geleceği kiraya verilmiştir. Ben olaya böyle bakarım ve buna da şiddetle karşı olduğumu ifade etmek isterim. Evet, ilk hazırlanan bilirkişi raporu bilimseldi ama bence de filmsel raporlar da hazırlanabiliyor. Mersin halkına da ‘bu filmi izleyin’ diyenler yanılıyorlar. Biz film falan izlemiyoruz ama Mersin’de gelişmeleri yakından takip ediyoruz.”

 

Kaynak: anka